GİRİŞ

Anonim şirket, sermayesi açık bir şekilde belli olan, sermayesi paylara bölünmüş bir veya birden fazla ortak ile kurulabilen bir şirkettir. Ticari hayat içerisinde anonim şirketlerin yeri çok önemlidir. Bu sebepten dolayı şirketin sona ermesi önem arz etmektedir. Anonim şirketlerin tasfiye süreci eksiksiz ve sağlıklı bir şekilde yürütülmesi gerekmektedir. Sona erme durumunun titizlikle sürdürülmesi, paydaşlar ve şirket ile faaliyetlerde bulunan üçüncü kişiler bakımından güven sağlamaktadır. Anonim şirketin tasfiye süreci, TTK 529-548 maddeleri arasında düzenlenmiştir. Tasfiye sürecinde belli prosedürler uygulanılarak, paydaşların ve alacaklıların haklarının zedelenmesinin önüne geçilmesi amaçlanmaktadır. Anonim şirketin tasfiye haline girmesi ile birlikte şirketi tasfiye memurları temsil etmektedirler.

Çalışmamızda anonim şirketin tasfiye sürecinde, tasfiye memurlarının temsil yetkisi açıklanmaya çalışılmıştır. Bu çerçevede tasfiye memurlarının temsil yetkilerinin kapsam ve sınırları incelenmiş, tasfiye memurlarının temsil yetkisi bakımından önem arz eden durumlar ayrı başlıklar altında aktarılmıştır. Temsil yetkisinin kapsamı, kullanılması, genişletilmesi ve daraltılması, sona ermesi konuları üzerinde durulmuş, bu kapsamda teorik bilgiler verilmiştir. Çalışmamızı hazırlarken öğretideki görüşlerden, TTK hükümlerinden ve Yargıtay kararlarından faydalanılmıştır.

1. GENEL OLARAK

Anonim şirket tasfiye haline girmesi ile birlikte tasfiye memurları, tasfiye ile ilgili konularda şirketi, mahkemede veya şirket dış ilişkilerde temsil ederler. Konu itibari ile tasfiyeyi ilgilendirmeyen durumlarda ise sona ermeden önceki gibi yönetim kurulunun şirketi temsil etme yetkisi devam eder1. Tasfiye memurları şirketi temsil ederken faaliyetlerini titizlikle sürdürmek zorundadırlar. Temsil yetkileri sınırsız olmayıp, şirketin menfaatlerine ve amacına uygun olması gerekmektedir 2.

Tasfiye ile ilgili hususlarda sınır tasfiye faaliyetleridir. Tasfiye memurları tarafından tasfiye süresince yapılması gereken işlemler TTK' nın 540 ve 544. maddeleri arasında düzenlenmiştir. Kanun koyucu, tasfiye memurlarının temsil işlemlerini, kanun maddeleri ile belirtmiştir. Tasfiye memurları, kanunda düzenlenen tasfiyenin gerektirdiği işlemleri yapabilirler. Ancak bazı durumlarda tasfiye işlemleri açısından kanunda belirtilmeyen hususların da yapılması gerekebilir. Bu durumlar kanunda belirtilmemiş olsa bile, tasfiye için zaruri olan ve tasfiye memurları tarafından yapılması gereken işlemleridir. Tasfiye memurları bu kapsamda yeni işler yapabilirler. Yeni işlerin sınırı tasfiyenin gerektirdiği işlemlerdir. Tasfiyenin gerektirmediği işler tasfiye memurları tarafından yeni iş olarak yapılamaz 3. Yeni iş kavramı Pulaşlı'ya göre tasfiyeye yardımcı nitelikte olan uzun süreli olmayan işlerdir 4.

Tasfiye memurlarının yetkileri şirketin yönetimi ve temsili kapsamındadır. Tasfiye süresi içerisinde tasfiye memurları şirketin yönetimini ve temsilini gerçekleştirmektedirler. Tasfiye memurlarının yetkileri ve görevleri TTK' da belirtilmiştir. Kanunda açıkça belirtilen tasfiye ile ilgili maddeler incelendiğinde tasfiye süresince şirketin temsili ve yönetimi, tasfiye memurlarına hem bir yetki hem de bir görev olarak verildiği görülmektedir 5.

2. TEMSİL YETKİSİNİN KULLANILMASI

Tasfiye memurları birden fazla ise, aksi genel kurul kararında ve esas sözleşmede kararlaştırılmamış ise, iki tasfiye memuru tarafından şirket unvanı altına imza atılması ile şirket bağlanır6. TTK hükmüne göre de tasfiye memurları temsil yetkilerini kullanırken çift imza kuralı ile hareket edebilirler. Bunun dışında, esas sözleşme veya genel kurul kararı ile birlikte temsil dışında farklı bir temsil türü belirlenebilir (TTK m.539/3). Haklı sebeplerin varlığı halinde mahkeme tarafından da temsil yetkisinin kullanılması hususunda değişiklik yapabilir. Değişiklik yapılması dahilinde ticaret siciline tescil zorunludur. Bu tescil bildirici etkiye sahiptir 7.

A. Yetkilerin Bizzat Kullanılması Kuralı

Anonim ortaklığın tasfiye sürecine girmesi ile birlikte, tasfiye, tasfiye memurlarınca gerçekleştirilir. Ortaklığın aktif amacının yitirilmesi ile şirket düzenindeki organların yetkileri sınırlandırılmış, tasfiye görevi tasfiye memurlarına verilmiştir 8. Tasfiye memurları kendilerine verilen yetkileri bizzat kullanmak durumundadır. Yetkilerini üçüncü bir kişiye veya kendileri arasında devir yapması mümkün değildir. Ancak "belirli bir iş ve işlemlerin yerine getirilmesi" için, kendileri arasından birini, bazılarını veya üçüncü bir kişiye temsil hakkı verebilirler (TTK 539/1)9. Burada verilen vekalet genel vekalet değil; özel, sınırları çizilmiş, konusu açık bir şekilde belli olan bir sınırlı vekalettir 10.

