(Bu makale 22 Ocak 2024 tarihinde Av. Dr. Umut Kolcuoğlu'nun Nasıl Bir Ekonomi Gazetesindeki Hukuk Notları başlıklı köşesinde yayımlanmıştır.)

Türk lirasının değerinin yabancı para birimleri karşısında dalgalı bir seyir izlemesiyle her ne kadar  ticari hayatta belirli işlemlerin ve ödemelerin döviz üzerinden yapılması tercih edilse de Türk Parası  Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Karar'da son yıllarda yapılan değişiklikler, uygulamada  “dövizle işlem yapma yasağı” olarak bilinen sınırlamanın kapsamını genişletti. Mevcut  düzenlemeler, bazı sözleşme türlerinden kaynaklanan ödeme yükümlülüklerinin döviz ile veya  dövize endekslenerek kararlaştırılmasını ve/veya yerine getirilmesini yasaklamış bulunuyor.

Zaman içerisinde, 32 Sayılı Karar uyarınca ödeme yükümlülükleri Türk lirası cinsinden  düzenlenmesi gereken sözleşme tipleri açısından yasağın kapsamı genişledi. Bunun sonucunda  hangi işlemler bakımından döviz ile ödeme yapmanın mümkün olduğu konusunda piyasada  tereddüt yaşanabiliyor. Yasağın kapsamını anlamak, sözleşmelerde belirsizlikleri önlemek ve  düzenlemelere uyum sağlamak açısından büyük önem taşıyor. Bu yazımızda, 32 Sayılı Karar'da  yapılan en güncel değişiklik çerçevesinde pay senedi satışının dövizle ödeme yasağına tabi olup  olmadığını inceleyeceğiz.

Menkul satışlarında satış bedelinin yabancı para cinsinden veya dövize endeksli şekilde belirlenmesi  ve bu şekilde ödenmesi konusunda, 32 Sayılı Karar kapsamında Nisan 2022'de getirilen son  düzenlemeyi dikkate almak gerekiyor. Değişiklik öncesinde Türkiye'de yerleşik kişilerin kendi  aralarında düzenledikleri menkul satış sözleşmelerinde, sözleşme bedelinin döviz olarak  kararlaştırılarak ödenmesi mümkündü. Ancak Nisan 2022 tarihli bu yeni düzenleme ile menkul  satış sözleşmelerinde kararlaştırılan bedelin Türk lirası cinsinden ödenmesi zorunluluğu getirilerek  dövizle işlem yasağının kapsamı biraz daha genişletilmiş oldu.

Bununla beraber yeni düzenleme, menkul satış sözleşmelerinde öngörülen satış bedelinin döviz  cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırılmasına dair bir yasak getirmiyor. Dolayısıyla,  taraflar sözleşmede yer alan satış bedelini döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak  kararlaştırmaya devam edebiliyorlar. Ancak sözleşme kapsamındaki ödeme yükümlülüklerinin Türk  lirası cinsinden yerine getirilmesi ve kabul edilmesi zorunlu tutuluyor. Yapılan değişiklikte, satış  bedeli döviz cinsinden kararlaştırılan menkul satışlarında, ödemeye esas teşkil edecek tutarın  bulunması amacıyla satış bedelinin Türk lirası cinsinden karşılığının hesaplanmasında uygulanacak  kurlara ilişkin herhangi bir düzenleme yer almıyor.

Dikkat edilmesi gereken bir diğer konu, bu yasağın yalnızca Türkiye'de yerleşik kişilerin kendi  aralarında düzenleyecekleri menkul satış sözleşmelerini kapsamasıdır. Dolayısıyla, Türkiye'de  yerleşik kişiler ile yurt dışında yerleşik kişiler arasındaki menkul satış sözleşmesindeki ödemeler  döviz cinsinden yapılabiliyor. Bununla birlikte değişiklik öncesi imzalanan ancak ödemesi değişiklik  sonrası yapılacak sözleşmelerin bu yasağa tabi olup olmadığı konusu da önem arz ediyor. Prensip  olarak kanunlar ve mevzuat değişiklikleri geriye etkili uygulanmayacağı için değişiklik öncesi  yapılan sözleşmeler kapsam dışı olacaktır. Ancak değişiklik öncesinde imzalanmış ve satışa ilişkin  bedel ve ödeme yükümlülüklerinin döviz cinsinden belirlendiği ve fakat henüz bir ödemenin  gerçekleşmediği mevcut sözleşmelerde bu durumun tartışmaya açık olup ödemenin değişikliğe tabi  olduğu söylenebilir.

