5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu ("FSEK"), fikir ve sanat eserlerini meydana getiren eser sahipleri ile ürünleri üzerindeki manevi ve mali haklarını belirlemek, korumak, bu ürünlerden yararlanma şartlarını düzenlemek amacıyla 1952 yılında yürürlüğe konulmuştur.

Sanat Eseri

Eser, FSEK tarafından Sahibinin hususiyetini taşıyan ve ilim ve edebiyat, musikî, güzel sanatlar veya sinema eserleri olarak sayılan her nevi fikir ve sanat mahsulleri olarak tanımlanmaktadır.

FSEK, sanat eserlerini ilim ve edebiyat eserleri, musiki eserler, güzel sanat eserleri ve sinema eserleri olarak gruplara ayırmaktadır. FSEK'nun korumasından yararlanmak için söz konusu eserin bu gruplardan birisine dahil olması gerekmektedir.

Bu çerçevede eserlerin hangi kategoriye dahil oldukları hususunda tartışmalar mevcuttur. Yargıtay, her eserin güzel sanat eseri olamayacağını, eserin özgün ve yaratıcı düşünce ürünü olduğunu, herkesçe malum mütalaalardan istifade ve yardım isteyerek vücuda getirilen çalışmaların eser olarak kabul edilemeyeceğini, Güzel sanat eserinin ise, bedii özelliği olan yani örneği olmayan, latif, güzel, nadide güzellik ölçülerine uyan, gözü gönlü okşayan, beğenilen eserler olduğunu, bu vasfın olmaması halinde eserin güzel sanat eseri olamayacağını ,ancak eser veya tasarım olabileceğini ve bu halde de FSEK kapsamında korunamayacağını belirtmektedir.

Eser Sahibi

FSEK'ya göre eser sahibi, bir eseri meydana getiren kişidir. Bu tanım uyarınca yayımcılar, yapımcılar, telif hakkı sahipleri, mali hakları elinde bulunduranlar, eseri satın almış olanlar eser sahibi olamamaktadır.

Bu çerçevede işlenme ve derleme yolu ile eser ortaya çıkartanların asıl eser sahibinin hakları mahfuz kalmak şartıyla eser sahibi olduğunu belirtmek gerekir.

Kanun sinema eserleri açısından yönetmenin, özgün müzik bestecisinin, senaryo yazarının ve diyalog yazarının birlikte eser sahibi olduğunu belirtmektedir.

Eserin birden fazla kimse tarafından vücuda getirilmiş olması halinde eserin kısımlara ayrılması mümkünse, bunlardan her biri vücuda getirdiği kısmın sahibi sayılmaktadır. Birlikte meydana getirilen eserin kısımlara ayrılamıyor olması halinde eser sahibinin, onu vücuda getirenlerin oluşturduğu birlik olduğu kabul edilmektedir.

Eser Sahibinin Fikri Hakları

FSEK, fikri hakları mali ve manevi haklar olmak üzere ikiye ayırarak incelemektedir. Manevi haklar umuma arz salahiyeti, adın belirtilmesi salahiyeti, eserde değişiklik yapılmasını menetmek hakkı ve zilyed ve malike karşı haklar olarak belirtilmektedir. Mali haklar ise işleme, çoğaltma, yayma ve temsil hakkı olarak sıralanmaktadır.

Umuma Arz Hakkı

FSEK bir eserin umuma arz edilip edilmeyeceğini, yayımlanma zamanının ve tarzının münhasıran eser sahibinin tayin edeceğini belirtmektedir. Hakkında umuma malumatlı bilgi verilmemiş olan eserler hakkında bilgi açıklama yetkisinin de sadece eser sahibinde olduğu kanun tarafından hüküm altına alınmaktadır.

Eser sahibinin vermiş olduğu yazılı bir izinle bu hak, başka kişilere geçebilmektedir. Ancak, eserin umuma arz edilmesi veya yayımlanma tarzı, sahibinin şeref ve itibarını zedeleyecek mahiyette ise eser sahibi, başkasına yazılı izin vermiş olsa bile eserin gerek aslının gerek işlenmiş şeklinin umuma tanıtılması veya yayımlanmasını menedebilmek hakkına sahiptir. Belirtmek gerekir ki bu durumda, karşı taraf uğradığı zararları eser sahibinden talep edebilecektir.