Esas sözleşme ile kim veya kimlerin tasfiye memuru vekili olabileceği belirlenebilir. Anonim şirketin kuruluş aşamasında bu işlem gerçekleştirilebileceği gibi esas sözleşmenin değiştirilmesi ile de gerçekleştirilebilir11. Bununla birlikte, şirket esas sözleşmesine konulacak bir hüküm ile tasfiye memurlarının kendi aralarında yapacakları veya üçüncü kişilere verilecek temsil yetkisi sınırlandırılabilir. Belirli iş veya işlemler için verilecek yetki, esas sözleşmeye konulacak bir madde ile engellenebilir12.

B. Çift İmza Kuralı

TTK m.370'e göre, aksi sözleşme ile öngörülmemiş veya yönetim kurulu tek kişiden oluşmuyorsa temsil yetkisi çift imza kullanılmak üzere yönetim kuruluna aittir. TTK 539/3 hükmünde de yönetim kurulu üyeleri içinde öngörülen "çift imza kuralı" tasfiye memurları için de geçerli olarak görülmüştür. Çift imza kuralı, tasfiye memurlarının temsil yetkisinde de kullanılarak, imzaya yetkili tasfiye memurlarından ikisinin şirket unvanı altına imza atmasıyla şirketi bağlamasıdır 13. 6762 sayılı kanun döneminde kolektif şirketler için yapılan atıf sonucu (eTK m.450), anonim şirket için de geçerli olan birlikte imza kuralı, çift imza kuralından farklıdır. Birlikte hareket etme kuralı, tüm tasfiye memurlarının faaliyetlerini gerçekleştirirken birlikte hareket etmesidir. Bu durum aslında anonim şirketin korunması amacından kaynaklanmaktadır14. Anonim şirket korunarak tasfiye memurunun çıkarları doğrultusunda kişisel bir işlem yapılması önlenmek istenmiştir. Birlikte hareket edilmesi kuralı sadece temsil ile ilgili işlemlerde değil, yönetim ile ilişkin işlerde de geçerlidir15.

Tasfiye memurlarından biri, yapılması istenen işleme katılmak istemezse ve bu durumda şirketin, faaliyetin yapılmamasından kaynaklı olarak zarar görme ihtimali varsa işlemi yapmaktan çekinen tasfiye memuru ortaklığa karşı sorumlu olur16. Ayrıca bu durumda, tasfiye memurları tarafından faaliyetin yapılması için görüş birliği sağlanamaz ise genel kurulda pay sahiplerinin oyları ile birlikte faaliyetin yapılması konusunda karar alınabilir17.

Birlikte hareket etmede, temsilde yetkili tasfiye memurlarının hepsinin iradelerini aynı anda ifade etmesi gerek yoktur. Tasfiye memurlarından birinin irade açıklamasına diğerlerinin daha sonradan katılması ile faaliyetin gerçekleştirilmesi mümkündür. Önemli olan iradelerin aynı yönde olmasıdır18. Ancak faaliyetin hukuki sonuç doğurması için bir resmi şekil şartı varsa, temsil yetkisi olan tüm tasfiye memurlarının resmi memur önünde resmi senedi aynı anda imzalamaları gerekmektedir19.

Ancak Yeni TTK m.539/3 kapsamında tasfiye memurlarının birden fazla olması durumunda, genel kurul veya esas sözleşmede aksi bir düzenleme mevcut değilse şirket için bağlayıcı olan faaliyetin imzalanması için imzaya yetkili iki tasfiye memurunun şirket unvanı altında imza atması yeterli görülmüştür20. Çift imza kuralı TTK m.539/3 kapsamında ele alınmış olsa da madde gerekçesinde "Tasfiye memurlarının birden fazla olmaları halinde, şirketin bağlanabilmesi için kural, bunların birlikte hareket etmeleri ve kural olarak birlikte imza atmalarıdır." şeklinde belirtilmiştir. Bu durumda çift imza kuralı ve birlikte hareket etme kuralı aynı madde çerçevesinde açıklanmış olmaktadır. Kanaatimizce, gerekçe ile kanun hükmü birbiri ile çelişmektedir.

Anonim ortaklığın pasif temsilinde, uygulama olarak çift imza kuralının benimsenmesi gerekmez. Çift imza kuralı aktif temsil durumlarında geçerlidir. Pasif temsil durumlarında tasfiye memurlarının birinin temsil yetkisi geçerlidir. Yönetim kurulu üyelerinde uygulanan durum gibi tasfiye memurlarında da temsil yetkisine sahip her bir kişinin pasif yetki kapsamında şirketi tek başına temsil etmesi mümkündür21. Anonim şirket esas sözleşmesi veya genel kurul kararı ile pasif temsilde çift imza kuralının geçerli olması ihtimali yoktur. Ancak üçüncü kişi ile yapılacak işlem kapsamında bir anlaşma ile pasif temsilde çift imza veya birlikte hareket kuralı geçerli hale getirilebilir22.

Çift imza kuralında, temsil yetkisine haiz tasfiye memurlarından biri vefat eder, ehliyetini kaybeder veya istifa ederse tek başına kalan tasfiye memuru çift imzaya yetkili olmaz. Şirket genel kurulu toplanıp yeni bir memur atanması için karar verir veya temsil usulünü değiştirerek tek kalan tasfiye memurunun yetkili olması için işlem yapar23. Çift imza kuralı dışında basit temsil veya birden fazla tasfiye memurunun birlikte hareket etmesini gerektiren birlikte temsil usulü belirlenebilir. Basit temsil (ferdi temsil) belirtilmemişse birlikte temsilin varlığı kabul edilir24.

