Anayasa Mahkemesi 29/6/2018 tarih ve 30463 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan 24/5/2018 tarih ve 2015/13950 başvuru numaralı kararında mülk sahiplerinin mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiği gerekçesiyle imar planının iptaline ilişkin davada yeniden yargılama yapılmasına hükmetmiştir. Başvuru, bir taşınmaza ilişkin imar planının iptali istemiyle üçüncü kişi tarafından idareye karşı açılan davanın taşınmaz malikine ihbar edilmeyerek yargılamaya katılımının sağlanmaması nedeniyle mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir. Paylı maliklerinden oldukları taşınmazın dâhil olduğu imar planının iptali için üçüncü kişi tarafından İstanbul Büyükşehir ve Maltepe Belediyelerine karşı açılan dava kendilerine ihbar edilmemiş olan başvurucular, 19/8/2015 tarihinde Anayasa Mahkemesine yaptıkları bireysel başvuruda imar planının iptal edilmesi nedeniyle hem taşınmazların değerinin düştüğünü hem de sağladığı kira gelirinden yoksun kaldıklarını belirtmiş, davaya katılımlarının sağlanmamış olması nedeniyle hukuki menfaatlerini korumaya yönelik bu iddialarını dile getiremediklerini ve mahkemeye erişememe dolayısıyla da adil yargılanma haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüşlerdir.

Anayasa Mahkemesi, başvurucuların şikâyetlerinin özünün "sonucundan doğrudan etkilendikleri bir idari davada taraflarına tanınması gereken savunma hakkını etkin bir şekilde kullanabilmeleri amacıyla yargılamaya katılımlarının sağlanamamış olması" olduğunu belirterek, ihlal iddialarını mahkemeye erişim hakkı kapsamında incelemiştir.

Anayasa Mahkemesi, mahkemeye erişim hakkının, Anayasa'nın 36 ncı maddesinde güvence altına alınan hak arama özgürlüğünün bir unsuru olduğunu ifade etmiş ve temel bir hak olmanın yanında diğer temel hak ve özgürlüklerden gereken şekilde yararlanılmayı ve bunların korunmasını sağlayan en etkili güvencelerden biri olduğuna dikkat çekmiştir. Mahkemeye göre, bireylere menfaatlerini etkileyen işlemlere karşı dava açabilmelerinin yanı sıra üçüncü şahıslarca açılmış ve doğrudan taraf olmadıkları ancak sonucu itibarıyla menfaatlerini etkileyen bir davada iddia ve savunmalarını dile getirebilmeleri amacıyla davaya katılma olanağının sağlanması, mahkemeye erişim hakkı kapsamında değerlendirilmesi gereken güvencelerden biridir. Bir davanın sonucundan menfaati etkilenecek olan kişilerin bu yargılama hakkında bilgi sahibi olabilmelerine, uyuşmazlığın çözümü için gerekli ve sonuca etkili olduğunu düşündükleri hususlarda açıklamada bulunabilmelerine, iddialarını ispata yönelik delil sunabilmelerine imkân sağlanması gerekir. Mahkemece bu husus aynı zamanda yargı mercilerinin tüm verileri dikkate alıp değerlendirme yaptıktan sonra gerekçeli karar vermesini sağlayacağından silahların eşitliği ve çekişmeli yargılama ilkesi ile de ilgili bulunmuştur. Bireysel başvuruya konu iptal hükmü, etki ve sonuçlarını doğrudan başvurucular üzerinde gösterdiğinden, mahkemeye erişim hakkına yönelik bir müdahalenin bulunduğu sonucuna varılmıştır.

