Türk Borçlar Kanunu'nda düzenlenen simsarlık sözleşmelerinde, simsara ödenecek ücret ile ilgili olarak kanun koyucu tarafından terminolojik bir sözcük tercih edilmediğinden, simsarın ücretinin komisyon olduğu yanılgısına düşülmektedir. Bu yanılgı beraberinde, simsarlık sözleşmeleri ile komisyon sözleşmelerinin uygulamada karıştırılmasına sebep olmaktadır.  Ancak her iki kavram da özel borç ilişkilerinde birbirinden farklı durumlara karşılık kullanılmakta olup, 6098 sayılı Türk Borçlar  Kanununda iki ayrı sözleşme başlığı adı altında düzenlenmiştir.

1-Simsarlık Sözleşmesi

Simsarlık sözleşmesine ilişkin olarak ilk düzenleme 818 Sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 404 ila 409. maddelerinde yapılmıştır. Ticaret işleri simsarlığı ise ayrıca 6762 Sayılı Eski Türk Ticaret Kanunu'nda düzenlenmiştir. Ancak 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu'nda ticaret simsarlığına ilişkin düzenlemelere yer verilmemiştir.

6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu ile adi iş- ticari iş simsarlığı ayrımı kaldırılarak her türlü simsarlık sözleşmesine Kanun'un 520 – 525 maddelerinin uygulanacağı kabul edilmiştir. Kanunda simsarlık sözleşmesi bakımından yalnızca genel bir çerçeve çizilmiştir. Ayrıntılı olarak düzenleme yapılmadığından, niteliğine aykırı düşmemek kaydıyla vekalet sözleşmesinin hükümleri simsarlık sözleşmesine de uygulanmaktadır.

Simsarlık sözleşmesi TBK m. 520/I'de; "Simsarlık sözleşmesi, simsarın taraflar arasında bir sözleşme kurulması imkânının hazırlanmasını veya kurulmasına aracılık etmeyi üstlendiği ve bu sözleşmenin kurulması hâlinde ücrete hak kazandığı sözleşmedir." şeklinde tanımlanmıştır.

Kanundan yapılan tanımdan da görüleceği üzere simsarlık sözleşmesinin tarafları simsar ve iş sahibidir. Simsarın sözleşme ile üzerine düşen yükümlülüğü, iş sahibinin üçüncü bir kişiyle sözleşme kurabilmesi için imkan yaratması veya sözleşmenin kurulmasında aracılık rolünü üstlenmesi olup, iş sahibinin sözleşme ile üzerine düşen yükümlülüğü, anılan eylemlerine karşılık olarak simsara ücret ödemesidir.

Simsarın kurulabilmesi için imkan yarattığı veya kurulmasına aracılık ettiği sözleşme, iş sahibi ile üçüncü kişi arasındaki sözleşme olup, simsar bu sözleşmenin tarafı değildir. Diğer bir deyişle simsarlık ilişkisi, içerisinde iki farklı türde sözleşmeyi barındırmaktadır. Bu sözleşmelerden biri simsarlık sözleşmesi, diğeri simsarın aracılık ettiği kurulması muhtemel olan sözleşmedir.

TBK m. 520/I'de de açıkça düzenlendiği üzere, simsarın ücrete hak kazanması için sözleşmenin kurulması yeterlidir ayrıca kurulmasına aracılık edilen sözleşmenin icrasına gerek yoktur. Kurulmasına aracılık edilen sözleşmenin icra edilmemiş olması simsarın ücreti hak etmemesini gerektirmez.

Simsarlık sözleşmesi tarafların karşılıklı ve birbirine uygun irade beyanı ile kurulmaktadır. TBK'da geçerlilik şekil şartı öngörülmediğinden irade beyanlarının ortaya konulması herhangi bir şekil şartına tabi değildir.

Simsarlık sözleşmelerindeki şekil serbestisinin istisnası taşınmaz simsarlığı sözleşmeleridir. Nitekim TBK m. 520/III hükmü ile taşınmaz simsarlığı sözleşmesi yazılı şekil şartına bağlanmıştır. Bu hüküm emredici olduğundan, yazılı şekil şartı taşınmaz simsarlığı sözleşmelerinde geçerlilik şartıdır.

Simsarlık sözleşmesinin kanuni tanımına göre, sözleşmenin unsurları simsarın iş görme faaliyeti ve ücrettir. Simsarın kural olarak iş sahibini temsil yetkisi yoktur; fakat sözleşme ile kendisine bu yetki verilebilir. Bu nedenle simsar, aracılık faaliyeti sonucu kurulmasını sağladığı sözleşme ile ilgili olarak herhangi bir hak, borç veya sorumluluk sahibi olmaz.

