ÖZET

Taşınır satışı sözleşmeleri yaygın olarak akdedilmekte olup, ticari satış niteliğinde olduğunun kabul edilmesi durumunda 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu ("TTK")'nun uygulanacağı konusunda şüphe bulunmamaktadır. Zira bir tüketici işlemi söz konusu olmadığı için 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun ("TKHK")'a gidilemeyecektir. Bu makalemizde, ticari satışta, satılanda ortaya çıkan ayıptan satıcının sorumluluğunun kabul edildiği hallerde TTK'nın 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu ("TBK")'na yapmış olduğu atıf uyarınca alıcının sahip olduğu seçimlik haklar incelenecektir.

Anahtar Kelimeler: Ticari Satış, Taşınır Satışı Sözleşmesi, Ayıp, Seçimlik Haklar.

GİRİŞ

Bir taşınır satışı sözleşmesi uyarınca teslim edilen malın ayıplı olması halinde, öncelikle satış sözleşmesinin ve bu kapsamda ifa edilecek edimlerin tüketici işlemi olduğu, bu bahisle TKHK gereği uyuşmazlığın giderileceği düşünülse de tarafların tacir olması durumunda bunun artık bir tüketici işlemi olmadığından TKHK'nın uygulanamayacağına dikkat edilmesi gerekir. Bu sebeple bir satış sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlık meydana geldiğinde öncelikle tarafların tacir olup olmadığının tespit edilmesi gerekmekte olup, bu çalışmamızda ticari taşınır satışı sözleşmelerinde alıcının ayıptan doğan seçimlik hakları kısaca incelenecektir.

I. TTK VE TBK KAPSAMINDA TİCARİ SATIŞ

Taşınır satışı TBK'nın 209 ile 236. maddeleri arasında düzenlenmiş olup, satıcının ayıplı maldan doğan sorumluluğu karşısında alıcının sahip olduğu seçimlik haklar da yine ilgili hükümler dahilinde açıklanmıştır. TTK'da da TBK'ya atıf yapılmak suretiyle, işbu maddedeki özel hükümler saklı kalmak kaydıyla, tacirler arasındaki satış ve mal değişimlerinde de TBK'nın satış sözleşmesi ile mal değişim sözleşmesine ilişkin hükümlerinin uygulanacağı düzenlenmiştir. Bu doğrultuda TTK'nın 23/f.1-c bendi uyarınca, ayıp türlerine göre bir ayrım yapılmış ve "...Diğer durumlarda, Türk Borçlar Kanununun 223 üncü maddesinin ikinci fıkrası uygulanır." şeklindeki hüküm ile taşınır satışına konu malda gizli ayıp olması halinde TBK'nın 223. maddesinin uygulanacağı belirtilmiştir.

II. AYIP

Ticari satışlar bakımından ayıplı mal ile karşılaşılması durumunda ayıp ihbarının geçerli bir şekilde yapılabilmesi, ayıbın türüne göre farklı sürelere bağlanmıştır. Buna göre TTK'nın 23/f.1-c bendi "Malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür. Diğer durumlarda, Türk Borçlar Kanununun 223 üncü maddesinin ikinci fıkrası uygulanır." şeklindedir. İlgili maddeden de görüldüğü üzere alıcının "açıkça belli olan ayıplar" halinde 2 (iki) gün içinde, "adi ayıplar" bakımından ise 8 (sekiz) gün içinde ayıplı malı satıcıya ihbar etme yükümlülüğü bulunmaktadır. Açıkça belli olan ayıplardan kasıt, satılanın teslimi sırasında muayenesine gerek olmadan belli olan ayıplardır. Adi ayıplar ise satılanın teslimi sırasında açıkça belli olmayan adi yani olağan bir muayene ile meydana çıkacak olan ayıplardır. Buna karşılık ilgili maddede açıklanmamış olan gizli ayıp ise olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak olan, bir diğer deyişle olağan bir muayene ile meydana çıkmayacak olan ayıplardır.1 TTK'da "gizli ayıp"ın düzenlenmemesi sebebiyle TBK'nın 223. hükmü uygulanacaktır. Bu doğrultuda satılanda gizli ayıp olması durumunda TBK'ın 223/f.2 uyarınca, alıcı bu durumu "hemen" satıcıya bildirecektir. Sonuç olarak, TBK'ya yapılan atıf sebebiyle TTK'da ticari satışa konu satılanda gizli ayıp çıkması durumunda TBK uygulanacaktır. Keza satış sözleşmesine konu satılanda ayıp çıkması durumunda satıcının ayıptan sorumluluğu ve bu bağlamda alıcının sahip olduğu seçimlik hakları da TBK'da düzenlenmiştir.

