Demuraj zamanaşımı ve teslim edilemeyen yük ile ilgili demurajın taşıtandan tahsili hakkında bir uyuşmazlıkta, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi, İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin kararını istinaf eden davalı taşıtanın tüm istinaf sebeplerini esastan reddederek son dönemde tartışmaları beraberinde getiren bir meseleyi aydınlığa kavuşturmuştur 1.  

Davaya konu olayda, Davacı taşıyan ve Davalı taşıtan ayçiçeği yağı ve mısır yağı niteliğindeki ürünlerin İstanbul'dan Doha'ya deniz yoluyla taşınması için bir navlun sözleşmesi akdetmiştir.  Davalı navlun bedelini ödemiştir.  Fakat İstanbul'dan gemiye yüklenen ayçiçeği ve mısır yağı, yapılan tüm bildirimlere rağmen alıcısı tarafından Doha'da teslim alınmamıştır.  Bozulabilir nitelikte olmaları ve raf ömürlerinin sona ermesi sebebiyle Katar yetkili makamları ürünleri imha etmiştir.  Süreç boyunca boşaltma limanında oluşan demuraj bedeli, imha bedeli ve boşaltma masrafları Davacı tarafından karşılanmıştır.  Davacı bu yargılamada, yaptığı masrafları Davalı taşıtandan talep etmiştir.

Davalı ise hem demuraj bedelinin zamanaşımına uğradığını hem de olayda CIF taşıma söz konusu olduğu için sorumluluğunun yükün varma limanına ulaşması ile sona erdiğini ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.

Denizcilik İhtisas Mahkemesi sıfatıyla İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi, davayı kabul ederek2, (i) olay tarihi itibariyle yürürlükte olan eski Türk Ticaret Kanunu'nun (eTTK) 1262 (5). maddesine atıfla bir yıllık zamanaşımının dolmadığı, ve (ii) eTTK madde 1069 tahtında sayılan şartlar gerçekleşmediği gerekçesiyle davalının, davacı taşıyanın yaptığı masraflardan sorumlu olacağına hükmetmiştir.

Davalı taşıtan anılan kararı istinaf ederken iki temel sebep ileri sürmüştür.  Bunlardan ilki, taşımanın 25.10.2010 tarihli konşimentoya istinaden gerçekleştirilmesine rağmen; demuraj, imha ve boşaltma masraflarının davacı tarafından dava dışı gemi acenteliği şirketine 6.8.2012 tarihinde, yaklaşık iki sene sonra ödenmesidir.  İkinci istinaf sebebi ise, demuraj bedelinden CIF taşıma nedeniyle Davalı'nın sorumlu olmamasıdır. 

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi incelemesinde ilk istinaf sebebi ile ilgili olarak, eTTK Madde 1262 (5) uyarınca "denizde yolcu ve yük taşıma akitlerinden veya konşimentodan doğan masrafların ve navlun dahil olmak üzere bütün alacakların bir yılda zamanaşımına uğrayacağını" belirterek demuraj bedellerinin bu kapsamda değerlendirileceğine vurgu yapmıştır.   Zamanaşımı başlangıcında ise, "borçların muaccel olduğu tarih olduğu" belirtilerek, demurajın oluştuğu anı değil, Davacı'nın demuraj bedeli için dava dışı şirkete ödeme yaptığı tarihi esas almıştır.

Anılan temel üzerine bina edilen incelemede demuraj başta olmak üzere Davacı'nın yaptığı masraflarla ilgili olarak Davalı'nın sorumlu olup olmadığı konusu ele alınmıştır.  Olay tarihinde yürürlükte olan eTTK'nın 1069. maddesine atıf yapılan kararda, "gönderilen malı teslim almakla, navlun ve navlun teferruatından olan masrafları, teslim almanın dayandığı mukavele veya konşimento hükümlerine göre ödemeye mecburdur" ifadesine yer verilmiştir. Benzer şekilde eTTK Madde 1081 uyarınca gönderilen malı teslim almazsa taşıtan, navlun ve navlun teferruatından olan masraflar için taşıyana karşı sorumluluğundan kurtulmuş sayılmayacaktır.  Olayda da yapılan tüm bildirimlere rağmen malın gönderilen tarafından teslim alınmadığı görülmekte olup böylece taşıtanın taşıyana karşı sorumluluğunun devam ettiği anlaşılmıştır.  

