ÖZET

Anonim şirketlerin genel kurul toplantı çağrıları, esas sözleşmede belirtilen şekilde ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun ilgili hükümleri uyarınca öngörülen usul ve esaslara uygun olarak yapılmaktadır. Bu çağrının usulüne uygun olarak yapılmaması, Türk Ticaret Kanunu'nda kararlaştırılan koşullar gerçekleştiği takdirde genel kurul kararlarının iptal sebeplerinden biri olarak sayılmakta ve Kanun'da sayılan kişiler için genel kurul kararlarının iptalini talep etme hakkı doğmaktadır.

Diğer yandan ekonomik işleyiş açısından, sadece çağrıdaki usulsüzlük sebebiyle pay sahiplerine iptal davası açabilme hakkının tanınması, istismara yol açabilecek olup, aynı zamanda mali zarara ve zaman kaybına sebep olabilecektir. Bu durumun önüne geçmek ve hakkaniyeti sağlamak maksadıyla uygulama ve doktrinde "etki kuralı" benimsenmiştir.  Bu nedenle salt çağrıdaki usulsüzlük sebebiyle açılan iptal davaları söz konusu olduğunda etki kuralı mahkemeler tarafından göz önünde bulundurulacaktır.

İş bu makalede genel kurul toplantı çağrısının usulsüz olarak yapılmasına bağlı olarak iptal davası ve bu davada uygulanacak etki kuralı üzerinde durulacaktır.

Anahtar Kelimeler: Anonim Şirket, Toplantıya Çağrı Usulü, Genel Kurul Toplantı Gündemi, Gündemin Gereği Gibi İlan Edilmemesi, Usulsüz Çağrı, İptal Davası, Etki Kuralı.

GİRİŞ

Anonim şirketin zorunlu organlarından biri olan genel kurul, Türk Ticaret Kanunu'nun ("TTK") 409'uncu maddesi uyarınca, olağan ve olağanüstü olarak toplanmaktadır. Olağan genel kurul toplantısı şirketin hesap döneminin sona ermesinden itibaren üç ay içinde en uygun zamanda ve yılda en az bir kere olmak üzere; olağanüstü genel kurul ise, şirket işlerinin gerektirdiği hallerde ve zamanlarda yapılır.

Genel kurul toplantıları çağrı ile yapılabileceği gibi, TTK'nın 416'ncı maddesinde kararlaştırılmış olduğu üzere çağrısız olarak da yapılabilmektedir. Çağrısız genel kurulu düzenleyen bu hüküm uyarınca "Bütün payların sahipleri veya temsilcileri, aralarından biri itirazda bulunmadığı takdirde, genel kurula katılmaya ve genel kurul toplantılarının yapılmasına ilişkin hükümler saklı kalmak şartıyla, çağrıya ilişkin usule uyulmaksızın, genel kurul olarak toplanabilir ve bu toplantı nisabı var olduğu sürece karar alabilirler."

Genel kurul toplantılarının çağrı ile yapıldığı genel kurullarda çağrı usulü, TTK'nın ilgili hükümlerinde ve "Anonim Şirketlerin Genel Kurul Toplantılarının Usul ve Esasları ile Bu Toplantılarda Bulunacak Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Temsilcileri Hakkında Yönetmelik ("Yönetmelik")'te ayrıntılı olarak düzenlenmiştir. İşbu makalede detaylı olarak izah edeceğimiz üzere, çağrı usulüne şeklen ve usulen uyulmaması sonucunda yapılan çağrı "usulsüz çağrı" olarak nitelendirilmekte ve genel kurul kararının iptali davasına konu edilebilmektedir. Açılacak iptal davası için TTK'da kararlaştırılan belirli şartların gerçekleşmesi gerekmektedir. Çağrı usulsüzlüğüne ilişkin açılacak davalarda incelemenin hakkaniyeti tesis etmek adına "etki kuralı" dikkate alınmak suretiyle yapılması yerinde olacaktır.