Söz konusu müdahalenin ihlal oluşturup oluşturmadığı, Anayasa'nın 13 üncü maddesi çerçevesinde incelenmiştir. Anılan maddeye göre temel hak ve hürriyetlerle ilgili sınırlamaların kanun tarafından öngörülmesi, haklı bir sebebe dayanması ve ölçülülük ilkesine uygun olması gerekir. 2577 sayılı Kanun'un 37 nci maddesine göre davanın ihbarı mahkemece resen yapılır. Mahkemeye göre bu düzenleme, davanın üçüncü kişiye ihbar edilip edilmemesi hususunda yargı merciine tanınan takdir yetkisini de bünyesinde barındırmakta olduğundan müdahalenin kanuni dayanağının olduğu sonucuna varılmıştır. Davanın ihbarının, usul ekonomisi ilkesini gerçekleştirmek düşüncesiyle belli koşullara ve usul kurallarına bağlanması Mahkemeye göre mümkündür. Ancak usul ekonomisindeki kamu yararı ile bireylerin mahkemeye erişim hakkından yararlanmalarındaki bireysel yarar arasında makul bir denge gözetilmesi beklenir. Somut olayda başvuruya konu kararın, başvurucuların menfaatini doğrudan etkilediği dikkate alındığında başvurucuların mahkemeye erişim hakkına müdahalede usul ekonomisinin sağlanmasındaki kamusal yararın başvurucuların davaya katılmalarındaki bireysel yararlarının görmezden gelinmesini gerektirecek önem ve ağırlıkta olduğu hususunda ciddi kuşkular oluştuğu ifade edilmiş ve meşru amaç ile ölçülülük unsurlarının birlikte ele alınmasının daha uygun olacağına kanaat getirilmiştir. Ölçülülük ilkesi, alt ilkelerinden biri olan orantılılık kapsamında incelenmiş ve üçüncü kişilerin kendi menfaatlerini etkileyen bir davaya katılmaları için belli koşul ve kurallar öngörülmesinin, davaya katılmayı imkânsızlaştırmadığı veya önemli ölçüde zorlaştırmadığı sürece mahkemeye erişim hakkına aykırılık oluşturmayacağı ifade edilmiştir. Mahkemeye göre ihbar müessesesine ilişkin usul hükümlerinin işletilmesi ilk derece mahkemelerinin takdir yetkisi kapsamındadır ve takdir yetkisi yargılamanın hakkaniyetine aykırı düşecek biçimde kullanılmadığı sürece bunun denetimi Anayasa Mahkemesinin görevi değildir. Ancak somut olayda başvurucuların taşınmaza malik sıfatını haiz olmalarından ötürü sadece kendileri tarafından ileri sürülebilecek ve ilave değerlendirmeler/incelemeler yapılmasını gerektirecek birtakım iddialarda bulunabilecekleri de gözetilmiştir. Başvurucular, davanın kendilerine ihbar edilmemesi sebebiyle uyuşmazlıkla tamamen irtibatsız kalmış ve uyuşmazlığın esasına ilişkin ve sonuca etkili olduğunu düşündükleri hususlarda görüşlerini dile getirme ve delil sunma imkânından yoksun kalmışlardır. Ayrıca başvurucuların, haklarını doğrudan ilgilendiren söz konusu davadan haberdar edilmelerindeki bireysel yarar, usul ekonomisinin gözetilmesindeki kamu yararına göre baskın bir nitelik taşımaktadır. Mahkeme, başvuruculara aşırı ve orantısız bir külfet yüklendiği ve müdahalenin ölçüsüz olduğu sonucuna varmıştır. Açıklanan nedenlerle Mahkeme başvurucuların ihlale ilişkin iddialarını haklı bulmuş ve yeniden yargılama yapılmak üzere dosyanın İstanbul 1. İdare Mahkemesine gönderilmesine karar vermiştir.  

Sonuç olarak, Anayasa Mahkemesi, bu kararı ile, idare tarafından kişiler lehine tesis edilen bir idari işlemin (imar planı, ruhsat, izin vb) iptali için üçüncü taraflarca idareye karşı açılan davalarda, İdare Mahkemelerinin, açılan davayı, davanın sonucundan menfaatleri etkilenecek kişilere de ihbar etmesi ve Mahkemeye erişimlerini sağlaması gerektiğini ortaya koymaktadır.  

Karar metnine https://kararlarbilgibankasi.anayasa.gov.tr/BB/2015/13950

adresinden ulaşılabilmektedir.

The content of this article is intended to provide a general guide to the subject matter. Specialist advice should be sought about your specific circumstances.