5510 sayılı Kanunun 80. Maddesinde hangi kazançların SGK primine tabi olup olmadığı düzenlenmişse de, ikale sözleşmesi ile yapılan ödemelere ilişkin açık bir hüküm bulunmamaktadır.

Sosyal Güvenlik Kurumunun 18.06.2020 tarihli 2020/20 sayılı genelgesine göre, "iş akdinin ikale(bozma) ile sona ermesi durumunda; Bozma Sözleşmesi ile kararlaştırılan ikale bedelinin hangi kalem alacakları/ tazminatları kapsadığının belirtilmesi ve bu alacaklar/tazminatlar Kanunun 80 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde istisna tutulan ödemeler arasında yer alması halinde sigorta primine esas kazanca dahil edilmeyeceği, bu istisnalar dışında her ne adla yapılırsa yapılsın tüm ödemeler prime esas kazanca dahil edileceği, ancak ikale sözleşmesi ile kararlaştırılan ikale bedelinin hangi kalem alacakları/tazminatları kapsadığına yer verilmemesi başka bir deyişle ayrım yapılmaması halinde bu defa ikale bedeli adı altında yapılan tüm ödemeler sigorta primine tabi tutulacağı" ifade edilmiştir.

Ancak, Sosyal Güvenlik Kurumunun bu değerlendirmesinin hukuka uygun olduğunu söylemek güçtür. Yargıtay yerleşik içtihatlarınca ikale sözleşmesi kapsamında yapılan ödemeler, genel olarak kıdem/ihbar gibi feshe bağlı tazminatlar ile (duruma göre) makul ek menfaatin karşılığı olarak yapılmaktadır. Mevzuatımızda ise, kıdem/ihbar gibi feshe bağlı tazminatların hak kazanma koşulları belirtilmiş olup, ikale yoluyla iş akdinin sona ermesinde kural olarak bu tazminatlara hak kazanılmamaktadır. Bu sebeple, sırf ikale sözleşmesindeki ödeme başlıklarından/içeriğinden yola çıkarak ödemenin mahiyetinin kıdem/ihbar tazminatı gibi değerlendirmek veya SGK primine tabi olup olmadığı sonucuna ulaşmak hatalıdır.

Bizce, en doğru yaklaşım, ikale sözleşmesi çerçevesinde yapılan ödemelerin niteliği ve amacını tespiti ile sonuca ulaşmaktır. 5510 sayılı Kanunun 80. maddesinde, ücret veya ücret benzeri kazançlar SGK primine tabi tutulmuş, tazmin amaçlı ödemeler ise prime esas kazancın dışında bırakılmıştır. Zaten, tazminat ödemeleri zarar karşılığı olması sebebiyle gelir unsuru olmayıp, kazanç olarak değerlendirilmemesi gerekmektedir. Bu itibarla, tazmin amaçlı ödemelerin kapsam dışında bırakılması isabetlidir.

5510 sayılı Kanunun 80/1-b madde hükmünde açıkça "kıdem tazminatı, iş sonu tazminatı veya kıdem tazminatı mahiyetindeki toplu ödemelerin" SGK primine tabi olmayacağı ifade edilmiştir. Sosyal Güvenlik Kurumu İşveren Uygulama Tebliğinin 7.8.4. maddesinde de, "...çeşitli sebeplerle işten ayrılan işçilere işveren tarafından bir defaya mahsus olmak üzere ödenen kıdem tazminatı, iş sonu tazminatı veya kıdem tazminatı mahiyetindeki toplu ödemelerin prime esas kazancın hesaplanmasında dikkate alınmayacağı" belirtilmiştir. İkale sözleşmesi neticesinde yapılan ödemeler de tazmin amaçlı olduğu kuşkusuzdur. İş sözleşmesinin sona ermesi sebebiyle uğranılan zarara karşılık yapılan işbu ikale ödemeleri, kıdem tazminatı mahiyetine has bir özelliği ihtiva etmektedir. Bu sebeple, ikale sözleşmesi kapsamında yapılan tazmin amaçlı ödemelerin (ister kalem kalem açıklanarak, ister açıklamasız şekilde yapılsın) SGK primine tabi olmaması gerektiği kanaatindeyiz. Ayrıca, iş sözleşmesinin tek taraflı feshedilmesi neticesinde hak kazanılan tazminatlar SGK primine tabi kılınmaz iken, tarafların anlaşması sonucu elde edilen tazmin amaçlı ödemelerin SGK primine tabi sayılması ve alacak haklarında eksilmeye sebep olunması ayrımcı bir uygulama olarak değerlendirmesi gerektiğini düşünüyoruz.

Son olarak, önemle belirtmek isteriz ki, yukarıdaki değerlendirmelerimiz ikale sözleşmesinde yapılan tazmin amaçlı ödemelere ilişkindir. İkale sözleşmesi ile ayrıca hak edildiği halde ödenmeyen ücret, yıllık ücretli izin gibi işçilik hakların da ödenmesi halinde SGK primi kesintisi yapılması pekala mümkün olabilmelidir.

The content of this article is intended to provide a general guide to the subject matter. Specialist advice should be sought about your specific circumstances.