Yine kanuni tanıma göre, simsarın iş görme faaliyeti sözleşmenin yapılmasına fırsat gösterici yahut aracılık olmak üzere iki şekildedir. Simsarın faaliyetinin türü simsar ile iş sahibi arasında imzalanacak olan simsarlık sözleşmesinde belirtilir. Tereddüt durumunda faaliyetin türünü ispat külfeti simsara aittir.

Faaliyet sonucu simsara ödenecek olan ücret ise sözleşmenin zorunlu unsurudur. Şayet ücret taraflar arasında belirlenmemişse TBK m. 522 "Ücret, belirlenmemişse tarifeye, tarife yoksa teamüle göre ödenir" hükmü uyarınca ücret belirlenir. Yasaya göre ücretin ödeneceği zaman ise, simsarın faaliyetleri sonunda hukuken geçerli bir sözleşmenin kurulduğu andır.

Simsarın hangi durumlarda ücrete hak kazanacağı TBK m. 521'de düzenlenmişse de bu konuda uygulamada tereddütler bulunmaktadır. Belirtmek gerekir ki, simsarın iş görme faaliyetinin konusu olan sözleşmenin, simsarın faaliyetleri sonunda hukuken geçerli olarak kurulması ile simsar ücrete hak kazanacaktır. Simsarın faaliyeti sonucunda kurulan sözleşme geciktirici koşula bağlanmışsa ücret, koşulun gerçekleşmesi hâlinde ödenir. Buradaki geciktirici koşul sözleşmenin kurulmasına ilişkin bir koşul olmalıdır; sözleşme kurulduktan sonra taraflara arasındaki ödemeye ilişkin taksitlendirmeler veya ödeme şartları simsarın ücretini etkilemeyecek ya da geciktirmeyecektir.

Simsarın eylemleri ve sözleşmenin kurulması arasında nedensellik bağının mevcut olması gerekli olsa da simsarın sözleşmenin kurulması için ortaya koyacağı çaba ücrete hak kazanma bakımından yeterli olmayacaktır.

Simsar bazı durumlarda ücret hakkını kaybetmektedir. TBK m. 523'e göre bir işi üstlenen simsar, borcuna aykırı davranarak diğer tarafın menfaatine hareket ederse veya diğer taraftan dürüstlük kuralına aykırı olarak ücret sözü alırsa ücret ve yaptığı giderleri talep hakkını kaybeder. Nitekim simsar her iki tarafa da bağımlı olmadan hareket etmek zorundadır. Simsar taraflara eşit davranmakla yükümlü olduğundan, buradaki "diğer taraf" deyiminden sözleşmenin her iki tarafı algılanmalıdır.

Simsar kural olarak simsarlık faaliyeti dolayısıyla yaptığı giderlerin ödenmesini isteyemez. Simsarın yaptığı giderler aldığı ücretten karşılanır. Fakat simsarlık sözleşmesinde yapılacak giderlerin kendisine ödeneceği kararlaştırılmışsa, simsarın faaliyetleri sonunda hukuken geçerli bir sözleşme kurulmasa da yaptığı giderler simsara ödenir.

2-Komisyon Sözleşmesi

Komisyoncu TTK'da düzenlenen (bağlı olmayan) tacir yardımcılarından sayılmakta olup, dolaylı temsil yetkisine sahiptir.

Komisyon sözleşmeleri 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun 532 ila 546. maddelerinde düzenlenmiştir.

TBK madde 532/1'de "Alım veya satım komisyonculuğu, komisyoncunun ücret karşılığında, kendi adına ve vekâlet verenin hesabına kıymetli evrak ve taşınırların alım veya satımını üstlendiği sözleşmedir" şeklinde tanımlanmıştır. Bu tanım mehaz kanunumuz olan İsviçre Borçlar Kanunu'ndaki tanımla paralellik göstermektedir.

Tıpkı simsarlık sözleşmesi gibi, komisyon sözleşmesinde de kanunda düzenlenme bulunmayan hallerde vekalet sözleşmesine ilişkin hükümler uygulanır.

Komisyon sözleşmesinin tarafları, komisyoncu ve müvekkilidir. Müvekkil, gerçek yahut tüzel kişi olabilir. Kanuni tanımdan da anlaşıldığı üzere komisyoncu kendi adına ancak müvekkili hesabına hukuki işlem yapmaktadır. (dolaylı temsil) Müvekkil de yapılan bu hukuki işlem karşılığında komisyoncuya ücret ödemektedir.

Komisyon sözleşmesinde dolaylı temsil söz konusu olduğundan, komisyoncu dış ilişkide sözleşmenin tarafı olarak elde ettiği hakları ve borçları müvekkile devretme; müvekkil de komisyoncunun üzerine aldığı hakları ve borçları devralma borcu altına girmektedir.

