Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından kabul edilen ve 09.08.2016 tarihinde onaylanarak yürürlüğe giren 6728 sayılı "Yatırım Ortamının İyileştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun" ("Kanun") ile 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu ("İİK"), 5491 sayılı Çek Kanunu ("ÇK") ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nda ("TTK") birtakım esaslı değişiklikler yapılmıştır.

I. İİK KAPSAMINDA YAPILAN DEĞİŞİKLİKLER

Kanun ile birlikte sermaye şirketlerinin iflası ve iflas ertelenmesi müessesi ile ilgili köklü değişiklikler yapılmıştır. Bu değişiklikler şu şekilde özetlenebilir:

  • İİK'nın iflas ve iflas ertelemesini düzenleyen 179. Maddesi'nde yapılan değişiklik uyarınca, şirketlerin borca batık olup olmadığı aktiflerin muhtemel satış fiyatları üzerinden düzenlenen ara bilançoya göre idare ve temsil ile vazifelendirilmiş kimseler ya da şirket tasfiye halinde ise tasfiye memurları veya bir alacaklı beyanı ile mahkemece tespit edilecektir.
  • İflas ertelemesi son 1 yıldan uzun süre boyunca şirket merkezinin bulunduğu yerdeki mahkemeden istenebilecektir. Böylece uygulamada yaşanan, şirket merkezinin, iflasın ertelenmesi kararının kolayca alınabileceği yerlere kağıt üzerinde taşınmasının önüne geçilmek istenmiştir.
  • Ayrıca, uygulamada yaşanan mahkemelerin yeterince inceleme yapmadan iflas erteleme kararı vermelerinin engellenmesi adına birtakım yeni hükümler getirilmiştir. Buna göre, iflas ertelemesi için mahkemeye sunulan iyileştirme projesinde, yeni nakit kaynak konulması dahil nesnel ve gerçek kaynaklar ve önlemler ile erteleme süresince tüm işletme giderlerinin ve çalışma sermayesinin nasıl karşılanacağının gösterilmesi gerekmektedir. Ayrıca, mevcut borçların ödeme süre ve tutarlarını, alacaklıların adreslerini, faaliyet gösterilen sektörün özelliklerine göre stoklar ile bunların bekleme sürelerini ve tutarlarını gösteren listelerin, vergi dairesine sunulmuş en son bilanço ve gelir tablosunun, şirketin ticaret sicili tasdiknamesi ile iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı olduğunu gösteren diğer bilgi ve belgelerin, işletmenin devamlılığı esasına göre düzenlenmiş ara bilançoyla birlikte mahkemeye sunulması zorunludur.
  • Yukarıda belirtilen liste ve belgelerin iflasın ertelenmesi talebiyle birlikte sunulmaması veya mahkemece verilecek 2 haftalık kesin süre içinde tamamlanmaması halinde iflasın ertelenmesi talebi ispatlanamamış sayılır ve borca batık olduğunun anlaşılması halinde talep sahibi şirketin iflasına karar verilir.
  • Yine 179. Madde'nin son fıkrasına getirilen yeni bir hüküm uyarınca, iflasın ertelenmesinden yararlanmış bir şirket duruma göre uzatma dahil erteleme süresinin bitiminden itibaren 1 yıl geçmedikçe iflasın ertelenmesi talebinde bulunamaz.
  • Mahkeme, iflasın ertelenmesi talebinde bulunulması üzerine, yönetim görevini yürütmesi ve ayrıca envanter işlemlerini başlatarak kontrolü altında yürütmesi için, derhal, yeterli sayıda kayyım atayacaktır. İflasın ertelenmesi talebi ve kayyımın atanmasına ilişkin karar Ticaret Sicili'nde ilan edilecektir. Alacaklılara, iflas erteleme talebinin Ticaret Sicili'nde ilanından itibaren 2 haftalık kesin süre içinde itiraz etme yetkisi getirilmiştir.
  • Yeni düzenleme uyarınca bir şirket, erteleme yargılaması sırasında ancak bir defaya mahsus olmak üzere revize iyileştirme projesi verebilir.
  • İflas ertelenmesine ilişkin karar verilmesi sürecinde mahkeme şirketin malvarlığının korunması için tedbirler alabilir, belirli istisnalara tabi olmak kaydıyla olmak üzere şirket aleyhine takip yapılmasını yasaklayabilir veya önceden başlatılmış takipleri durdurabilir.
  • Erteleme süresi azami 1 yıldır. Bu süre mahkemece uygun görülmesi halinde bir yıl daha uzatılabilir. Uzatma talebi hakkında karar verilebilmesi için erteleme kararının kesinleşmesi bekletici sorun yapılır. Uzatma yargılaması sırasında ancak bir defa revize iyileştirme projesi verilebilir.
  • Yeni düzenleme uyarınca, erteleme süresi dolmadan dahi, mahkeme, kayyımın verdiği raporlardan veya gerek gördüğünde alacağı bilirkişi raporundan şirketin mali durumunun iyileştirilmesinin mümkün olmadığı kanaatine varırsa, erteleme kararını kaldırarak şirketin iflasına karar verebilecektir.
  • 179/c Maddesi'nde yapılan değişiklik uyarınca, iflas erteleme talebi üzerine mahkeme tarafından verilen nihai kararlara karşı borçlu şirket ya da erteleme talep eden alacaklı tarafından kararın tebliğinden, diğer ilgililer ise kararın ilanından itibaren 10 gün içinde istinaf yoluna başvurabilecektir.
  • Son olarak, konkordato ile ilgili 287. Madde'de değişiklik yapılarak konkordato müessesi borçluyu koruyacak şekilde güçlendirilmiştir. Buna göre, konkordatonun tasdiki yargılaması mühlet içinde bitirilememişse mahkeme, mühletin bitiminden sonraki dönem için geçerli olmak üzere borçluya karşı önceden başlatılmış olan takiplerin durdurulmasına veya borçluya karşı yeni takip yapılmamasına karar verebilir.