III. ALICININ SEÇİMLİK HAKLARI

Satıcının satılanın ayıplı olmasından dolayı sorumluluğunun doğabilmesi için gereken ayıp ihbarı gibi tüm şartların gerçekleştiğinin kabul edilmesi durumunda, alıcının ayıplı satılandan doğan birtakım seçimlik hakları söz konusu olmaktadır. Buna göre, alıcının dört adet seçimlik hakkı bulunmakta olup, TBK'nın 227. maddesinde düzenlenmiştir.2

Alıcı söz konusu seçimlik hakkını kural olarak kendi takdirine göre kullanacak olup, bu takdir hakkını kullanması bakımından ise kanun koyucu TBK 227/f.3/f.4 ve f.5'te birtakım sınırlamalar getirmiştir.3 Dolayısıyla alıcı bu sınırlamalara uygun olarak TBK'nın 227. maddesi uyarınca istediği seçimlik haklarından birini seçip kullanabilecektir. Ayrıca TBK 227/f.2'de alıcının genel hükümlere göre tazminat isteme hakkının saklı olduğu ifade edilmiştir.

Alıcı teslim almış olduğu malı satıcıya geri vermek şartıyla sözleşmeden dönme hakkını kullanabilir. Dolayısıyla ayıp sebebiyle sözleşmeden dönme hakkının kullanılması durumunda taraflar karşılıklı olarak geri verme borcu altındadır; alıcı teslim almış olduğu malı, satıcı da kendisine ödenmiş olan satış bedelini geri vermek zorundadır. Bunun dışında bu hakkın kullanılabilmesi için dava açılması zorunlu değildir; zira TBK'da özel olarak düzenlenmiştir ve tek taraflı satıcıya varması gereken irade beyanı ile kullanılabilecektir. Öte yandan, her ne kadar bu hakkın kullanılması bir şekle tabi tutulmamış olsa da tarafların tacir olması sebebiyle TTK'nın 18/f.3 maddesi uyarınca tacirler arasında, noter aracılığıyla, taahhütlü mektupla, telgrafla veya güvenli elektronik imza kullanılarak kayıtlı elektronik posta sistemi ile sözleşmeden dönme seçimlik hakkının kullanılması ispat kolaylığı sağlayacaktır.4 Sözleşmeden dönme hakkı nasıl kullanılırsa kullanılsın hakkın kullanılmasıyla birlikte sözleşme geriye etkili olarak ortadan kalkmaktadır. 5 Ayıp sebebiyle sözleşmeden dönmenin sonuçları TBK'nın 229 ve 230. maddelerinde ayrıca düzenlenmiştir.6

2. Satış Bedelinde İndirim İsteme Hakkı

Alıcı satılanı alıkoyarak ayıp oranında satış bedelinde indirim isteme seçimlik hakkını da karşı tarafa varması gereken bir irade beyanıyla kullanabilir. Ancak alıcı bu hakkını kullandıktan sonra bundan vazgeçerek başka bir seçimlik hakkını kullanamaz. Zira yenilik doğuran bir haktır. Bu hakkın kullanılması ile eski borcun yerine yeni bir borç oluşturulmuş olunmayacağı gibi yeni bir sözleşme de yapılmamaktadır. Ayıp oranında indirim yapılması hakkının kullanılması ile sadece satış sözleşmesinin esaslı unsuru olan satış bedelinde bir değişiklik meydana gelmektedir. Satış bedelinden yapılacak olan indirimin nasıl hesaplanacağına ilişkin doktrinde ve Yargıtay içtihatlarında farklı görüşler bulunmaktadır.

3. Satılanın Ücretsiz Onarılmasını İsteme Hakkı

Alıcı aşırı bir masraf gerektirmediği takdirde ayıplı satılanın ücretsiz olarak onarılmasını isteme hakkını kullanabilecektir. Alıcı ayıbın ortaya çıktığı anda derhal satıcıya ayıbı bildirmelidir. Bununla birlikte, satıcı belirli bir süre için garanti taahhüdü altına girmiş olabilir. Bu takdirde alıcının, satıcının garanti taahhüdünde belirlemiş olduğu süre içinde onarım talebinde bulunabileceği ve dolayısıyla alıcının bu süre süre içinde satılanda ortaya çıkan ayıpları derhal bildirmesine gerek olmadığı ileri sürülmüştür. Ancak garanti taahhüdü var diye alıcının ortaya çıkan ayıbı derhal bildirmemesi, yani sessiz kalması, onun söz konusu seçimlik hakkından vazgeçtiği şeklinde yorumlanabilir.