1. Tasfiye Memurunun Tek Kişi Olması

TTK m.370'te yönetim kurulu üyeleri için çift imza kuralının istisnaları belirtilmiştir. İlk istisna, şirket ana sözleşmesinde veya genel kurulca çift imza dışında bir temsil usulünün belirlenmesidir. İkinci istisna ise yönetim kurulunun tek kişiden oluşmasıdır25. Tasfiye memurlarında durum ise aksi esas sözleşmede veya genel kurulca belirlenmedikçe tek kişiye temsil yetkisi verilebilir. Mahkeme tarafından da tek tasfiye memuru atanabilir. TTK m. 539/3'e de belirtilen çift imza kuralı, birden fazla tasfiye memurunun yetkili olduğu durumlarda geçerlidir. Aksi takdirde tasfiye memuru tek kişiden oluşuyorsa, temsil yetkisi bu kişiye aittir26.

2. Çift İmza Kuralının Aksinin Düzenlenmesi

Çift imza kuralı, yedek hukuk kuralı niteliğindedir ve farklı bir temsil sistemi öngörülebilir. Çift imza kuralının aksinin düzenlenmesi, şirket esas sözleşmesi ile olabileceği gibi genel kurul kararı ile de yapılabilir (TTK m.539/3). Esas sözleşme de bir düzenleme mevcut değilse sonradan genel kurul kararı ile farklı bir temsil türü kararlaştırılabilir27. Şirket esas sözleşmesinde birden fazla tasfiye memuru atanmışsa, bazı tasfiye memurlarının temsil yetkisini kullanmaları bazılarının ise temsil yetkisini belirlenen tasfiye memurları ile birlikte kullanabilecekleri düzenlenebilir. Örnek vermek gerekirse, temsil yetkisine sahip üç tasfiye memurundan ikisinin temsil yetkisi birlikte hareket etme kuralı kapsamında birlikte temsil olarak belirlenebilirken, diğerinin temsil yetkisi ise tek başına temsil olarak belirlenebilir28.

Esas sözleşmede tasfiye memurlarının temsil yetkisini nasıl kullanacaklarını belirleyen bir usul yoksa, genel kurul tarafından çift imza kuralından farklı bir temsil usulü belirlenebilir. TTK m. 418'de bu konuda genel kurul toplantısında, basit çoğunluk ile karar alınabilir. Genel kurul, esas sermayenin dörtte birini temsil eden pay sahiplerinin hazır bulunması ile toplantı gerçekleşir ve mevcut çoğunluğun oyları ile karar verir29. Ancak, şirket esas sözleşmesine bir hüküm konarak daha ağır karar ve toplantı yetersayısı belirlenebilir. Bu durum sadece esas sözleşmede tasfiye memurlarının temsil yetkisine ilişkin bir düzenleme olmadığı hallerde geçerlidir30.

Temsil yetkisine ilişkin yapılan düzenlemelerin üçüncü kişilere ileri sürülebilmesi için tescil edilmesi gerekir. Burada ki tescil açıklayıcı niteliktedir. Değişiklikleri tasfiye memuru tescil ettirir31. Tasfiye memurunun mahkeme tarafından atanması durumunda temsil usulünün nasıl olacağının tespiti önem arz etmektedir. TTK m.537/2' ye göre mahkeme, pay sahiplerinin talebi veya haklı sebeplerin varlığı durumunda tasfiye memurlarını görevden alabilir ya da yenilerinin atayabilir. Mahkeme atadığı yeni tasfiye memurları için gerekli görürse çift imza kuralı dışında başka bir temsil usulü de belirleyebilir32. Ancak bu durum sadece mahkeme tarafından atanan tasfiye memurları için geçerlidir. Esas sözleme veya genel kurul tarafından temsil yetkisi verilen tasfiye memurlarının temsil usulünü mahkeme belirleyemez33.

eTTK m.221'de mahkemenin, tasfiye memurlarının temsil yetkisini genişletip sınırlama hakkına sahip olduğu görülmektedir. Ancak bu durum sadece haklı sebeplerin varlığı dahilinde gerçekleşmekteydi. 6102 sayılı TTK' da ise tasfiye memurlarının yetkilerinin mahkeme tarafından genişletilip daraltılmasına atıf yapılmamıştır34. Sadece mahkemenin bazı şartların varlığı halinde yeni tasfiye memuru atama yetkisi belirtilmiştir. Kanaatimizce, mahkeme tarafından yeni tasfiye memuru atandığı durumlarda bu kişinin temsil yetkisinin sınırlandırılması kabul edilmelidir. Temsil usulü hususunda çift imza kuralı dışında bir düzenleme yapılmış ise, bu düzenleme mahkemenin atadığı yeni tasfiye memurları kapsamında uygulanmalıdır35.

3. TEMSİL YETKİSİNİN KAPSAMI VE SINIRLARI

Kendi içinde bağımsız bir düzenleme olan TTK m. 539 hükmü, tasfiye memurlarının kapsam ve sınırlarını belirler. Tasfiye memurlarının temsil yetkisi sınırlıdır ve kanunun kendilerine verilen görevler doğrultusunda hareket etmek zorundadırlar36. TTK m. 539/3 hükmünde tasfiye memurlarının, tasfiye sürecinde olan şirketi hem dış ilişkilerinde hem de mahkemede şirketin tasfiyesi ile ilgili işlemlerde temsil yetkisi vardır37. Ancak bu durumda tasfiye memurlarının üçüncü kişilerle yapmış olduğu tasfiye dışındaki faaliyetler sebebi ile şirketin sorumlu olmayacağı anlamına gelmez38. TTK m.539/2 hükmüne bakıldığında, üçüncü kişi tasfiye memuru ile yapmış olduğu işlemde, işlemin tasfiye amacı ile ilgili olmadığını biliyorsa veya bilmemesinin mümkün olmayacağı ispat ediliyorsa, işlem şirketi bağlamaz. Tasfiye amacının dışında yapılan faaliyetlerin şirketi bağlaması kuralı, iyiniyetli olan üçüncü kişileri koruma düşüncesinden kaynaklanmaktadır39.

