My father tried to teach me human emotions.

They are.. difficult.1

Giriş

Yapay zekanın "babası" olarak anılan Alan Turing, 1950 yılında yayımladığı "Computing Machinery and Intelligence" (Bilgisayar Makineleri ve Zeka) adlı makalesine "Makineler düşünebilir mi?" sorusuyla başlayarak giriş yapmıştı. Günümüzde ise, özellikle hukuk dünyasında artık yapay zekâ tarafından oluşturulan eserlerin sanattaki yeri ve hak sahipliği konuları tartışılıyor. Yapay zekanın hayatımızın her alanına adaptasyonu hızla devam ederken birçok soruyu da beraberinde getiriyor.

Yapay zekâ, insan beyninin düşünme ve öğrenme yeteneklerini taklit etmek veya benzer işlevleri gerçekleştirmek amacıyla tasarlanan ve geliştirilen bir teknolojidir. Bu sistemler, veri analizi, çıkarımlar yapma ve karar verme gibi insan zekasına benzeyen işlemleri gerçekleştirmek üzere oluşturulmuştur. Yapay zeka sağlık, eğitim, sanat, finans, perakende, sanayi ve hizmet sektörleri gibi birçok alanda kullanılabilir. Farklı teknikleri içeren yapay zekâ sistemleri, makine öğrenmesi, sınıflandırma, sayısal optimizasyon ve veri madenciliği gibi yöntemleri kullanarak verileri analiz edebilir ve bu analizler sonucunda kararlar verebilir.

İnsandan bağımsız düşünebilen ve her geçen gün daha da özgürleşen yapay zekanın meydana getirdiği eserlerin telif hakları ve bu doğrultuda kişisel verilerin korunması ve meydana gelen eserlerin yasal statüsü ile ilgili endişeler her hukuk sisteminde kendisine yer bulmaktadır.

Yapay zekâ ile üretilen eserlerin telif haklarına ilişkin mevcut yasal düzenlemeler ve uygulamalar incelendiğinde, bu eserlerin hukuki statüsünün belirlenmesinde çeşitli zorluklarla karşılaşılmaktadır. Bunlardan biri de yapay zekâ teknolojileri ile üretilen eserlerin asıl yaratıcısının kim olduğu konusudur. Bu durum, yapay zekâ tarafından üretilen eserlerin sahiplik unsuru açısından karmaşıklığı ve üretim sürecinde insan müdahalesinin giderek azalması nedeniyle, geleneksel telif hakları anlayışının teknolojiye uyum sağlayacak bir biçimde uyarlanmasını gündeme getirmektedir.

Yapay Zekalı Sanatçılar Mümkün mü?

Tüm bu tartışmaların da ötesinde, oldukça öznel olan sanat konusunda yapay zekanın hak sahipliği tartışmasından önce, yapay zekâ üretimlerine "sanat'' adı verilip, verilemeyeceği tartışılmaktadır. Türk Dil Kurumu'na (TDK) göre sanat, "duygu ve düşünceleri göze ve gönle hitap edecek şekilde söz, yazı, resim, heykel vb. ile ifade etme konusundaki yaratıcılık.2" olarak tanımlanmışken, felsefi ve sanatçı bakış açısına göre "Sanat, yaratıcının (sanatçının) teknik becerisini ifade eden, güzelliği veya duygusal gücüyle beğenilmesi amaçlanan görsel veya işitsel faaliyetlerdir".3 İki tanımda da "duygu" kelimesinin yer alması, akıllara "yapay zeka duygu sahibi olabilir mi?" veya " Sanat duygular olmadan var olabilir mi?" sorusunu getirmektedir. Sanat, insanların duygusal ifadelerini, düşüncelerini veya hayallerini aktarmalarının ve bu ifadeleri diğerleriyle paylaşmalarının bir aracı olarak kabul edilir.

