23.05.2007 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren "İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi Ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun" ile internet mecrasında yer alan hukuki süjeler belirlenmiş, cezai ve hukuki sorumluluklar düzenlenmiş ve nihayetinde yayınlara ilişkin hukuki süreçler belirlenmiş olup,  işbu yazımızda sizlere kişilik haklarının korunması kapsamında yasal prosedüre ve uygulama anlatımına yer verilmiştir.

6527 sayılı yasa ile 2014 tarihinde söz konusu kanunda önemli değişikliğe gidilmiş ve özellikle internet yayınlarına ilişkin kişilik haklarının ihlalinin önlenmesi prosedürü yeniden düzenlenmiş; "içerikten çıkarma" yolu yanında daha hızlı ve efektif olan "erişimin engellenmesi" kurumu da getirilmiştir.

2000'li yıllar ile özellikle medya organlarının internet sitelerine ağırlık vermeye başlaması, yazılı mevkutelerin kendi internet sitelerini oluşturması ve aynı zamanda bireysel anlamda amatör içerik sağlayıcıların kendi içeriklerini internette yayımlamaya başlaması ile birlikte söz konusu mecrada doğabilecek hukuki uyuşmazlıkların çözümlenmesinde uygulanacak yasal düzenlemeler tartışılmaya başlanmıştır.

İlk dönemde Türk Medeni Kanunu ve Borçlar Kanununda yer alan kişiliğin korunması ve ihtiyadi tedbire yönelik düzenlemelerden faydalanılarak internet mecrasındaki kişilik haklarının ihlalleri önlenmeye çalışılmışsa da; internet teknolojisinin yapısı gereği değişen pratikler karşısında söz konusu kanun maddeleri yetersiz kalmıştır.

Nihayetinde  23.05.2007 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 5651 internet ortamında yapılan yayınların düzenlenmesi ve bu yayınlar yoluyla işlenen suçlarla mücadele edilmesi hakkında kanun ile internet mecrasına özel düzenlemeler ile özellikle kişilik haklarının korunması hususunda hızlı karar alınabilmesi ve icra edilebilmesi yönünde yasal altyapı oluşturulmuştur. Söz konusu kanun ilk aşamasında özellikle kişilik haklarının korunması yönünden Basın Kanunu'nda yer alan tekzip/cevap ve düzeltme" kurumunu referans alarak benzer bir prosedür getirmiş ise de yukarıda ifade ettiğimiz şekli ile 2014 yılında yapılan değişiklikle bu yöntemden uzaklaşılmış, internetin doğasında yer alan "hız" faktörüne uygun olarak yazılı ihtarname gönderme gibi zorunluluklar kaldırılarak kişilik haklarını ihlal eden içeriğin "doğrudan engellenmesi" yöntemine geçiş yapmıştır.

5651 sayılı kanun kapsamında internet ortamı üzerinden kullanıcılara sunulan her türlü bilgi veya veriyi üreten, değiştiren ve sağlayan gerçek veya tüzel kişilerin tamamı "içerik sağlayıcı" olarak ifade edilmekte olup bu içerik sağlayıcılar sunmuş oldukları içeriklerinden hukuki olarak doğrudan sorumludurlar.

5651 sayılı kanunun 8 – 9 ve 9/a. Maddesinde erişim engellenmesi/içeriğin çıkarılması prosedürü hakkında yasal düzenlemeler bulunmaktadır. İlgili kanunun 8. maddesinde katalog suçlara ilişkin olarak bir takım şekli düzenlemeler yapılmış ve söz konusu katalog suçlar içinde kalmak üzere adli makamların resen harekete geçerek bahsi geçen sitelere erişim engellenmesi prosedürü aktarılmıştır.

Kişilik haklarının korunması açısından ise kanunun 9 ve 9/a maddesinde yer alan düzenleme yer yer almaktadır. Bu kapsamda 9. Maddede kişilere her türlü kişilik hak ihlaline ilişkin mahkemeye başvurma hakkı düzenlenmiş iken 9/a maddesinde ise sadece özel hayatın gizliliğini ihlal nedeniyle Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu ("BTK") ya idari başvuru imkanı tanınmıştır.

Basının görevi geneli ilgilendiren ya da ilgilendirmesi gereken tüm olaylar hakkında objektif ve gerçekleri yansıtacak biçimde halkı aydınlatmaktır. Basına, bu görevinin niteliği gereği Anayasa'da ve Basın Kanunu'nda ayrıcalıklı bir konum tanınmış ve basının özgür olduğu kabul görmüştür. Elbette ki basının bu ayrıcalıklı konumu ve hukuk düzenin kendisine tanıdığı özgürlük, tüm özgürlükler gibi yine hukuk düzenince çizilen sınırlara tabidir.

Basın, yaptığı yayınlarda gerek anayasanın temel hak ve özgürlükler bölümünde yer alan ve gerekse Medeni Kanun ve ayrıca özel kanunlarda güvence altına alınmış olan kişilik haklarına özel hayatın gizliliğine saygı göstermek, bunlara saldırı niteliği taşıyabilecek tutum ve davranışlardan kaçınmak zorundadır.