Bu noktada, pay senetlerinin satışına ilişkin sözleşmelerin de bu düzenlemenin kapsamına girip  girmediği sorusu akla geliyor. Sorunun cevabını, Hazine ve Maliye Bakanlığı'nın, söz konusu  uygulamanın esaslarına ilişkin belirsizlikleri giderdiği, 21 Nisan 2022 tarihli basın duyurusundan  anlamak mümkün. Buna göre “menkul” ile gayrimenkul tanımına girmeyen her türlü mal ve  eşyanın kastedildiği belirtilerek satışa konu payı temsil eden pay senetlerinin menkul nitelikte  olduğu kabul ediliyor.

Senede bağlanmamış payların menkul niteliği ve söz konusu paylar üzerinde yapılacak işlemlerde  bedelin Türk lirası cinsinden belirlenmesi ve ödenmesi zorunluluğu olup olmadığı ise tartışmaya  açık kalıyor. 32 Sayılı Karar senede bağlanmamış payların devri konusunda herhangi bir sınırlama  getirmiyor. Bu nedenle, pay satış bedelinin döviz cinsinden belirlenebileceği ve ödeme  yükümlülüklerinin de döviz cinsinden yerine getirilebileceğini savunanlar bulunuyor. Öte yandan,  Bakanlığın açıklamasındaki “menkul” tanımının geniş yorumlanması ve senede bağlanmamış  payların da senede bağlanan paylar ile aynı uygulamaya tabi tutulması gerektiği görüşü de  benimseniyor.

Özetle Türkiye'de yerleşik gerçek ve tüzel kişiler arasında gerçekleşen pay senedi satışları dövizle  işlem yasağına uyularak gerçekleştirilebiliyor. Bu durumda satış sözleşmelerinde satış bedeli döviz  cinsinden veya dövize endeksli olarak belirlenebilse de ödemenin mutlaka Türk lirası cinsinden  yapılması gerekiyor. Yasağa uyulmadığı takdirde ilgili satış sözleşmesinin her bir tarafı için ayrı ayrı  olmak üzere idari para cezası uygulanacağı belirtiliyor. İlaveten Yargıtay, güncel bir kararında  dövizle işlem yasağına aykırılığın yaptırımına ilişkin önemli bir saptamada bulunuyor. Yargıtay, kamu  düzenine aykırı olan sözleşmelerin kesin hükümsüzlüğüne dikkat çekerek söz konusu  düzenlemenin Türk parasının kıymetini korumak amacıyla yürürlüğe girdiği, bu sebeple ekonomik  kamu düzeniyle ilgili olduğu ve mahkemeler tarafından kendiliğinden gözetilmesi gerektiğini  belirtiyor. Söz konusu karar, konuyla ilgili başka dosyalarda Yargıtay'ın farklı dairelerinin aynı yönde  karar vereceği anlamına gelmemekle birlikte kambiyo mevzuatına aykırılığın sonucunun  mahkemece kendiliğinden gözetilmesi bakımından önem taşıyor.

Sonuç olarak her ne kadar ticari hayatta dövizle işlem yapılması özellikle yabancılık unsuru bulunan  ticari işlemler için çok tercih edilen bir durum olsa da pay sahiplerinin ve şirketlerin dövizle işlem  yasağına dikkat etmesi gerekiyor. Bu doğrultuda, dövizle işlem yasağının kapsamının net bir şekilde  anlaşılması ve bu konudaki güncel düzenlemelere uygun hareket edilmesi olası hukuki riskleri ve  idari para cezası riskini azaltacaktır.

© Kolcuoğlu Demirkan Koçaklı Attorneys at Law 2020

The content of this article is intended to provide a general guide to the subject matter. Specialist advice should be sought about your specific circumstances.