Bazı görüşlere göre, yapay zekâ aracılığıyla oluşturulan sanat eserlerine "yapay zekâ sanat eseri" denir.4 Bu eserler, yapay zekanın öğrendiği estetik algıları kullanarak yeni ürünler ortaya koyması sonucu oluşur. Örneğin, "The Painting Fool" adlı bir program, insanların resim çizerken yaptığına benzer şekilde, kendisine sunulan bilgileri değerlendirerek bunların kendisinde uyandırdığı izlenimleri yansıtan eserler ortaya çıkarabilmektedir.5

Ancak bir başka görüşe göre ise yapay zekanın ürünü olan tasarımlar, resimler, şiirler vb. hiçbirini sanat kategorisine koyamayacağımız yönündedir. Bu görüşe göre, yapay zekâ, yalnızca bir araçtır ve gerçek sanat eserleri yalnızca insanlar tarafından yaratılabilir.6

Bu nedenle de yapay zekanın ortaya çıkardığı herhangi bir ürünün sanat eseri olup olmadığı konusu hala tartışılan ve net bir yanıta sahip olmayan bir konudur.

Yapay zekâ sistemlerinin, veri analizi, öğrenme algoritmaları ve çıkarım yeteneklerini kullanarak karmaşık desenleri tanıma ve anlama yeteneği, bu sistemlerin sanatsal yaratıcılık alanında etkin bir şekilde kullanılabilme potansiyelini ortaya koyar. Bu çerçevede, yapay zekâ tarafından üretilen eserler, sadece teknolojik bir başarı değil, aynı zamanda bir tür sanatsal ifade olarak değerlendirilme imkanına da sahiptir.

Yapay zekâ, sanat alanında çok çeşitli eserleri başarıyla ortaya koyabilmektedir. Bu kapsamda resim, müzik, tasarım ve hatta film gibi farklı sanat dallarında eserler meydana getirebilirler. Bu durum geleneksel sanat anlayışını zenginleştirmekle birlikte, sanatın doğasını ve üretim süreçlerini yeniden düşünmeye yönlendirebilecek önemli bir gelişmeyi temsil etmektedir.

Yapay zekâ sistemleri, genellikle sanatçılar veya geliştiriciler tarafından belirlenen kurallar, algoritmalar veya sanatsal tercihler doğrultusunda eser üretmektedir. Bu doğrultuda sanat eseri üreten yapay zekâlar, sanatçıların fikirlerini veya yaratıcı düşüncelerini hızlı ve etkili bir şekilde somutlaştırmalarına olanak tanıyabilir. Ancak geleneksel sanat eserlerinden farklı olarak, yapay zekâ tarafından üretilen eserler, "yaratıcının" ve dolayısıyla eser sahibinin kim olduğu tartışmasını doğurmaktadır. Bu sebeplerle, yapay zekâ ile üretilen eserlerin telif hakları ve yaratıcı kimlikleri gibi konularda hukuki çerçevenin ve etik normların nasıl şekilleneceği önemli bir tartışma konusu haline gelmiştir.

FSEK Kapsamında Telif Hakkı ve Yapay Zekâ

Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu (FSEK) sadece eser niteliğinde olan fikri ürünlerin korunmasını öngörür. Eser sahibi, eseri meydana getirerek başka herhangi bir işleme gerek kalmaksızın o eser üzerinde manevi ve mali haklara sahip olur.

Eserin korunması ise eserin aleniyet veya yayımından sonra başlar. Yani eser sahibi, eserini kamuya açık bir şekilde ifşa ettiği anda manevi haklara sahip olmaya başlar. Ancak, mali hakların tam anlamıyla korunması için bir kayıt veya başvuru süreci gerekebilir.

Bu nedenle, FSEK, fikri ürünlerin sadece eser niteliğinde olduğunda ve belirli şartlara uyduğunda korunabileceğini belirtir.

FSEK'in eser tanımı, bir fikri ürünün eser niteliği kazanabilmesi için belirli şartları ortaya koymaktadır. Kanunun 1/B/a hükmüne göre eser, "sahibinin hususiyetini taşıyan ve ilim ve edebiyat, musiki, güzel sanatlar veya sinema eserleri olarak sayılan her nevi fikir ve sanat mahsulleri" olarak tanımlanmıştır. Sahibinin hususiyetini taşıması ve belirli bir eser kategorisine dahil olması şartlarının sağlanmasıyla ortaya çıkan bir ürün eser olarak nitelendirilebilmektedir.