Nihayet, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi, istinafa konu edilen İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin davayı kabul kararını ve demuraj bedelinin zamanaşımına uğramadığı ve bu bedelin taşıtandan talep edilebileceği yönündeki hükme esas gerekçeleri yerinde bularak davalının istinaf sebeplerini reddetmiştir. Belirtmek gerekir ki, bu anlamda İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi'nin kararı, Yargıtay'ın konu hakkındaki benzer içtihatlarını takip etmektedir.3

Yerel mahkemenin, davalının zamanaşımı def'inin reddine karar verirken, davaya konu edilen bedellerin davacıdan talep edildiği fatura tarihini esas alması ve bu gerekçenin Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yerinde bulunarak "bir yıllık zamanaşımının da ödemenin yapıldığı tarihte başlayacağı" belirtilerek davacı lehine zamanaşımının henüz dolmadığına hükmedilmesi, kanaatimizce isabetli olmamıştır.  Demuraj, oluştuğu tarih bakımından bir yıl sonunda zamanaşımına uğrayacağından, neredeyse iki sene sonra fatura edildiğinde davacı tarafından ödenmiş olması, esasen eksik bir borcun ifası olarak yorumlanmalıdır.  Dolayısıyla borcun oluştuğu tarih bakımından herhangi bir inceleme yapılmaksızın, doğrudan fatura edildiği tarih dikkate alınarak zamanaşımı def'inin reddine karar verilmesini eleştirmekteyiz.

Hükme esas ikinci gerekçeye gelinecek olursa, bugün TTK'nın 1203. maddesi, eTTK'nın 1069. maddesine oldukça benzer şekilde, "eşya, taşıtandan başka bir kişiye teslim edilecekse, bu kişi, navlun sözleşmesi veya konişmento ya da diğer bir denizde taşıma senedi uyarınca eşyanın teslimini istediğinde, bu istemin dayandığı sözleşmenin veya konişmentonun yahut diğer bir denizde taşıma senedinin hükümlerine göre ödemeye yetkili kılındığı bütün alacakları ödemekle, kendi hesabına gümrük resmi ödenmiş ve başka giderler yapılmış ise bunları da vermekle ve üstüne düşen diğer bütün borçları yerine getirmekle yükümlü olur" demektedir.  Dolayısıyla taşıyanın, demuraj alacağını gönderilenden talep edebilmesi için hem gönderilenin eşyanın teslimini istemiş olması hem de bu istemin dayandığı sözleşme veya konşimento ya da diğer bir denizde taşıma senedi uyarınca bu ücretinin gönderilen tarafından ödeneceğinin belirtilmiş olması gerekmektedir. 

Bu noktada herhangi bir eleştirimiz söz konusu olmamakla birlikte, konşimento kayıtlarının somut olaya etkisini de tartışmak isteriz.  Yük alıcıya teslim edilmediği için istinaf incelemesi esnasında, eTTK 1069 anlamında konşimentodaki CIF kaydının mahiyeti ile ilgili detaylı bir araştırmaya girişilmemişse de yerel mahkeme, CIF taşımanın hasar ve riskin yer değiştirmesine işaret eden bir teslim şekli olduğunu belirterek, davaya konu taleplerle ilgili olmadığını ifade etmiştir.

Özellikle uluslararası ticarette sık kullanılan bir teslim biçimi olarak CIF taşımaların, başta demuraj olmak üzere, boşaltma limanındaki giderlerle olan ilişkisini ele almakta yarar vardır.  Bu tip taşımalarda (ya da teslim şeklinde) satıcı, yükün varış limanına ulaşması için navlun ve gerekli giderleri öder, ayrıca yolculuk esnasında oluşabilecek zararlara karşı, alıcı lehine yükü sigortalattırır.   Buna karşın hasar ve risk, yükün geminin güvertesine yüklenmesiyle birlikte alıcıya geçer. 

Kanaatimizce konşimentoya kaydı düşülen bir CIF taşıma, yalnızca hasar ve riskin yer değiştirmesini değil, navlun ve masrafların da ödendiğini işaret ettiği için gönderilenin boşaltma limanındaki masraflara kendisinin katlanmak durumunda olduğunu ifade etmektedir.  Bu da TTK 1203 anlamında aranan "sözleşme veya konşimento ya da diğer bir denizde taşıma senedi uyarınca bu ücretinin gönderilen tarafından ödeneceği" şartını karşılamaktadır. Dolayısıyla yükün teslim edilmesi ile birlikte, CIF taşımalarda da navlun teferruatı sayılan demurajın taşıtandan değil, gönderilenden talep edilebilmesi gerekmektedir.

Footnotes

1 İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi, 13. HD., E. 2018/127, K. 2018/622, T. 27.6.2018

2 İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi, E. 2014/1134, K. 2017/302, T. 5.10.2017

3 Örnek olarak bakınız Yargıtay 11. Hukuk Dairesi, E. 2014/17506, K. 2015/6002, T. 29.4.2015

The content of this article is intended to provide a general guide to the subject matter. Specialist advice should be sought about your specific circumstances.