4. Satılanın Ayıpsız Bir Benzeri ile Değiştirilmesini İsteme Hakkı

Alıcı imkan varsa ayıplı satılanın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesi hakkını kullanabilecektir. Alıcının sahip olduğu bu hakkı kullanması bakımından satılanın parça veya çeşit malı olması önemli değildir. Bu hakkın kullanılabilmesi için önemli olan husus, ayıplı satılanın ayıpsız bir benzeriyle değiştirilebiliyor olmasıdır.

SONUÇ

Sonuç olarak, çalışmamızda açıklamaya çalıştığımız üzere, tacirler arasında akdedilen taşınır satış sözleşmelerinde satılanda ayıp çıkması durumunda TTK'da düzenlenmeyen konular bakımından TBK hükümleri uygulanacaktır. Bu kapsamda ayıptan dolayı satıcının sorumluluğunun doğduğu hallerde alıcı TBK'nın 227. maddesinde düzenlenmiş olan seçimlik haklarını kullanabilecektir ve ilgili madde uyarınca genel hükümlere göre de alıcının tazminat isteme hakkı saklı tutulmuştur.

1 Nihat Yavuz, Ayıplı İfa, Seçkin Yayıncılık, Ankara, 2014, s.796

2 MADDE 227- Satıcının satılanın ayıplarından sorumlu olduğu hâllerde alıcı, aşağıdaki seçimlik haklardan birini kullanabilir:

1. Satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme.

2. Satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinde indirim isteme.

3. Aşırı bir masrafı gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme.

4. İmkân varsa, satılanın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesini isteme.

Alıcının genel hükümlere göre tazminat isteme hakkı saklıdır.

Satıcı, alıcıya aynı malın ayıpsız bir benzerini hemen vererek ve uğradığı zararın tamamını gidererek seçimlik haklarını kullanmasını

önleyebilir.

Alıcının, sözleşmeden dönme hakkını kullanması hâlinde, durum bunu haklı göstermiyorsa hâkim, satılanın onarılmasına veya

satış bedelinin indirilmesine karar verebilir.

Satılanın değerindeki eksiklik satış bedeline çok yakın ise alıcı, ancak sözleşmeden dönme veya satılanın ayıpsız bir benzeriyle

değiştirilmesini isteme haklarından birini kullanabilir.

3 Prof. Dr. Cevdet Yavuz, Türk Borçlar Hukuku Özel Hükümler, Beta Yayıncılık, İstanbul, 2014, s.155

4 Nazlı Doğan, Tacirler Arası Ticari Satım Sözleşmelerinde Satıcının Ayıba Karşı Tekeffül Borcu, On İki Levha Yayıncılık, 2017,

s.100

5 a.g.e, C. Yavuz, s.181

6 MADDE 229- Satış sözleşmesinden dönen alıcı, satılanı, ondan elde ettiği yararları ile birlikte satıcıya geri vermekle yükümlüdür.

Buna karşılık alıcı da, satıcıdan aşağıdaki istemlerde bulunabilir:

1. Ödemiş olduğu satış bedelinin, faiziyle birlikte geri verilmesi.

2. Satılanın tamamen zaptında olduğu gibi, yargılama giderleri ile satılan için yapmış olduğu giderlerin ödenmesi. 3. Ayıplı maldan

doğan doğrudan zararının giderilmesi.

Satıcı, kendisine hiçbir kusur yüklenemeyeceğini ispat etmedikçe, alıcının diğer zararlarını da gidermekle yükümlüdür.

MADDE 230- Birden çok mal veya birden çok parçadan oluşan bir mal, birlikte satılmış olup da bunlardan bazıları ayıplı çıkarsa,

dönme hakkı bunlardan ancak ayıplı çıkanlar için kullanılabilir. Ancak, alıcıya veya satıcıya önemli bir zarar vermeksizin ayıplı

parçanın diğerinden ayrılmasına imkân yoksa, dönme hakkının satılanın tamamını kapsaması zorunludur.

Satılanın aslı için satıştan dönülmesi, ayrı satış bedeli gösterilerek satılmış olsalar bile, eklentilerini de kapsar; fakat eklentiler

için dönme, satılanın aslını kapsamaz.

7 a.g.e. C. Yavuz, s.195

8 a.g.e C. Yavuz, s.209

The content of this article is intended to provide a general guide to the subject matter. Specialist advice should be sought about your specific circumstances.