Yapay zekâ tarafından üretilen ürünün eser olmasındaki en temel şart hususiyettir. Hususiyet şartı, bir eserin sahibinin özgün ve kişisel bir niteliğini taşımasını ifade eder. Bu, eserde yaratıcısının bireysel ve özgün bir ifade, düşünce veya duygu katkısının bulunması anlamına gelir. Yapay zekâ tarafından üretilen eserlerde bu hususiyet şartını sağlamak, genellikle yapay zekâ tarafından kullanılan algoritmaların ve veri setlerinin eserin özgünlüğünü ve yaratıcılığını nasıl etkilediği ile ilgilidir.

Yapay zekanın ürettiği eserler, özgünlük ve yaratıcılık niteliklerine sahip olabileceği gibi içeriğinde insan katkısı da farklı derecelerde olabilmektedir. Bu konuda da farklı görüşler mevcuttur. Kimileri yapay zekanın bilinçli ve duygusal bir varlık olmadığı ve eserlerinde "anlam" ve "duygu" eksikliği olduğunu, dolayısıyla ürettiği eserlerin insan emeği ve yaratıcılığından yoksun olması sebebiyle, telif hakkına konu olmadığı savunulurken, aksi yönde bir görüş ise, yapay zekanın insan müdahalesi olmadan özgün ve estetik eserler üretebildiği ve ürettiği eserlerin, insan eserlerinden farklı değerlendirme kriterleri ile değerlendirilmesi gerektiği gerekçesi ile telif hakkına konu olduğunu savunmaktadır.

Yapay zeka tarafından üretilen eserlerde insan katkısı bulunduğundan ve yapay zekayı geliştiren kişi veya kurumun, bu eserler üzerinde kontrol sahibi olduğundan hareketle, yapay zekayı geliştiren kişi veya kurumun telif hakkı sahibi olduğunu savunanlar da bulunmaktadır. Bunun yanında telif hakkı sahibinin doğrudan yapay zekanın kendisi olduğu, bu eserlerde insan katkısı bulunmadığı ve yapay zekanın eserlerini üretmek için gerekli bilgi ve becerilere sahip olduğu da savunulan görüşler arasındadır.

Mevcut teknolojik ve hukuki konjonktürde, yapay zekanın tek başına hak sahibi olması günümüzde mümkün görünmese de hızla gelişen teknoloji neticesinde yaşanabilecek potansiyel değişimlerin hukuk sistemlerine de yansımaları olacaktır.7

Eser Sahibi Sorunu Nasıl Çözülebilir?

Yapay zekâ halen tam anlamıyla hukuki bir statüye kavuşmuş değildir. Avrupa Parlamentosu, yüksek riskli yapay zeka sistemlerinin katı sorumluluk yasaları kapsamına girmesi gerektiğini, yapay zeka sistemleri tarafından yönlendirilen ve zarara neden olan bir takım faaliyetlerin, cihazların veya süreçlerin ise kusura dayalı sorumluluğa tabi kalması gerektiğini vurgulamıştır.8

Keza yapay zeka tarafından yaratılan eserlerin fikri mülkiyeti hakkındaki tartışmalar sürerken, birçok yargı alanında, bir eserin telif hakkı ile korunabilmesi için, bir insan yazarın orijinal yaratımı olması gerektiği kabul edilmiştir9. Yapay zekanın etik ve hukuki sorumluluğu da ahlaki ve yasal olarak sistematik hatalardan kimin sorumlu olduğu tartışmalarını içeren önemli bir konudur.10 Tüm bu nedenlerle yapay zekanın hukuk sistemi içindeki yeri halen tam olarak belirlenmiş değildir. Bu durum hak sahibinin tespitini zorlaştırmaktadır.