A. Temsil Yetkisinin Kapsamı

Anonim şirket tasfiye sürecine girmesi ile birlikte şirketin temsili tasfiye memurları tarafından gerçekleştirilir. Tasfiye memurlarının temsil yetkisi, üçüncü kişiler ile resmî kurumlar karşısında şirket adına hareket ederek haklar elde edilmesi ve borç altına girilebilmesi kapsamındadır40. Temsil yetkisinin kapsamı geniş ve dar olmak üzere iki şekilde tasnif edilebilir. Geniş anlamda temsil yetkisi, tasfiye amacının gerçekleştirilmesi ve şirketin menfaatlerinin korunması anlamına gelmektedir. Üçüncü kişiler ile faaliyetler içerisinde bulunan tasfiye memurları, geniş anlamda temsil yetkisi kapsamında işlemlerini gerçekleştirmelidir. Dar anlamda temsil yetkisi ise, şirketi mahkemelerde, icra dairelerinde ve dış ilişkilerinde temsil edebilmesidir. Bunun yanında, tasfiye memurları eğer şirket için faydalı görürlerse sulh, feragat, kabul, tahkim, hakem seçme işlemlerini de yapabilmektedirler41. Sayılan işlemlerde dar anlamda temsil yetkisi kapsamındadır42.

Kanun ile tasfiye memurlarına tanınan yetkiler devredilemez. Ancak bazı işlemler için tasfiye memurlarından biri diğerine veya üçüncü bir kişiye temsil yetkisi verebilir43. Tasfiye memurunun temsil yetkisi mahkeme, genel kurul kararı veya esas sözleşme ile başlar. Ticaret siciline tescil edilmesi ile birlikte açıklayıcı nitelik kazanır. Tescilin amacı üçüncü kişileri korumaktır44.

B. Temsil Yetkisinin Sınırlandırılması

6762 sayılı Kanun tasfiye memurlarının yetkilerini kolektif şirketlere atıf yoluyla düzenlemiştir. Ancak TTK' da ise, kolektif şirketin kanunda düzenlenen bu hükümleri, anonim şirketlerin niteliğine uygun bir tarzda yeniden kaleme alınmıştır45.Tasfiye memurlarına kanun tarafından tanınmış yetkiler devredilemez; ancak, belirli uygulama işlemlerinin yapılabilmesi için, tasfiye memurlarından biri diğerine veya üçüncü bir kişiye temsil yetkisi verebilir (m. 539/1). Tasfiye memurları, üçüncü kişilerle tasfiye amacı dışında yaptığı işlemler şirketi bağlar; ancak üçüncü kişinin işlemin tasfiye amacının dışında olduğunu bildiği veya halin gereğinden bilmemesinin mümkün olamayacağı ispat edilirse bu durum şirketi bağlamaz. Tasfiyenin sadece tescil ve ilan edilmesi, bu hususun ispatı için yeterli delil değildir (TTK m.539/2). Tasfiye amacı dışında yapılan işlemlerin şirketi bağlaması kuralı iyi niyetli üçüncü kişileri koruma düşüncesinin ürünüdür46. Ayrıca tasfiye memurunun görevini yerine getirdiği sırada işlediği haksız fiilden şirket de sorumludur (TTK, m.539/3). Tasfiye memurları görevlerini ifa ederken icra ettikleri tüm fiil ve işlerden ve bu arada haksız fiillerden sorumludurlar.

Tasfiye memurlarının sınırlandırılması hususunda, TBK m.549 hükmündeki "ticari temsilcinin temsil yetkisinin sınırlandırılması" ve TTK m.371/3'te ki "yönetim kurulu üyelerinin temsil yetkisinin sınırlandırılması" ile ilgili hükümler kıyasen uygulama alanı bulabilir47. Tasfiye memurları tasfiye amacıyla temsil yetkilerini kullanırken, kendilerine çizilmiş olan genel sınırı aşmaları durumunda yetkisiz temsile ilişkin hükümler uygulama alanı bulmaktadır48. Temsil yetkisinin sınırının aşılması durumunda önceden ultra vires olarak kabul edilen ilke kabul edilmişti. Ancak 6762 sayılı TTK'dan farklı olarak yeni 6102 sayılı TTK' da "şirketin hak ehliyetinin işletme konusu ile sınırlı olması" kuralını ifade eden "ultra vires ilkesi" kaldırılmıştır49. Temsile yetkili kişilerin üçüncü kişiler ile yapmış olduğu faaliyetler işletme konusu dışında olsa bile şirketi bağlamaktadır (TTK m. 371/2). Ancak temsil yetkisi kullanılırken işletme konusu dışında ki faaliyetlerin şirketi bağlaması durumu sınırsız değildir50.

TTK m. 371/1 hükmünde "temsile yetkili olanlar şirketin amacına ve işletme konusuna giren her türlü işleri ve hukuki işlemleri yapabilir ve şirket unvanını kullanabilirler. Kanuna ve esas sözleşmeye aykırı işlemler dolayısıyla şirketin rücu hakkı saklıdır" belirtildiği gibi temsile yetkili olan kişilerin şirketin gayesi ve konusu çerçevesinde faaliyetlerini gerçekleştirmesi gerekmektedir51. TTK m.371/2 de ise "Temsile yetkili olanları, işletme konusu dışında yaptığı işlemler de şirketi bağlar" düzenlemesi yer almaktadır. Bu düzenleme ile temsile yetkili olan kişilerin, işletme konusu haricindeki faaliyetlerini yapabilmesinde bir engel olmadığı görülmektedir52. Kanun koyucu bu hüküm ile yapılan faaliyetin "üçüncü kişinin, işlemin işletme konusu dışında bulunduğunu bildiği veya durumun gereğinden, bilebilecek durumda bulunduğunun" şirket tarafından ispat edilmesi durumunda, bu yapılan faaliyetin baştan itibaren geçersiz olacağını belirtmiştir.

