Fikir ve sanat eserlerini meydana getiren eser sahiplerinin meydana getirdikleri eserler üzerindeki mali ve manevi hakları, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'nda ("FSEK") düzenlenmektedir. FSEK'te eser sahibi eseri meydana getiren kişi olarak tanımlanmaktadır. Eser sahibinin, meydana getirdiği eser üzerinde mali ve manevi olmak üzere iki çeşit hakkı bulunmakta olup bu haklar o eserin meydana getirildiği andan itibaren eser sahibine aittir. Eser sahiplerinin manevi hakları, eseri istediği zaman ve tarzda kamuya sunma hakkı, eserin içeriği hakkında bilgi verme hakkı, eserde adını görme hakkı, eserde değişiklik yapılmasını yasaklama hakkı ve eserin bütünlüğünü koruma hakkıdır.

Eser sahibinin mali hakları ise; işleme hakkı (FSEK m. 21), çoğaltma hakkı (FSEK m. 22), yayma hakkı (FSEK m. 23), temsil hakkı (FSEK m. 24) , umuma iletim hakkı (FSEK m. 25) ile pay ve takip hakkıdır (FSEK m. 45). Bu haklar, sınırlı sayı ilkesi kapsamında kanun koyucu tarafından belirlenmiştir.

Mali haklar mutlak hak olup herkese karşı ileri sürülebilir niteliktedir. Ancak eser sahibi, eseri üzerindeki mali haklarını üçüncü kişiye devredebilmekte veya bir mali hakka ilişkin lisans veya izin verebilmektedir. FSEK madde 48/1 uyarınca, "mali hakların kullanımı süre, yer ve içerik itibariyle sınırlandırılmış şekilde veya sınırlandırmadan, karşılık alarak veya karşılıksız şekilde başkalarına devredilebilmektedir." Devir işleminde mali hakkı devralan kişi bahsi geçen hakka ilişkin bütün yetkileri kullanabilmektedir. Sözleşme ile engellenmemişse söz konusu hakları kısmen veya tamamen üçüncü kişilere devredebilmekte ve devralınan üzerinden haklar tanıyabilmektedir. FSEK madde 48/2'de ise mali hakka ilişkin kullanım hakkının da ruhsat verilmek suretiyle bir başkasına devredilebileceği düzenlenmiştir. Ruhsat veya Lisans Sözleşmesinde ise devreden sadece o hakkın kullanılması hakkını devretmektedir ve hakkı devredenin malvarlığından söz konusu hak çıkmamaktadır. Bunun devirden farkı, sadece spesifik olarak belli hak veya haklarla ilgili kullanma yetkisi verilmesidir. FSEK madde 80 ise komşu hak sahipleri açısından "izin" adında üçüncü bir yöntem ortaya çıkarmıştır.

Bu kapsamda bir fikir veya sanat eserini kullanabilmek için eser sahipleri veya mirasçıları ile bir sözleşme imzalanması gerekmektedir. FSEK madde 52 uyarınca, "Mali haklara dair sözleşme ve tasarrufların yazılı olması ve konuları olan hakların ayrı ayrı gösterilmesi gerekmektedir." Mali haklara ilişkin bahsi geçen sözleşme ve tasarrufların yazılı şekilde yapılması ve hangi hakları konu edindiğinin açıkça belirtilmesi, kanun tarafından geçerlilik şartı olarak düzenlenmiştir. Ancak Yargıtay'ın Medeni Kanun madde 2'ye aykırı özel durumlarda yazılı sözleşme şeklini aramadığı kararları da bulunmaktadır. Mali haklara ilişkin sözleşmelerin yapılması uygulamada önem arz etmekte olup özellikle yapımcıların dizilere ilişkin imzaladıkları sözleşmelerde ilk sezon için yazılı bir sözleşme imzalayıp sonraki sezonlarda bu hususa dikkat etmemesi, birçok uyuşmazlığın ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Bu noktada, mali hakların devrine ilişkin her sezon için sözleşme imzalanması önem arz etmektedir. Yargıtay kararları ve doktrinin üzerinde birleştiği bir diğer konu ise mali veya manevi haklara ilişkin verilen yetki ve izinlerin tek tek sayılması gerektiğidir. Devredilecek her bir hakkın sözleşmede tek tek sayılması gerektiğinden "Mali hakları devrettim" ya da "bütün haklarımı devrettim" şeklindeki ibareler geçersiz sayılacaktır.

Bir eser sahibinin mali hakkını devretmesi veya bu hakka ilişkin bir ruhsat vermesiyle birlikte mali hakkın mülkiyeti veya kullanım hakkı karşı tarafa geçmektedir. Ancak bu durumlarda bahsi geçen mali hak üzerinden yapılabilecek tasarruflar da sınırlandırılabilmektedir. Bu kapsamda FSEK madde 49/1'de, "Eser sahibinden veya mirasçılarından mali bir hak veya kullanma ruhsatı edinmiş olan kimse bu hakkı ancak bunların yazılı muvafakatiyle başkasını devredebilmektedir." hükmü düzenlenmektedir. Bu kanun hükmü uyarınca, eser sahibinden mali bir hak veya kullanma ruhsatı edinmiş olan kişi, eser sahibinin yazılı rızası olmadan bu hakları başka bir kişiye devredemeyecektir.

Diğer bir önemli husus ise, eser sahibi, meydana getirilmiş eser bakımından mali haklara ilişkin borçlandırıcı işlem de tasarruf işlemi de yapabilmektedir. Ancak henüz meydana getirilmemiş olan veya tamamlanacak olan eser üzerinde gerçekleştirilen tasarruf işlemleri FSEK kapsamında geçersiz sayılmaktadır. Ancak, bu tasarruf işlemlerinin yapılacağı hakkındaki taahhütler, eser henüz vücuda getirilmemiş olsa dahi geçerli olabilmektedir. Bu taahhüt işleminin de yazılı olarak yapılması gerekmektedir.

Sonuç olarak herhangi bir hak ihlali ile karşılaşmamak adına eser sahiplerinin meydana getirdikleri eserlere ilişkin devir veya ruhsat verme işlemi sırasında, sözleşmelerini çok dikkatli hazırlaması gerekmektedir. Herhangi bir karışıklığa sebebiyet vermemek açısından yazılı olarak yapılacak sözleşmelerde, devredilen tüm hakların ayrı ayrı belirtilmesi hususu son derece önem arz etmektedir.

The content of this article is intended to provide a general guide to the subject matter. Specialist advice should be sought about your specific circumstances.