Yapay zekâ kullanımının yaygınlaşması ile önümüzdeki dönemde hukuk sistemlerinin bir yeniliğe giderek, yapay zekâyı tanımlaması ve hukuki bir statü belirlemesi zorunlu hale gelecektir. Bu doğrultuda, yapay zekanın meydana getirdiği ürünler üzerinde

  • Kamunun hak sahibi olması,
  • Yapay zekaya nasıl düşünmesi gerektiğini söyleyerek veri giren gerçek kişinin hak sahibi olması,
  • Yapay zekâ yazılımcısının hak sahibi olması,
  • FSEK kapsamında korunan diğer eser türlerinde olduğu gibi yatırımcının hak sahibi olması ve
  • Son olarak yapay zekanın tek başına hak sahibi olması

gibi çeşitli olasılıkların gündeme gelmesi beklenmektedir.11

Birleşik Krallık Yüksek Mahkemesi'nin Yapay Zeka "Dabus" Kararı

Tüm bu beklentiler ve ihtimaller tartışılırken geçtiğimiz ay Birleşik Krallık Yüksek Mahkemesi'nin kararı ile yapay zekaya verilmesi gereken bu hukuksal statü için daha çok zamana ihtiyaç olduğu görüldü.

Davada mahkeme, içerdiği iki ayrı nöral ağ aracılığıyla insan müdahalesi olmadan yeni kavramlar oluşturabilen ve bu kavramları geliştirebilen yapay zeka Dabus'un iki ayrı buluşu üzerindeki hak sahipliği konusunu incelemiştir. Dabus'un yaratıcısı Dr. Thaler, buluşlar için yaptığı patent başvurusunda buluş sahibi olarak Dabus'u göstermesi birçok tartışmayı beraberinde getirmiş ve Birleşik Krallık Yüksek Mahkemesi, 21 Eylül 2021 tarihinde bu tartışmalara yön veren bir karar oluşturarak, yapay zekânın buluş sahibi olarak kabul edilemeyeceğine hükmetmiştir. Dr. Thaler kararı yüksek mahkemeye taşımış ise de netice olarak 20 Aralık 2023 tarihinde itirazlara ilişkin nihai karar verilmiş ve Dr. Thaler'ın temyiz başvurusu oy birliğiyle reddedilmiştir.

Yüksek mahkeme bu kararını üç temel hususa dayandırmıştır. İlk olarak buluşu yapan ya da eseri meydana getiren kişinin gerçek kişi olması gerekmektedir. Keza başvuruda bulunma hakkı da buluş sahibine verilmiş olup buluş sahibinin de gerçek kişi olması gerekir. Somut olayda ise, buluş sahibi Dabus olarak gösterilmiş olup Dr. Thaler Dabus yerine başvuruda bulunmaktadır. Yüksek mahkeme buluş sahibi olmayan kişilerin de patent koruması başvurusunda bulunabileceğini belirtmiş ise de bunun için Dr. Thaler'a böyle bir yetki verilmiş olması gerekmekte ve hak devrini de gerçek bir kişinin yapması şartı aranmaktadır. Mahkeme Dr. Tahler ise bu şartları taşımadığına hükmetmiştir.12

Sonuç

Yazımıza Alan Turing'in "Makineler düşünebilir mi?" sorusuna atıfla başlamıştık. Günümüze bu soruya "hayır" yanıtı verenlerin sayısının az olacağını tahmin ediyoruz. Yine yazımızın epigrafında alıntıladığımız "Ben, Robot" adlı filmde, Will Smith tarafından canlandırılan dedektif "Del Spooner" karakteri, "Sonny" adlı robotu sorguladığı sahnede, onun insan olmadığını vurgulamak için robota "Can a robot write a symphony? Can a robot turn a canvas into a beautiful masterpiece? (Bir robot senfoni yazabilir mi? Bir robot bir tuvali güzel bir başyapıta dönüştürebilir mi?)"13 sorularını yöneltmişti. Artık bu sorulara da evet diyebileceğimiz teknolojiye kavuştuk. Her geçen gün hayatımıza daha fazla dahil olan yapay zeka, artık faaliyetlerimize destek olmanın da ötesine geçerek, kendisine gerçek dünyada bir yer arıyor. İnsandan bağımsız düşünmeye başladıkça ve ortaya özgün eserler çıkardıkça, bizlere toplumdaki yerini ve hukuki statüsünü sorgulatmaya başlıyor.