TTK m.371/ 2 hükmünde ki ispat durumu önem arz etmektedir. Şirket, üçüncü kişinin kötü niyetini ispat ettiği zaman "askıda geçerli" olan hükmü geçersiz hale getirerek sorumluluktan kurtulabilmektedir. Sorumluluktan kurtulma durumu "yetkisiz temsil" hükümleri ile gerçekleşir53. Öğretide ki bir görüşe göre şirketin yapılan işlemin geçersizliğini ileri sürmesinin mümkün olduğu gerekçesiyle ilk başta işlemin askıda geçersiz olduğu, ancak bu durumun şirket tarafından ileri sürülene kadar bu yaptırımın geçerli olacağı düşünülmektedir. Ancak şirket tarafından üçüncü kişinin kötü niyeti ispat edildiği takdirde yapılan işlem baştan itibaren geçersiz hale gelmektedir54. TTK' da işletme konusu dışında yapılan faaliyetlerin ileri sürülmesi açısından herhangi bir hak düşürücü süre öngörülmemiştir55

SONUÇ

Anonim şirketin tasfiye sürecine girmesi ile birlikte, tasfiye memurlarının şirketin tasfiye ile ilgili faaliyetlerinde temsil etme yetkisi vardır. Temsile yetkili olan tasfiye memurunun şirketin amacı doğrultusunda hareket etmesi ve işletme konusu dahilinde iş ve işlemleri yapması gerekmektedir. Anonim şirketin tasfiyesinde, şirketin varlıkları satılarak elde edilen para ile borçlar ödenmektedir. Tasfiye memurları da bu işlemleri yaparken tasfiyenin amacını gözetmek durumundadır. TTK m. 539/2 hükmüne göre "temsile yetkili olanların, üçüncü kişilerle, işletme konusu dışında yaptığı işlemler de şirketi bağlar" düzenlemesi ile yapılan işlemin geçerli olduğu sonucuna varılabilir. Kanun hükmü ile üçüncü kişilerin iyi niyetinin korunması amaçlanmıştır.

TTK' da eskiden uygulama alanı bulan "ultra vires" ilkesinin kalkması ile birlikte temsile yetkili olan kişiler artık işletme konusu dışında hareket edebilmektedirler. Bu durumda işletme konusu dışında yapılan faaliyetler için şirketin temsil yetkisini kullanan kişilere karşı rücu edip etmeme sorunu gündeme gelmektedir. Şirket, üçüncü kişilerin yapılan faaliyetlerde iyiniyetli olarak hareket etmediğini veya yapılan işlemin durumunu bilemeyecek durumda olmadığını ispat ederse işlemin geçersizliğini ileri sürebilmektedir. Ancak üçüncü kişilerin iyi niyetli olmadığının ispatı dahilinde artık yapılan işlemden şirket sorumlu olmayacaktır. Kanaatimizce, daha sonradan yapılan faaliyetin hukuksuzluğu tespit edilirse, işlem geçersiz olacak, sonradan verilen icazet bir sonuç doğurmayacaktır.

Tasfiye amacı kapsamında tasfiye memurları temsil yetkisini kullanırken, eTTK' da yer alan birlikte hareket etme kuralı yerine yeni TTK hükmünde yer alan "çift imza kuralı" ile faaliyetlerini gerçekleştirebilirler. Çift imza kuralı uygulanırken birden fazla tasfiye memurunun olması gerekmez. Eğer tek tasfiye memuru varsa tek başına yetkili olabilmektedir. Tasfiye amacı dahilinde şirketin temsili, tasfiye memurlarının hem yetkisi hem de bir görevidir. Tasfiye memurluğu sıfatının sona ermesi ise kendiliğinden, genel kurul tarafından, mahkeme kararıyla veya kendi iradeleriyle istifa etmek suretiyle de gerçekleşmektedir.

KAYNAKÇA

ALPER, Gizem:

Türk Hukukunda Ultra Vires İlkesi, İstanbul, Vedat Yayıncılık, 2013.

ALTAŞ, Soner:

Türk Ticaret Kanunu'na Göre Anonim Şirketler, Güncellenmiş ve Genişletilmiş 8. Bası, İstanbul, Seçkin Yayıncılık, 2017.

AYDIN, Alihan:

"Anonim Ortaklık Yönetim Kurulunun Temsil Yetkisinin Sınırları ve Temsil Yetkisinin/Gücünün Kötüye Kullanılması Sorunu", C.30, S.1., Ankara, BATİDER, 2014, s.160.

AYTULUN, Metin,

TOROSLU, M. Vefa:

İçtihatlı ve Uygulamalı Anonim Şirketlerde Tasfiye, İstanbul, Vedat Kitapçılık, 2014.

BAHTİYAR, Mehmet:

Ortaklıklar Hukuku, 13. Bası, İstanbul, Beta Yayınevi, 2019, s.389.

BAKAN, Muhammed:

"Anonim Şirketlerin Sona Ermesi ve Sona Ermeye Bağlanan Hukuki Sonuçlar", Yayımlanmayan Yüksek Lisans Tezi, Gaziantep, HKÜSBE, 2018, s.80.

BİLGİLİ, Fatih,

DEMİRKAPI, Ertan:

Şirketler Hukuku, Bursa, Dora Yayınları, 2013.

ÇEVİK, Orhan Nuri:

Anonim Şirketler, Gözden Geçirilmiş ve Güncelleştirilmiş 3.Bası, Ankara, Seçkin Kitabevi, 1988.

DOĞANAY, İsmail:

Türk Ticaret Kanunu Şerhi, İstanbul, Beta Yayınları, 2004.