Kişilik hakları, Yargıtay ve Doktrin tarafından; özel hukukta kişinin doğumuyla birlikte kazandığı ve üzerine kişisel gelişimiyle birlikte her geçen gün yeni değerler kattığı kişiliğinin, maddi ve manevi bütünlüğünün, yeri geldiğinde isminin, mesleki kariyerinin, ailesinin ve hatta sosyal çevresinin üzerinde biriktirdiği, kısacası kendini gerçekleştirme yolunda elde ettiği tüm maddi ve manevi bütünlüğü üzerinde elde ettiği beşeri kazanımlarının ve zaman içinde değişen/genişleyen menfaatlerinin hukuk düzeni tarafından koruma altına alınan yönü olarak tanımlanmaktadır.

9.madde kapsamında; internet ortamında yapılan yayın içeriği nedeniyle kişilik haklarının ihlal edildiğini iddia eden gerçek ve tüzel kişiler ile kurum ve kuruluşlar, içerik sağlayıcısına, buna ulaşamaması halinde yer sağlayıcısına başvurarak uyarı yöntemi ile içeriğin yayından çıkarılmasını isteyebileceği gibi doğrudan sulh ceza hakimine başvurarak içeriğe erişimin engellenmesini de isteyebilir.

Söz konusu talebi inceleyen Sulh Ceza Hakimliği dosya üzerinden en geç 24 (yirmi dört) saat içinde karar verir. Bu karara karşı yine Sulh Ceza Hakimliği'ne itiraz hakkı bulunmaktadır. Verilen "erişim engelleme" kararları doğrudan adli makamlar üzerinden kurulan özel bir altyapı ile Ankara'da mukim Erişim Sağlayıcıları Birliği'ne ("ESB") gönderilir. ESB kendisine ulaşan bu karar doğrultusunda söz konusu URL adreslerine ülke sınırlarından erişime kapatır.

9/a maddesi kapsamında ise; internet ortamında yapılan yayın içeriği nedeniyle özel hayatının gizliliğinin ihlal edildiğini iddia eden kişiler, Başkanlığa doğrudan başvurarak içeriğe erişimin engellenmesi tedbirinin uygulanmasını isteyebilir.

BTK sadece özel hayatın ihlali niteliğindeki yayınlara yönelik olarak kendisine gelen bu idari başvuruyu değerlendirip şartlara haiz ise gereğinin yerine getirilmesi özel hayatın gizliliğini ihlal eden yayın, kısım, bölüm, haber, resim, video, yorum vb. içeriklerle ile ilgili olarak (URL şeklinde) içeriğe erişimin engellenmesi yoluyla uygulanması için ESB'ye bilgi verir. Bununla birlikte BTK tarafından erişim engellenmesi yoluna gidilen bütün işlemler ile ilgili talepler tedbir amaçlı olup gerçekleştirilen bu işlem, ilgilisinin talebi ile birlikte en geç talebin BTK'ya ulaşmasından sonraki 24 (yirmidört) saat içerisinde Sulh Ceza Hakimliğine sunulur. Hakimlik kendisine gelen bu talebi ise 48 (kırk sekiz) saat içinde inceler ve kararını verir. Hakimlik tarafından talep reddedildiği takdirde tedbir kendiliğinden kalkmaktadır.

5651 sayılı Kanunu'nun içeriğin yayından çıkarılması ve erişimin engellenmesi başlıklı 9. madde hükmü gereğince; "İnternet ortamında yapılan yayın içeriği nedeniyle kişilik haklarının ihlal edildiğini iddia eden gerçek ve tüzel kişiler..." içeriğe erişimin engellenmesini talep edebilirler. Kanun maddesinde de açıkça belirtildiği gibi yayının kişilik haklarını ihlal etmesi Erişimin Engellenmesi talebinin kabulü için yeterlidir.

Söz konusu düzenlemeler sonrasında, uygulamaya bakıldığında; özellikle son 3-4 yılı içerisinde kanunun 9. Maddesi kapsamında talepler çok artmıştır. Ülke çapındaki Sulh Ceza hakimlikleri diğer asli görevleri yanında her gün önlerine gelen onlarca erişim engelleme talebini incelemek durumunda kalmaktadır. Kişilik haklarının korunması ile özellikle basın özgürlüğünün çatışması halinde verilecek kararlar nihayetinde "kamunun haber alma hakkını" ihlal edecek noktaya gelmemesi gerekmektedir. Bununla birlikte iş yükü bahanesiyle de bir çok talep Sulh Ceza Hakimlikleri tarafından yeterince incelenememektedir. Özellikle 2014 yılında yapılan değişiklik sonrası Asliye Ceza Mahkemelerinin itirazları inceleme yetkisi kaldırılarak Sulh Ceza Hakimliklerinin ihdası ve yine Hakimlik kararlarına itirazların bir başka Sulh Ceza Hakimliği tarafından incelenmesi prosedürü ile etkin bir itiraz yolu da kaldırılmış durumdadır.

The content of this article is intended to provide a general guide to the subject matter. Specialist advice should be sought about your specific circumstances.