Günlük yaşantımızda geniş bir yelpazede birçok işi yapabilen yapay zekâ için "sanatçı da olabilir mi?" sorusunu sormaya başlayınca, henüz bu soruyu yanıtlamaya hazır olmadığımız anlaşıldı. Öte yandan, halihazırda hiçbir hukuk düzeninde hak sahipliği tanınmayan yapay zekânın hak ve sorumluluklarına ilişkin konuların çözüme kavuşturulması için gerekli adımların bir an önce atılması gerekiyor. Kişisel verilerin korunması gibi birçok hukuki alanda yapılması gereken düzenlemeler düşünüldüğünde, yapay zekanın hukuki statüsünün bir süre daha gündemde olacağına şüphe yok.

Kaynakça

Artificial Intelligence and Civil Liability. (2020, Temmuz). European Parliament: https://www.europarl.europa.eu/RegData/etudes/STUD/2020/621926/IPOL_STU%282020%29621926_EN.pdf adresinden alındı

Baykal, N. (2021, Eylül 30). Tübitak Bilim Genç. Yapay Zekâ ve Resim Sanatı: https://bilimgenc.tubitak.gov.tr/makale/yapay-zeka-ve-resim-sanati adresinden alındı

Can, İ. (2023, Ekim 8). Sanat Ormanı. Yapay Zeka Sanatı Yok Eder mi?: https://sanatormani.com/2023/10/08/yapay-zeka-sanati-yok-eder-mi/ adresinden alındı

Dr. Thaler'a Kötü Haber: Birleşik Krallık Temyiz Mahkemesi Dabus Davasında Yapay Zekanın Buluşçu Olamayacağı ve Buluşçunun Gerçek Kişi Olması Gerektiği Yönünde Son Noktayı Koydu. (2023, Aralık 27). IPR Gezgini: https://iprgezgini.org/2023/12/27/dr-thalera-kotu-haber-birlesik-krallik-temyiz-mahkemesi-dabus-davasinda-yapay-zekanin-buluscu-olamayacagi-ve-buluscunun-gercek-kisi-olmasi-gerektigi-yonunde-son-noktayi-koydu/ adresinden alındı

Gözübüyük, B. (2021, Nisan 30). Yapay Zekanın Meydana Getirdiği Fikri Ürünlere İlişkin 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunundaki Sorunlar ve Çözüm Önerileri. Dergipark: https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/2193578 adresinden alındı

Güncel Türkçe Sözlük. (tarih yok). Türk Dil Kurumu Sözlükleri: https://sozluk.gov.tr/ adresinden alındı

Henz, P. (2021, Eylül 22). Ethical and legal responsibility for Artificial Intelligence. Springer Link: https://link.springer.com/article/10.1007/s44163-021-00002-4 adresinden alındı

Madiega, T. (2023, Şubat). Artificial intelligence liability directive. European Parliament: https://www.europarl.europa.eu/RegData/etudes/BRIE/2023/739342/EPRS_BRI%282023%29739342_EN.pdf adresinden alındı

Proyas, A. (Yönetmen). (2004). Ben, Robot [Sinema Filmi].

Sanat Akademi. (tarih yok). Sanat Nedir Ne İçin Yapılır?: https://sanatakademi.com.tr/sanat/sanat adresinden alındı

Footnote

1 "Babam bana insani duyguları öğretmeye çalıştı. Onlar.. zor." (Isaac Asimov'un aynı adlı romanından uyarlanan "Ben, Robot" adlı filmde Alan Tudyk'in canlandırdığı "Sonny" adlı robotun sözleri) (Proyas, 2004)

2 (Güncel Türkçe Sözlük, tarih yok)

3 (Sanat Akademi, tarih yok)

4 (Baykal, 2021)

5 Ibid (a.g.e.)

6 (Can, 2023)

7 Ryan Abbott&Elizabeth Rothman '' Distrupting Creativity: Copyright Law in the Age Of Generative AI

8 (Madiega, 2023)

9 (Artificial Intelligence and Civil Liability, 2020)

10 (Henz, 2021)

11 (Gözübüyük, 2021)

12 (Dr. Thaler'a Kötü Haber: Birleşik Krallık Temyiz Mahkemesi Dabus Davasında Yapay Zekanın Buluşçu Olamayacağı ve Buluşçunun Gerçek Kişi Olması Gerektiği Yönünde Son Noktayı Koydu, 2023)

13 (Proyas, 2004)

The content of this article is intended to provide a general guide to the subject matter. Specialist advice should be sought about your specific circumstances.