ERDEM, NURİ:

"Anonim Ortaklık Genel Kurul Toplantılarında Toplantı Yetersayıları Bağlamında Pay Sahibinin Toplantıdan Ayrılmasının Alınan Kararların Geçerliliğine Etkisi", İstanbul Aydın Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, 2018, s.95.

ERİŞ, Gönen:

Açıklamalı İçtihatlı En Son Değişikliklerle Birlikte Türk Ticaret Kanunu, Ticari İşletme ve Şirketler, C.2. Güncellenmiş 3. Bası, Ankara,1995, Seçkin Yayıncılık.

İMREGÜN, Oğuz:

Anonim Ortaklıklar, İstanbul, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Yayınlarından, 1968.

KARAHAN, Sami:

Anonim Şirketlerde Tasfiye, Konya, Mimoza Yayınları, 1998.

KARAMAN COŞGUN, Özlem:

Anonim Şirketin Tasfiyesi, Ankara, Adalet Yayınevi, 2015.

KERVANKIRAN, Emrullah:

Anonim Şirketlerin Tasfiyesi, Güncellenmiş ve Genişletilmiş 2. Bası, Ankara, Seçkin Yayınevi, 2022.

KURU, Özge:

"Anonim Şirketlerde Temsil ve Temsil Yetkisinin Devri", Yayımlanmamış Doktora Tezi, MÜSBE, 2022, s.75.

PULAŞLI, Hasan:

Şirketler Hukuku Şerhi, C. I, Tamamen Yenilenmiş ve Genişletilmiş 3. Bası, Ankara, Adalet Yayınevi, 2018.

ŞENER, Oruç Hami:

Yeni TTK Döneminde Anonim ve Limited Ortaklıklara İlişkin Verilen Yargıtay Emsal Kararlarının Değerlendirilmesi, İstanbul, Seçkin Yayıncılık, 2019.

ŞENER, Oruç Hami:

Adi Ortaklık, Ankara, Yetkin Yayınevi, 2008.

ŞENER, Oruç Hami:

Teorik ve Uygulamalı Ortaklıklar Hukuku Ders Kitabı (Ortaklıklar Hukuku), Gözden Geçirilmiş 5. Bası, Ankara, Seçkin Yayıncılık, 2022.

TEKİNALP, Ünal:

Sermaye Ortaklıklarının Yeni Hukuku, Değişiklikler ve İkincil Düzenlemelerle Güncelleştirilmiş 4. Bası, İstanbul, 2015.

TURANLI, Hüseyin:

"Yeni TTK ve Ultra Vires İlkesi", C. 2, S.3, İstanbul, Regesta, 2012, s.70.

ÜNAL, Fatma:

"Anonim Şirketlerde Tasfiye Süreci ve İşleyişi", Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, İstanbul, BÜSBE, 2019, s.44.

YILDIRIM, Ali Haydar:

"Anonim Ortaklık Tasfiye Memurunun Temsil Yetkilerini Kullanmaları", DEÜHFD, C. IX, Özel Sayı, s.937.

YILDIZ, Burçak:

"Ultra Vires İlkesinin Kaldırılmasının Ardından İşletme Konusu Unsuru ve Ticaret Şirketlerinin İşletme Konusu Dışındaki İşlemlerinin Hukuki Niteliği", C. 27., S. 3, Ankara, BATİDER, 2011, s.126.

Çevrimiçi Kaynaklar:

https://hukuki.net/

https://www.ticaretkanunu.net/ttk-madde-539/ E.T. 15.11.2022.

https://karararama.yargitay.gov.tr E.T. 19.11.2022.

Karar Listesi:

Y. 11.H.D. E. 1984/6072, K. 1985/270, T. 30.01.1985.

Y. 11. H.D. E. 570/ K. /977, T. 07.03.1978.

Y.6. H.D. E. 2013/12498, K. 2014/4510, T. 08.04.2014.

Y.11. H.D. E.2015/15468, K.2017/3850, T. 19.06.2017.

Y.11.H.D. E. 2015/6357, K. 2016/702 25.01.2016.

Footnotes

1 Özlem Karaman Coşgun, Anonim Şirketin Tasfiyesi, Ankara, Adalet Yayınevi, 2015, s.123.

2 Sami Karahan, Anonim Şirketlerde Tasfiye, Konya, Mimoza Yayınları, 1998, s.131; Yargıtay 11.H.D. 30.01.1985 E. 1984/6072 K. 1985/270 sayılı kararında "Tasfiye memurlarının temsil yetkisi sınırsız olmayıp ancak tasfiye işlemleri ile ilgili ve şirket menfaatleri ile sınırlı ve üçüncü şahıslara karşı tasfiye halindeki şirketi temsil ve ilzam edebilme yönlerinde toplanmaktadır." şeklinde ki değerlendirmeler tasfiye memurlarının temsil yetkisini tasfiye amacı ve şirket menfaati ile sınırlandırmıştır.(Hukuki.net E.T.: 14.11.2022).

3 Bkz. TTK m. 542/1-b; Karaman Coşgun, a.g.e., s.123.

4 Hasan Pulaşlı, Şirketler Hukuku Şerhi, C. I, Tamamen Yenilenmiş ve Genişletilmiş 3. Bası, Ankara, Adalet Yayınevi, 2018, s.1972.

5 Emrullah Kervankıran, Anonim Şirketlerin Tasfiyesi, Güncellenmiş ve Genişletilmiş 2. Bası, Ankara, Seçkin Yayınevi, 2022, s.190.

6 Metin Aytulun, M. Vefa Toroslu, İçtihatlı ve Uygulamalı Anonim Şirketlerde Tasfiye, İstanbul, Vedat Kitapçılık, 2014, s.149.

