Tahkim sözleşmesinin hukuki niteliği yani bu sözleşmenin usul hukuku sözleşmesi mi yoksa maddi hukuka ilişkin bir sözleşme mi olduğu öğretide tartışmalı bir konudur. Tahkim sözleşmesinin maddi hukuk sözleşmesi olduğunu savunan görüşe göre, tahkim sözleşmesinde taraf iradelerine kurucu, yenilik doğrucu bir etki tanındığından ve bu sözleşme tarafların iradeleri çerçevesinde hüküm ve sonuç doğuracağından, hakemlerin yaptığı yargılama ve verdikleri karar özel hukuka ilişkin kuralların uygulanması şeklinde cereyan edecektir.1

Dolayısıyla, bu görüş kapsamında, sözleşmenin kurucu unsurlarının maddi hukuk karakteri taşıyor olması ve taraflar arasındaki uyuşmazlık konusunu oluşturan ilişkinin maddi hukukta etkisini göstermesi tahkim sözleşmesinin maddi hukuk niteliğini göstermektedir.2

Tahkim sözleşmesinin usul hukuku sözleşmesi olduğunu savunan görüşe göre ise, tahkim anlaşması taraflar arasındaki bir uyuşmazlığın çözümü için kurulduğundan hakem heyetinin oluşumu, davanın açılması, delillerin gösterilmesi, neticede kararın verilmesi ve bu karara karşı kanun yollarına başvurulması sözleşmenin usuli yönünü göstermektedir.3

Yine bu görüş kapsamında, bir hukuki işlem olan sözleşmelerin nitelikleri bakımından doğdukları sonuçlar ile birlikte değerlendirmeleri gerekir; tahkim sözleşmesi etkilerini usul hukuku bakımından doğurduğundan usul hukuku sözleşmesi olarak kabulü gerekmektedir4. Tahkim sözleşmesinin kurulmasının borçlar hukuku hükümlerine tabi olması, kendi başına bu sözleşmenin nitelik itibariyle maddi hukuk sözleşmesi olduğu sonucuna varabilmek için yeterli değildir.5

Karma görüş ise, maddi hukuk ve usul hukuku görüşlerinin kendi başlarına tahkim sözleşmesinin hukuki niteliğini açıklamaya yetmediği düşüncesinden doğmuştur.6 Bu görüşe göre, tahkim sözleşmesi hem maddi hukuka hem de usul hukukuna ilişkin unsurları bileştirir; anlaşmanın tarafların serbest iradesi neticesinde kurulması sözleşmenin maddi hukuk yönünü, sözleşmenin uygulanmasının usul hukukuna ilişkin sonuçlar doğurması ise sözleşmenin usul hukuku yönünü gösterir.7 Tahkim sözleşmesi, sözleşmeye dayanan bir işlem olarak kurulur, sonuçlarını ise usul hukuku alanında gösterir; yani tahkim sözleşmesi ne tamamen usul hukukuna ne de maddi hukuka dayanan bir sözleşmedir.8

Öğretideki hakim görüşe ve Yargıtay kararlarına göre, tahkim sözleşmesi Hukuk Muhakemeleri Kanunu yani bir usul kanunu kapsamında düzenlendiğinden, yapılacak işlerin dayanağı usul kanununda bulunduğundan, hakem kararları yargısal nitelik taşıdığından ve kararlar kesin hüküm etkisine sahip olduğundan tahkim sözleşmesi bir usul hukuku sözleşmesi olarak kabul edilmelidir9.

Nitekim, Yargıtay İçtihatı Bileştirme Kurulu Kararı'nda, hakem kararlarının mahkeme kararları ile aynı nitelikte olduğunu, bu nedenle de hakem kararlarının usuli nitelikte olduğunu, ayrıca tahkim sözleşmesinin usul hükümleri içinde düzenlendiğini, bu yönüyle de usul sözleşmesi olarak kabul edilmesi gerektiğini belirterek tahkim sözleşmesinin usul hukukuna ilişkin bir sözleşme olduğunu benimsemiştir10.

Tahkim anlaşması bir usul sözleşmesi olduğundan asıl hüküm ve sonuçlarını da usul alanında göstermektedir. Tahkim anlaşmasının varlığı halinde, bu anlaşmaya rağmen mahkemeye başvurulursa ve davalı tarafından uyuşmazlığın tahkim yoluyla çözülmesi gerektiği mahkemeye ilk itiraz olarak ileri sürülürse mahkeme bu itirazı inceler; tahkim anlaşması hükümsüz, uygulanması imkansız ya da tesirsiz değilse itirazı kabul ederek davayı usulden reddeder.11

Footnotes

1. Yavuz, Cevdet. «Türk Hukukunda Tahkim Sözleşmesi ve Tabi Olduğu Hükümler.» II. Uluslararası Özel Hukuk Sempozyumu, İstanbul, 2009, 133-179, s. 142; Pekcanıtez/Atalay/Özekes, 2011, s. 736.

2. Aydemir, Fatih, Türk Hukukunda Tahkim Sözleşmesi, İstanbul, 2017, s. 67.

3. Pekcanıtez, Hakan, Oğuz Atalay ve Muhammet Özekes, Medeni Usul Hukuku. Ankara, 2011, s. 736.

4. Aydemir, s. 70.

5. Yavuz, s. 143.

6. Aydemir, s. 76.

7. Pekcanıtez/Atalay/Özekes, 2011, s. 736.

8. Yavuz, s. 143.

9. Görgün, L. Şanal, Medeni Usul Hukuku, Ankara, 2015, s. 520; Pekcanıtez/Atalay/Özekes, 2011, s. 736; Aydemir, s. 81.

10. "Bu görüşü savunanlara göre tahkim sözleşmesinin en önemli etkisinin, tarafların mahkemeye başvurmasını engelleyerek, hakem veya hakemlere yargılama yetkisi vermesine ve süreç sonunda çıkacak kararların, mahkeme kararı gibi kesin hüküm doğurmasına dayandırırlar. Tahkim sözleşmesinin bağlayıcılığı taraf iradeleri ile belirlenmemekte, tahkimin cereyan ettiği ülkenin ulusal hukuku anlaşmaya böyle bir sonuç bağladığı için tahkim sözleşmesi bağlayıcı etkiye sahip olmaktadır. Hakem kararları mahkeme kararları ile aynı nitelikte olup. bunun da hakem kararlarının usuli nitelikte olduğunu, ayrıca, tahkim sözleşmesinin usul hükümleri içinde düzenlenmesi, usul sözleşmesi niteliğinde olduğunu göstermektedir. Yukarıdan beri yapılan açıklamalardan ulaşılan sonuç: tahkimin baskın biçimde usul hukuku sözleşmesi mahiyetini haiz olduğudur." YARGITAY İBGK, E. 2016/2, K. 2018/4, T. 13.4.2018 (Kazancı İçtihat Bilgi Bankası)

11. HMK md. 413/1.

The content of this article is intended to provide a general guide to the subject matter. Specialist advice should be sought about your specific circumstances.