II. ÇEK HUKUKU ALANINDA YAPILAN DEĞİŞİKLİKLER

Kanun ile birlikte çek hukuku alanında da çok önemli değişikliklere gidilmiştir. Bu kapsamda göze çarpan en önemli değişiklik hiç şüphesiz karşılıksız çek keşide etmenin yeniden suç olarak tanımlanmasıdır.

Kanun'un yürürlüğe girmesinden önceki dönemde karşılıksız çek keşide etme eylemi savcılıklarca bir suç soruşturmasına konu edilip, iddianame düzenlenmek suretiyle mahkemelerin önüne gitmekteydi. Ardından suça konu olan eylemi gerçekleştiren kişi için "çek hesabı açma yasağı" tedbiri uygulanmaktaydı.

Kanun ile yapılan düzenlemeler neticesinde artık karşılıksız çek keşide etme eyleminin öğrenilmesi üzerine alacaklının icra mahkemesine yapacağı şikayet ile suçla ilgili kovuşturma başlayacaktır.

Kanun ile birlikte çek hukuku alanında, ÇK ve TTK'da yapılan değişiklikler şu şekilde özetlenebilir:

  • Üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanuni ibraz süresi içinde ibrazında, çekle ilgili olarak "karşılıksızdır" işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi hakkında, hamilin şikayeti üzerine, her bir çekle ilgili olarak, 1500 güne kadar adli para cezasına hükmolunacaktır. Ancak, hükmedilecek adli para cezası, çek bedelinin karşılıksız kalan miktarı, çekin üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanuni ibraz tarihinden itibaren işleyecek ticari işlerde temerrüt faizi oranı üzerinden hesaplanacak faizi ile takip ve yargılama gideri toplamından az olamaz.
  • Bu kapsamda, mahkeme kovuşturma esnasında çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağına hükmedebilecek, daha önceden böyle bir yasak bulunması halinde yasağın devamına karar verebilecektir.
  • Bu suçlar nedeniyle, ön ödeme, uzlaşma ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin hükümler uygulanmamakta ve adli para cezası, ödenmediği takdirde doğrudan hapis cezasına çevrilmektedir.
  • Hakkında çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı kararı verilenlerin, yasaklılıkları süresince sermaye şirketlerinin yönetim organlarında görev almaları yasaklanmıştır. Bu durumun istisnası ise hakkında yasaklama kararı verilenlerin mevcut organ üyeliklerinin görev sürelerinin sonuna kadar devam etmesi olarak öngörülmüştür.
  • Yeni düzenleme ile birlikte çek hesabı açtırmak isteyenlerin bankaya adli sicil kaydı vermesi gerekmektedir. Ayrıca, bankalar, çek hesabı sahibi gerçek veya tüzel kişinin ya da şirket yetkililerinin çek hesabı açma yasağının bulunup bulunmadığını kontrol etmekle yükümlü kılınmıştır.
  • Ticaret Sicili'ne tescil edilen şirket yetkilileri hakkında verilmiş bir çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı kararı varsa bunların yetkilisi olduğu tüzel kişilere çek defteri verilmeyecektir.
  • Çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı kararına ilişkin bilgiler, güvenli elektronik imza ile imzalandıktan sonra, Adalet Bakanlığı Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) aracılığıyla MERSİS ile Risk Merkezine elektronik ortamda bildirilir. Hakkında çek hesabı açma yasağı kararı verilen kişiler, Risk Merkezi tarafından bankalara bildirilecektir.