7 Pulaşlı, a.g.e., s.1978.

8 Oruç Hami Şener, Yeni TTK Döneminde Anonim ve Limited Ortaklıklara İlişkin Verilen Yargıtay Emsal Kararlarının Değerlendirilmesi, İstanbul, Seçkin Yayıncılık, 2019, s.115.

9 Yargıtay 11. H.D.'nin 07.03.1978 tarih ve E. 570/ K. 977 sayılı kararında "...tasfiye memurları aralarından herhangi birini belli bir işin ifası için vekil tayin hakları bulunmuş olmasına göre..." belirterek, tasfiye memurlarının içlerinden birine belirli işlem veya işlemler için tek başına temsile yetkili kılınabileceğini vurgulamıştır. Ancak burada ki önemli nokta, sadece belirli işler için yetki devri mümkündür aksi takdirde temsil yetkisinin verildiği kişinin zararlarından kusuru olmasa bile sorumludur (Gönen Eriş, Açıklamalı İçtihatlı En Son Değişikliklerle Birlikte Türk Ticaret Kanunu, Ticari İşletme ve Şirketler, C.2. Güncellenmiş 3. Bası, Ankara, Seçkin Yayıncılık, s. 2618).

10 Aytulun, Toroslu, a.g.e., s.148.

11 Karahan, a.g.e., s.126.

12 Yıldırım, a.g.m., s.935.

13 Bkz. TTK m. 539/3.

14 Oruç Hami Şener, Adi Ortaklık, Ankara, Yetkin Yayınevi, 2008, s.406.

15 Karahan, a.g.e., s.127.

16 İsmail Doğanay, Türk Ticaret Kanunu Şerhi, İstanbul, Beta Yayınları, 2004, s.787.

17 Orhan Nuri Çevik, Anonim Şirketler, Gözden Geçirilmiş ve Güncelleştirilmiş 3.Bası, Ankara, Seçkin Kitabevi, 1988, s.1115.

18 Karahan, a.g.e., s.128.

19 Yıldırım, a.g.m., s.934.

20 TTK m.539/3'ün gerekçesine bakıldığında "Tasfiye memurlarının birden fazla olmaları halinde, şirketin bağlanabilmesi için kural, bunların birlikte hareket etmeleri ve kural olarak birlikte imza atmalarıdır. Ancak bu düzenleme emredici değildir. Aksi, genel kurul kararıyla veya esas sözleşme hükmü ile kararlaştırılabilir ve tek başına imza ilkesi benimsenebilir veya daha ağır bir temsil sistemi getirilebilir. Tasfiye ile ilgili konularda şirketi mahkemelerde ve diğer dış ilişkiye ilişkin işlerde temsil yetkisi tasfiye memurlarına aittir. Tasfiye ile ilgili olmayan hususlarda ise şirket yönetim kurulunun temsil yetkisi devam etmektedir." belirtilmiştir. (https://www.ticaretkanunu.net/ttk-madde-539/ E.T. 15.11.2022).

21 Kervankıran, a.g.e., s.207.

22 Oruç Hami Şener, Teorik ve Uygulamalı Ortaklıklar Hukuku Ders Kitabı (Ortaklıklar Hukuku), Gözden Geçirilmiş 5. Bası, Ankara, Seçkin Yayıncılık, 2022, s.652; Bu hususta ayrıca bkz.: Yıldırım, a.g.m., s.944.

23 Kervankıran, a.g.e., s.208.

27 Fatma Ünal, "Anonim Şirketlerde Tasfiye Süreci ve İşleyişi", Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, İstanbul, BÜSBE, 2019, s.44.

25 TTK m.370/1 gerekçesinde "370. Maddenin birinci fıkrası, 365. maddede yer alan şirketin temsil yetkisinin, aksi şart edilmemişse, yani tek imza sistemi kabul olunmamışsa, çift imza ile ve yönetim kurulunca kullanılabileceğini öngörmektedir." belirtilmiştir.

26 Özge Kuru, "Anonim Şirketlerde Temsil ve Temsil Yetkisinin Devri", Yayımlanmamış Doktora Tezi, MÜSBE, 2022, s.75.

27 Kervankıran, a.g.e., s.208.

28 Kuru, a.g.t., s.75.

29 Kervankıran, a.g.e., s.209.

30 Kervankıran, a.g.e., s.210.

31 Yıldırım, a.g.m., s.952.

32 Karahan, a.g.e., s.129.

33 Kervankıran, a.g.e., s.211, Aksi görüş için bkz. Karahan, a.e., s.129.

34 Kuru, a.g.t., s.77.

35 Aynı görüş için bkz.: Karaman Coşgun, a.g.e., s.130; Kuru, a.g.t., s.77.

36 Mehmet Bahtiyar, Ortaklıklar Hukuku, 13. Bası, İstanbul, Beta Yayınevi, 2019, s.389.

37 TTK m.539/3 hükmünün gerekçesinde "Tasfiye ile ilgili konularda şirketi mahkemelerde ve diğer dış ilişkiye ilişkin işlerde temsil yetkisi tasfiye memurlarına aittir. Tasfiye ile ilgili olmayan hususlarda ise şirket yönetim kurulunun temsil yetkisi devam etmektedir." denmiştir. (https://www.ticaretkanunu.net/ttk-madde-539/) E.T.: 19.11.2022; Yargıtay 6. H.D. 08.04.2014 tarihli E. 2013/12498, K. 2014/4510 sayılı kararında "6102 Türk Ticaret Kanunu'nun 539/3 maddesi hükmü gereği tasfiye halindeki şirketi, tasfiye ile ilgili konularda mahkemelerde ve dış ilişkide tasfiye memurları temsil eder. Tebligat Kanunu'nun 11/3 maddesi hükmü gereği de kanuni mümessilleri bulunanlara veya bulunması gerekenlere yapılacak tebligat, kanunlara göre bizzat kendilerine yapılması icap etmedikçe bu mümessillere yapılır. Bu itibarla davalı şirket tasfiye memuruna karar tebliğ edilmediğinden kararın kesinleştiğinden söz edilemez." denilmektedir (https://karararama.yargitay.gov.tr) E.T. 19.11.2022.