  1. USULSÜZ ÇAĞRI İLANI

TTK'nın 410'uncu maddesi uyarınca genel kurul, yönetim kurulu tarafından toplantıya çağrılır. Eğer gerekli olursa tasfiye memurları da görevleri ile ilgili konular için genel kurulu toplantıya çağırabilecektir. Yönetim kurulunun Kanun'da belirtilen şekillerde toplanamadığı durumlarda, ise mahkemenin izniyle, tek bir pay sahibi genel kurulu toplantıya çağırabilir. Yapılacak toplantı çağrısının şekli TTK'nın 414'üncü maddesinde düzenlenmiştir. Bu hüküm uyarınca genel kurul toplantıya, esas sözleşmede gösterilen şekilde, şirketin internet sitesinde ve Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi'nde yayımlanan ilanla çağrılır. Bu çağrının, ilan ve toplantı günleri hariç olmak üzere, toplantı tarihinden en az iki hafta önce yapılması gerekmektedir.  Pay defterinde yazılı pay sahiplerine ve önceden şirkete pay sahipliğini ispatlayıcı belge vererek adreslerini bildiren pay sahiplerine, toplantı günü ile gündem ve ilanın çıktığı veya çıkacağı gazeteler, iadeli taahhütlü mektupla bildirilir.

TTK'nın 414'üncü maddesinde çağrının şekli belirlenmiş olmakla birlikte, ilgili ilanın içeriğiyle ilgili ayrıntılı düzenleme Yönetmelik'in 11'inci maddesinde yer almaktadır. İşbu madde uyarınca,  genel kurulun toplantıya çağrılmasına ilişkin ilanlarda ve pay sahiplerine gönderilecek mektuplarda; toplantı günü ve saati, toplantı yeri, gündem, gündemde esas sözleşme değişikliği varsa değişen maddenin eski ve yeni şekilleri, çağrının kimin tarafından yapıldığı, ilk toplantının herhangi bir nedenle ertelenmesi üzerine genel kurul yeniden toplantıya çağrılıyor ise erteleme sebebi ile yapılacak toplantıda yeterli olan toplantı nisabı, olağan toplantı ilanlarında; finansal tabloların, konsolide finansal tabloların, yönetim kurulu yıllık faaliyet raporunun, denetleme raporunun ve yönetim kurulunun kar dağıtım önerisinin şirket merkez ve şube adresleri belirtilmek suretiyle anılan adreslerde pay sahiplerinin incelemesine hazır bulundurulduğu, Kanun'un 428. maddesinde tanımlanan temsilcilerin kimlikleri ve bunlara ulaşılabilecek iletişim bilgileri belirtilir. Bu hususların eksik veya hiç belirtilmemiş olduğu çağrı ilanları "usulsüz çağrı ilanı" olarak değerlendirilmektedir.

  1. USULSÜZ ÇAĞRI İLANI SEBEBİYLE GENEL KURUL KARARLARININ İPTALİ

TTK'nın 445'inci maddesi uyarınca, esas sözleşme ve dürüstlük kuralına aykırı hallerde TTK'nın 446'ncı maddesinde belirtilen kişiler karar tarihinden itibaren üç ay içinde, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinde iptal davası açabilirler.

TTK'nın 446'ncı maddesinde genel kurul kararı aleyhine iptal davası açabilecek kişiler belirtilmiş olup, ilgili maddenin (b) bendi uyarınca, toplantıda hazır bulunsun veya bulunmasın, olumsuz oy kullanmış olsun ya da olmasın; çağrının usulüne göre yapılmadığını ve bu aykırılıkların genel kurul kararının alınmasında etkili olduğunu ileri süren pay sahipleri iptal davası açma hakkına sahiptirler.

Kanun hükmünden anlaşılacağı üzere, usulsüz çağrı sebebiyle iptal davası açmak isteyen pay sahibinin çağrının usulüne göre yapılmadığını ileri sürmesi tek başına yeterli olmayacaktır. Pay sahibi ayrıca bu aykırılığın genel kurul kararının alınmasında etkili olduğunu ispatlaması gerekir.