Bu hak ve borçların müvekkile devri için kural olarak ikinci bir işleme (alacağın temliki, borcun nakli) ihtiyaç vardır. Komisyoncu, şahsında doğan alacakları alelade ya da kanuni temlik yoluyla müvekkile devretmedikçe kural olarak üçüncü kişilere karşı hak iddia edemez.

Tıpkı simsarlık sözleşmesi gibi, komisyon sözleşmesi de herhangi bir geçerlilik şekline tabi değildir. Sözleşmeyle, kural olarak taraflar arasında sürekli bir ilişki kurulmayıp müvekkil, komisyoncuya tek bir iş için yetki verir.

Komisyoncunun, üçüncü kişi ile müvekkili hesabına hukuki işlem yaptığını ispat etme, müvekkilinin talimatlarına uygun hareket etme, müvekkile bilgi verme ve menfaatlerini koruma yükümlülüğü bulunmaktadır.

Komisyoncu maktu veya nispi olarak kararlaştırılan ücret karşılığında üçüncü kişi ile hukuki işlem yapmaktadır. Şayet sözleşmenin ücretsiz olması kararlaştırılmışsa, vekalet sözleşmesi hükümleri uygulanır.

Komisyoncunun ne zaman ücrete hak kazanacağı TBK madde 539/1' de düzenlenmiş olup bu noktada simsarlık sözleşmesi ile farklılık göstermektedir. Buna göre "Komisyoncu, ücretinin ödenmesini kendisine verilen işi yapınca isteyebileceği gibi, işin yapılmaması vekâlet verene yükletilebilen bir sebepten kaynaklanması hâlinde de isteyebilir. Komisyoncu, başka sebeplerle işin yapılamaması durumunda, ancak emeğinin yerel âdete göre belirlenecek karşılığını isteyebilir."

Simsarın ücrete hak kazanması için kurulmasına aracılık ettiği sözleşmenin kurulması yeterli iken komisyoncunun ücrete hak kazanması ancak işin yapılması sonucunda mümkün olacaktır.

Komisyon sözleşmesinde, müvekkil, ücretin yanı sıra komisyoncunun üçüncü şahsa karşı üstlendiği borçları ve müvekkil yararına yaptığı bütün masrafları da faiziyle karşılamak zorundadır.

Komisyoncunun ücret isteme hakkını kaybetmesi de TBK madde 540'da düzenlenmiş olup, buna göre "Komisyoncu, vekâlet verene karşı dürüstlük kurallarına aykırı davranır, özellikle ona satın aldığından fazla veya sattığından eksik bir bedel bildirirse, ücret alma hakkını kaybeder. Bedelin gerçekleşen bedelden farklı gösterilmesi durumunda vekâlet veren, komisyoncuyu gerçekleşen bedel üzerinden satılanın alıcısı veya satıcısı sayma hakkına sahiptir."

TBK madde 541 uyarınca, komisyoncunun hapis hakkı vardır. Komisyoncu şartlar mevcutsa, sattığı malın bedeli ve satın aldığı mal üzerinde hapis hakkını kullanabilir.

SONUÇ:

Simsarlık ve komisyon sözleşmesi terminolojik anlamda uygulamada karıştırılsa da birbirinden farklı özel borç ilişkilerine karşılık gelmektedir.

Kanunda düzenleme bulunmayan hallerde her iki sözleşmeye de vekalet sözleşmesi hükümleri uygulanmaktadır. Her iki sözleşme de kural olarak herhangi bir geçerlilik şartına tabi değildir.

Her iki sözleşmede kendi içinde farklı iki sözleşme ilişkisini barındırmaktadır. Ancak dolaylı temsil yalnızca komisyonculuk sözleşmesinde söz konusudur.

Simsarın ücrete hak kazanması için kurulmasına aracılık ettiği sözleşmenin kurulması yeterli iken komisyoncunun ücrete hak kazanması ancak işin yapılması sonucunda mümkün olacaktır.

Simsarlık sözleşmesinde simsar, kural olarak simsarlık faaliyeti dolayısıyla yaptığı giderlerin ödenmesini isteyemez. Simsarın yaptığı giderler aldığı ücretten karşılanır. Komisyon sözleşmesinde, müvekkil, ücretin yanı sıra komisyoncunun üçüncü şahsa karşı üstlendiği borçları ve müvekkil yararına yaptığı bütün masrafları da faiziyle karşılamak zorundadır.

The content of this article is intended to provide a general guide to the subject matter. Specialist advice should be sought about your specific circumstances.