  • Karşılıksız çek düzenlemenin suç olması ile bağlantılı olarak Kanun'da etkin pişmanlık ve çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağının kaldırılmasına ilişkin hükümler de düzenlenmiştir. Buna göre, karşılıksız kalan çek bedelini, çekin üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanuni ibraz tarihinden itibaren işleyecek ticari işlerde temerrüt faiz oranı üzerinden hesaplanacak faizi ile birlikte tamamen ödeyen kişi hakkında davanın düşmesine veya mahkumiyet hükmü kesinleşmiş ise mahkumiyetin tüm sonuçlarının kaldırılmasına mahkemece karar verilebilir.
  • Hakkında mahkumiyete karar verilen kişi, mahkum olduğu cezanın tamamen infaz edildiği tarihten itibaren 3 yıl ve her halde yasağın konulduğu tarihten itibaren 10 yıl geçtikten sonra, mahkemeden çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağının kaldırılmasını isteyebilecektir.
  • Kanun'da ayrıca çeklerin güvenilirliğinin arttırılması, kayıt dışılığın önüne geçilmesi ve bilgi paylaşım sisteminin kurulması amacıyla karekod okutma ve bilgi paylaşım sisteminin kurulması öngörülmüştür. Buna bağlı olarak TTK'nın çekin unsurlarını düzenleyen 780. Maddesi'nde değişiklik yapılarak; karekod ve banka seri numarası da çekin unsurları arasında sayılmıştır. 31.12.2016 tarihinden itibaren bankalar karekod ve seri numarası olmayan çek yaprağı basamayacaktır.
  • Kanun'a göre lehine karekodlu çek düzenlenen lehdar, teslim aldığı çeki Türkiye Bankalar Birliği Risk Merkezi nezdinde tutulan sisteme kaydedecektir. Bu kayıt sistemi herhangi bir yaptırıma tabi olmamakla birlikte, tüm çeklerin kayıt edilmesi karşılıksız çeklerle karşılaşılma ihtimalini azaltacaktır. Böylece alacaklının, çek sahibinin piyasada kaç çekinin bulunduğunu ve bunların tutarlarını öğrenmesi mümkün olacaktır
  • Yine bununla birlikte; alacaklı, karekod ile çek sahibinin çek hesabı bulunan toplam banka sayısı, bankalara ibraz edilmemiş çek adedi ve tutarı, bankalara teslim edilen çek adedi ve tutarı, son beş yıl içinde ibrazında ödenen çeklerin adedi ve tutarı, ibraz edilen ilk çekin ibraz tarihi, son çekin ibraz tarihi, son beş yılda karşılıksızdır işlemi gören çekler ve tutarları ve çek yasağı kararı gibi bilgilerine erişebilecektir.
  • Çek hukuku alanında yapılan bu değişiklikler 09.08.2016 tarihinde Resmi Gazete'de yayımlanmak suretiyle yürürlüğe girmiş bulunmaktadır.

III. TTK'DA YAPILAN DİĞER DEĞİŞİKLİKLER

Kanun kapsamında TTK'da yapılan diğer değişiklikler özet olarak şu şekildedir:

  • Kanun ile birlikte, şahıs ve sermaye şirketleri kuruluşlarında kurucuların şirket sözleşmesini noter dışında ticaret sicil müdürü veya yardımcısı huzurunda da imzalamasına olanak verilmiştir. Şirket kuruluşu sırasında kurucular beyanı düzenlenmesi zorunluluğu kaldırılmıştır.
  • Artık, şirket kuruluşunda, esas sözleşmeyi ihtiva eden kağıtlardan değerli kağıt bedeli alınmayacaktır.
  • Şirketlerin tür değişikliğine gitmesinde yeni türe ilişkin sözleşmenin bütün ortaklar tarafından imzalanması zorunluluğu kaldırılmıştır.
  • Tür değiştirmede yönetim organınca hazırlanan tür değiştirme planı dışında, yeni türün şirket sözleşmesinin genel kurulun onayına sunulması sistemi getirilmiştir.
  • Kanun ile birlikte gelen yenilik uyarınca, tasfiye halindeki bir şirketin, kalan malvarlığını dağıtabilmek için alacaklılara yönelik yapılacak üçüncü ilandan itibaren başlayacak zorunlu bekleme süresi 1 yıldan 6 aya düşürülmüştür.
  • TTK hükümlerine göre tasfiye olunan şirketlerde, İİK'daki tasfiye ve ceza yaptırımı hükümleri uygulanmayacaktır.

The content of this article is intended to provide a general guide to the subject matter. Specialist advice should be sought about your specific circumstances.