38 Muhammed Bakan, "Anonim Şirketlerin Sona Ermesi ve Sona Ermeye Bağlanan Hukuki Sonuçlar", Yayımlanmayan Yüksek Lisans Tezi, Gaziantep, HKÜSBE, 2018, s.80.

39 Bkz. TTK m.539/2 Gerekçesi (https://www.ticaretkanunu.net/ttk-madde-539/) E.T.: 19.11.2022.

40 Kervankıran, a.g.e., s.195-196.

41 Oğuz İmregün, Anonim Ortaklıklar, İstanbul, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Yayınlarından, 1968, s.357.

42 Karahan, a.g.e., s.131-133.

43 TTK m.539'un gerekçesinde "Tasfiye memurlarına kanunla verilen yetkiler, bu kişilerin özenli bir seçimle atanan güvenilir bir kişi olduğu varsayımına dayanır. Verilen yetkiler ve görev, bir anlamda onun/onların kişiliğine bağlı sayılır. Bu sebeple kanunen tanınan yetkilerin başkasına, hatta bir diğer tasfiye memuruna devredilmemesi gerekir. Devir, devreden tasfiye memurunun o işten elini çekmesi sonucunu doğurur ve seçim konusuz kalır. Ancak, tasfiye işlerinin gereğinin yerine getirilmesi bağlamında bazı belirli (belirlenmiş) işlemlerin yerine getirilebilmesi için tasfiye memurlarından biri veya üçüncü bir kişi tevkil edilebilir. Burada verilen vekalet genel olmayıp, özel bazı açıkça belirlenmiş, sınırları çizilmiş, konusu açıkça gösterilmiş işlemlerin yürütülmesine yönelik sınırlı bir vekalettir. Diğer bir deyişle münferit olay için özel bir vekalet verilmesi söz konusudur." belirtilmiştir (https://www.ticaretkanunu.net/ttk-madde-539/ E.T. 15.11.2022).

44 Ali Haydar Yıldırım, "Anonim Ortaklık Tasfiye Memurunun Temsil Yetkilerini Kullanmaları", DEÜHFD, C. 9, Özel Sayı, s.937.

45 Mehmet Emin Bilge, "Anonim Şirketin Sona Ermesi ve Tasfiyesi", Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Erzincan, 2012, s.284.

46 TTK 539/2 Gerekçesinde: "Tasfiye amacı dışında yapılan işlemlerin şirketi bağlaması kuralı iyiniyetli üçüncü kişileri koruma düşüncesinin ürünüdür. İlkenin gereği olarak, tasfiye memurunun kendisiyle işlem yaptığı kişi, işlemin tasfiye amacının dışında olduğunu biliyor veya durumun icabı gereğince bilmemesinin mümkün olmadığı ispat ediliyorsa, işlem şirketi bağlamaz, ispat yükü şirkettedir. Sadece tasfiyenin tescil ve ilân edilmiş olması bu hususun ispatı için yeterli değildir." denilmiştir. (https://www.ticaretkanunu.net/ttk-madde-539/ E.T.: 15.11.2022)

47 Kervankıran, a.g.e., s.205.

48 Karahan, a.g.e., s.132.

49 Kuru, a.g.t., s.26.

50 TTK m.371/2'nin gerekçesine bakıldığında, "İkinci fıkra işletme konusu dışındaki işlemlerin şirketi bağlaması kuralının istisnasını düzenlemektedir. Şirket, yapılan işlemin, işletme konusunun dışında bulunduğunu üçüncü kişinin bildiğini veya halin icabından bilebilecek durumda bulunduğunu ispat ederse işlem şirketi bağlamayacaktır. Ancak. Şirket esas sözleşmesinin ilan edilmiş olması, bu hususun ispatı için tek başına yeterli görülmemiştir." denmiştir.

51 Kuru, a.g.t., s.125.

52 Gizem Alper, Türk Hukukunda Ultra Vires İlkesi, İstanbul, Vedat Yayıncılık, 2013, s.166.

53 Burçak Yıldız, "Ultra Vires İlkesinin Kaldırılmasının Ardından İşletme Konusu Unsuru ve Ticaret Şirketlerinin İşletme Konusu Dışındaki İşlemlerinin Hukuki Niteliği", C. 27., S. 3, Ankara, BATİDER, 2011, s.126.

54 Hüseyin Turanlı, "Yeni TTK ve Ultra Vires İlkesi", C. 2, S.3, İstanbul, Regesta, 2012, s.70; Öğretide ki bir görüş ise temsile yetkili kişilerin dış temsil yetkisinin kapsamının şirket konusu ile sınırlı olmadığını ve konu dışında olan faaliyetlerin şirketi bağladığını savunmaktadır. Ancak bu durumda iç ilişki de pay sahiplerinin şirket konusu dışında yapmış olduğu faaliyetlerinden dolayı şirketin menfaatlerini zedelemiş olduğunu ve bu durumda, "yetkisiz temsil" ileri sürüldükten sonra yapılan faaliyetlerin "askıda hükümsüz" olduğunu ileri sürmektedir. TTK m.371/2'ye göre şirket tarafından "iptal edilebilme" düzenlemesi mevcut olduğundan yapılan işlemlerde "bozulabilir geçerlik" hali olduğu kabul edilmektedir. (Alihan Aydın, "Anonim Ortaklık Yönetim Kurulunun Temsil Yetkisinin Sınırları ve Temsil Yetkisinin/Gücünün Kötüye Kullanılması Sorunu", C.30, S.1., Ankara, BATİDER, 2014, s.160.).

55 Kuru, a.g.t., s.125.

The content of this article is intended to provide a general guide to the subject matter. Specialist advice should be sought about your specific circumstances.