Eser Sahibinin Adının Belirtilmesini Talep Hakkı

FSEK, eserin sahibinin eserin kendi adı ile, takma ad ile veya isimsiz olarak yayımlatma hususunda karar verme yetkisine sahip olduğunu belirtmektedir.

FSEK, eser niteliği taşıyan mimari yapılarda mimarın isminin eserin görünen bir yerine silinmeyecek biçimde yazılacağını belirtmektedir.

Eser Sahibinin Eserde değişiklik yapılmasını yasaklama hakkı

FSEK, eser sahibinin izni olmadıkça eserin kendisinde veya eserin isminde kısaltma, ekleme veya başka değişiklikler yapılamayacağını belirmektedir. Ayrıca, eser sahibinin izni ile bile olsa, şeref ve itibarını zedeleyen veya eserin mahiyet ve hususiyetlerini bozan her türlü değişik yapmaları yasaklanabilmektedir.

Mali Haklar

FSEK uyarınca henüz alenileşmemiş olan bir eserden herhangi bir şekilde faydalanma hakkı münhasır olarak eser sahibine ait olmaktadır.

Mali haklar birbirlerine bağlı olmamaktadır. Eser sahibi mali haklardan istediğini istediği şekilde tasarruf edebilmektedir. Bunlardan birinin tasarrufu ve kullanımı, diğerlerine tesir etmemektedir.

Buna göre bir eserden işlemek suretiyle faydalanılması hakkı, çoğaltılması, yayılması, temsil edilmesi ve ses ve görüntü nakline yarayan araçlarla umuma iletim hakları münhasır olarak eser sahibine aittir.

Hakların Kullanılması

FSEK, mali hakları kullanma yetkisinin münhasır olarak eser sahibinde olduğunu belirtmektedir.

Ancak, aralarındaki sözleşme ilişkisinden aksi anlaşılmadıkça çalışanların işlerini gördükleri sırada meydana getirdikleri eserlerin üzerinde doğan mali hakları çalıştıran veya tayin edenler tarafından kullanılabilmektedir. Tüzel kişilerin uzuvları hakkında da bu hükümler uygulanmaktadır.

Mali hakların kullanımı süre, yer ve içerik itibariyle sınırlandırılmış şekilde veya sınırlandırmadan, karşılık alarak veya karşılıksız şekilde başkalarına devredilmesi mümkündür. Kanun mali hakların sadece kullanım haklarının da ruhsat vermek suretiyle devrine imkan tanımaktadır.

Ancak belirtmek gerekir ki, sayılan bu tasarruflar, henüz vücuda getirilmemiş olan, veya tamamlanacak olan eser üzerinde gerçekleştirilmiş ise kanun tarafından geçersiz sayılmaktadır. Ancak bu tasarruf işlemlerinin yapılacağı hakkındaki taahhütler, eser henüz vücuda getirilmemiş olsa dahi geçerli olmaktadır.

Eser sahibinden veya mirasçılarından mali bir hak veya kullanma ruhsatı edinmiş olan kimse bu hakkı ancak bunların yazılı muvafakatiyle başkasını devredebilmektedirler.

Mali hakların devredilmesine ilişkin sözleşme ve tasarrufların yazılı şekilde yapılması ve hangi hakları konu edindiğinin açıkça belirtilmesi, kanun tarafından geçerlilik şartı olarak düzenlenmektedir.

Eser Sahibine Tanınmış olan Hakların Süreleri

Kanun tarafından eser sahibine tanınmış olan manevi haklar herhangi bir süreye sınırlanmamaktadır. Ancak mali haklar belli süreler çerçevesinde korunmaktadır.

FSEK, eser sahibine tanınan hakların zamanla sınırlı olduğunu belirtmektedir. Buna göre bu sürelerin dolmasından itibaren herkes, eser sahibine tanınmış olan mali haklardan faydalanabilmektedir. Belirtmek gerekir ki Devletin faydalanma salâhiyeti ve Kamuya maletme hakları bu halden istisna tutulmaktadır.

Koruma süresi eser sahibinin yaşadığı müddetçe ve ölümünden sonra 70 yıl boyunca devam etmektedir. Eser sahibinin birden fazla olması durumda 70 yıllık süre, en son vefat eden eser sahibinin vefat tarihiyle başlamaktadır. İlk eser sahibinin bir tüzel kişi olması durumda 70 yıllık koruma süresi, aleniyet tarihinden itibaren başlamaktadır.

The content of this article is intended to provide a general guide to the subject matter. Specialist advice should be sought about your specific circumstances.