  1. USULSÜZ ÇAĞRI İLANI SEBEBİYLE AÇILACAK GENEL KURUL KARARLARININ İPTALİ DAVASINDA ETKİ KURALI

Yukarıda da izah edildiği üzere, TTK'nın 446'ncı maddesinde çağrının gereği gibi ilan edilmemesi, iptal davası açma hakkını haiz olmak için yeterli olmayıp, bu aykırılığın iptali istenen genel kurul kararının alınmasında etkili olduğunun ispatı gerekmektedir. Ekonomik işleyiş açısından, sadece çağrıdaki usulsüzlük sebebiyle pay sahiplerine iptal davası açabilme hakkının tanınması, istismara yol açabileceğinden salt usulsüz çağrı sebebiyle genel kurul kararının iptal edilmesi hakkaniyete aykırı olacaktır. Olası kötü niyetli ve istismara yol açabilecek yaklaşımları önlemek amacıyla bu "etki kuralı" anlayışı benimsenmiştir.

Etki kuralı, "eğer söz konusu aykırılık olmasaydı genel kurulun o kararı alamayacağı olgusu" olarak tanımlanabilir.1  Etki kuralı sadece çağrı usulsüzlükleri ile ilgilidir ve kuralın uygulama alanı oldukça sınırlıdır. Bu kurala tabi haller sınırlı sayı ilkesine göre belirlenmiş olup, herhangi bir sözleşme ile bu kuralın uygulama alanı daraltılıp arttırılamaz. İçtihatlar incelendiğinde, Türk Mahkemelerinin etki kuralını nisaplara dayanarak uyguladığı açık bir biçimde görülecektir. Bir başka deyişle etki kuralı, iptal davası açmak isteyen pay sahibinin eğer bu aykırılık olmasaydı genel kurul kararının alınmasında kararı etkileyebilecek olup olmamasıyla ilgilidir. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi'nin 19.02.2018 tarihli 2016/ 7058E. ve 2018/1185K. sayılı dosyasında, yerel mahkemenin "somut olayda davacıların paylarının %50 olduğu, eğer davacılar toplantıya katılsaydı alınacak kararlara etki edebilecek olduğu gerekçesiyle" vermiş olduğu genel kurulun iptali kararını onamıştır. Aynı Daire'nin 10.09.2014 tarihli 2014/ 326E. ve 2014/13491 K. sayılı dosyasında ise yerel mahkemenin verdiği "toplantıya katılmayanların karara herhangi bir etkisinin olmayacağı, çağrıdaki usulsüzlüğün tek başına alınan kararların iptali sonucunu doğurmayacağı gerekçesiyle davanın reddi" kararı da onanmıştır.

SONUÇ

Yukarıda izah ettiğimiz üzere, gerek hukuki düzenlemelerden gerek Yargıtay içtihatlarından da anlaşılacağı gibi, TTK hükümlerince gereği gibi ilan edilmeyen bir çağrı "usulsüz çağrı" olarak değerlendirilmekte ve genel kurul kararlarının iptali için aranan koşullardan birini oluşturmaktadır. Ancak bu iptal davasının mahkeme nezdinde kabul edilmesi için usulsüz çağrının varlığı tek başına yeterli olmayacak ve çağrıda usulsüzlük olduğunu iddia eden pay sahiplerinin, şirketteki paylarının alınacak olan karara etki edip etmeyeceği diğer bir deyişle alınacak olan kararın akıbetini değiştirip değiştirmeyeceğini de "etki kuralı" çerçevesinde mahkeme nezdinde ispatlaması gerekecektir.

Footnote

1 "Anonim Ortaklıklarda Genel Kurul Kararının İptalinde Etki Kuralı", Ersin Çamoğlu, Yaklaşım Dergisi, Ağustos 2014, s.217.

The content of this article is intended to provide a general guide to the subject matter. Specialist advice should be sought about your specific circumstances.