Avukat ile müvekkili arasındaki sözleşme ilişkisinin temeli güven ve sadakat ilkelerine dayanmaktadır. Müvekkilin avukatına çekinmeksizin güvenmesi, aralarındaki ilişkiye sebebiyet veren olan olayı ve durumu doğru ve tam olarak anlatabilmesi önem arz etmektedir. Böylelikle avukat da müvekkiline gerekli şekilde danışmanlık yapabilecek ve müvekkilini en doğru şekilde temsil edebilecektir.

Avukatın vekalet (avukatlık) sözleşmesi ile üstlendiği edimi gereği gibi ifa edebilmesi için özen borcuna uygun hareket etmesi gerekir. 1136 Sayılı Avukatlık Kanunu'nun ("Avukatlık Kanunu") 34'ncü maddesi de avukatın özen yükümlülüğüne ilişkin bir düzenleme getirmektedir. İlgili maddede belirtildiği üzere avukatlar, yüklendikleri görevleri bu görevin kutsallığına yakışır bir şekilde özen, doğruluk ve onur içinde yerine getirmek ve avukatlık ünvanının gerektirdiği saygı ve güvene uygun biçimde davranmak ve Türkiye Barolar Birliğince belirlenen meslek kurallarına uymakla yükümlüdürler. Böylelikle avukatlar, ufak bir tereddüt gösteren durumlarda bu tereddüdü ortadan kaldıracak araştırmalar yapmak, gerekli tedbirleri almakla yükümlü oldukları çeşitli ihtimaller arasında seçim yaparken olayın özelliklerini göz önünde tutmak, müvekkillerini gereksiz risk altına sokmamak ve en emin yolu tercih etmek durumundadır.

Müvekkil, avukatına olan güven ile birlikte vekalet ilişkisi içerisinde çoğu zaman kendisine ilişkin özel bilgi ve belgelerini de avukatı ile paylaşmaktadır. Müvekkilin; her durumda avukatına güvenmesi, avukatın üstlendiği görevi layıkıyla yerine getirdiğinden ve avukatına açıklamış olduğu sırrını saklayacağından emin olması gerekir ve avukatların da edinmiş oldukları bilgileri saklamaları gerekmektedir. Avukatların edinmiş oldukları bilgileri saklama ve üçüncü kişiler ile paylaşmama yükümlülüğü avukatın özen borcunun da bir parçasını oluşturmaktadır. Avukat müvekkili tarafından kendisine iletilen tüm bilgileri saklamakla ve üçüncü kişiler ile paylaşmamakla yükümlüdür, avukatın bu sorumluluğu, üstlenmiş olduğu görevini özenli bir şekilde yerine getirmesinin de bir parçasıdır. Avukatlık Kanunu madde 36 avukatın sır saklama yükümlülüğüne ilişkin düzenlemeler içermektedir. İlgili hüküm çerçevesinde avukatların, kendilerine tevdi edilen veya gerek avukatlık görevi gerekse Türkiye Barolar Birliği ve barolar organlarındaki görevleri dolayısıyla öğrendikleri hususları açığa vurmaları yasaktır. Avukatların tanıklık edebilmeleri, iş sahibinin muvafakatini almış olmalarına bağlıdır. Ancak, bu halde dahi avukat tanıklık etmekten çekinebilir. Çekinme hakkının kullanılması hukuki ve cezai sorumluluk doğurmaz.

Avukatın müvekkile ait sırları, hukuka uygunluk nedenleri mevcut olmamasına rağmen, ifşa etmesi bu anlamda güven ilişkisini ortadan kaldıracağından, Avukatlık Kanunu madde 174 çerçevesinde avukatın haklı sebeple azli mümkün olabilecektir. Bu halde müvekkili tarafından haklı olarak azledilmiş bulunan avukat müvekkilden ücret talep edemeyecektir. Avukat kusurundan dolayı azledildiğinden, Avukatlık Kanunu madde 174 gereğince; takipten vazgeçen avukat hiçbir ücret isteyemez ve aldığı ücreti de geri vermek zorunda kalır.

Müvekkilin, avukatın sır saklama yükümlülüğünü ihlal etmesi sebebiyle tazminat talebinde bulunması da mümkündür. Avukatlık sözleşmesine dayalı olarak avukatın tazminat sorumluluğuna gidebilmek için ortada bir sözleşme ihlali ve zararın bulunması ve sözleşme ihlali ile zarar arasında nedensellik bağının bulunması zorunludur.

Aynı zamanda avukatın sır saklama yükümlülüğüne aykırı hareket etmesi halinde 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu madde 258 çerçevesinde de sorumluluğu gündeme gelebilecektir. İlgili hüküm çerçevesinde görevi nedeniyle kendisine verilen veya aynı nedenle bilgi edindiği ve gizli kalması gereken belgeleri, kararları ve emirleri ve diğer tebligatı açıklayan veya yayınlayan veya ne suretle olursa olsun başkalarının bilgi edinmesini kolaylaştıran kamu görevlisine, bir yıldan dört yıla kadar hapis cezası verilir. Böylelikle, avukatlar, sır saklama yükümlülüğüne uygun bir şekilde hareket etmedikleri takdirde 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu madde 258 çerçevesinde ceza alabileceklerdir.

The content of this article is intended to provide a general guide to the subject matter. Specialist advice should be sought about your specific circumstances.