1. AKARYAKIT TEDARİKÇİSİ SORUMLULUĞU

"TEDARİKÇİ"; bir mal veya hizmeti üreticiden almak suretiyle tedarik eden kişilere verilen addır. Bu bağlamda tedarikçi kişi; tedariğini sağladığı malı/hizmeti onun adına dağıtacak/sunacak kişi olan "BAYİ" ile anlaşır.

"AKARYAKIT TEDARİKÇİSİ" ise akaryakıtı tedarik eden –ki ülkemizde bunlar yalnızca tüzel kişiliktir- kişilere denir. Bu akaryakıt şirketleri, sağladıkları dizel, benzin, LPG (Liquified Petroleum Gas - Sıvılaştırılmış petrol gazı) ve de son zamanlarda elektriği anlaştıkları istasyon ve bayilere sağlamakla yükümlü olup, sözleşmenin karşı tarafı olan "İSTASYON VE/VEYA BAYİLER" ise aldıkları bu akaryakıtın bedelini ödemek suretiyle edimlerini ifa etmiş sayılırlar. Bu bağlamda yapılan anlaşmanın yalnızca 2 taraflı ve nisbi bir sözleşme olduğu ortadadır. Mamafih, burada karışıklık yaratan bir husus bulunmaktadır: Öyle ki; İstasyon ve/veya Bayi'nin; 3. Kişilere bahsi geçen "HİZMET" sunumunu "Akaryakıt Tedariçisi" ismine ve markası altında gerçekleştirmektedir. Ancak, şunu söylemek gerekir ki, akaryakıt, İstasyon ve/veya Bayi'ye uygun ve tam teslim edildiyse sonraki aşamalar olan akaryakıtın sunulması hizmet niteliğine haiz bir eylem olup akaryakıtın niteliği ile bir bağlantısı yoktur.

Akaryakıt tedarikçisinin sağlayıcı olduğu akaryakıt türlerini bu bağlamda belirli kriterlere uygun ve tam şekilde tedarik etmesi gerekmektedir. Kriterlere uygunluk Analiz Raporları ile ortaya çıkacaktır. Analiz raporu tanzim edilecek akaryakıtlara ilişkin numuneler, raporu ibraz etmekle yükümlü kişi adına, numune alma yönteminde akredite olan laboratuvarca veya uluslararası gözetim şirketince alınmakta olup bu bağlamda dağıtıcı tarafından temin edilen akaryakıtın analiz raporuyla belirlenen kriterlere uygun olması durumunda, dağıtıcının sonraki aşamalardan olan akaryakıtın sunulması hizmetinde standartlara uygun olarak dağıtılan akaryakıt nedeniyle sorumluluğu bulunmayacaktır.

 Dolayısıyla uygulamada, ifa sırasında her bir akaryakıt kimyasalından numuneler alınarak bu akaryakıtın uygunluğu raporlanmaktadır. Uygunluğu raporlanan yakıtların istasyon ve bayiye hukuka uygun tesliminden sonra, bu iki tarafın aralarındaki sözleşme gereği akaryakıt şirketinin sorumluluğunun kalkması beklenmektedir.

  1. YANLIŞ AKARYAKIT İKMALİ HALİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ

Şöyle ki yanlış akaryakıt ikmali mercek altına alınacak olursa; bayiye gelen dizel araca bayi çalışanı tarafından benzin konduğu senaryoda, tedarikçi sıfatına haiz akaryakıt firması esasen anlaşmalı olduğu bayiye uygunluğu alınmış dizel akaryakıtı da sağlamış ve hatta bunun araca konması için dizel pompası ve girişi gibi malın sunulması için gerekli diğer alet ve edevatı da zaten temin etmiştir. Başka deyişle, bayide yalnızca benzin değil, dizel araçlara konmak için dizel yakıt da halihazırda mevcuttur.

Hatta birçok dağıtıcı şirketi tarafından yanlış yakıt ikmali hadisesinin önlenmesi amacıyla otomatik dolum sistemleri oluşturularak, akaryakıt dolum hizmetlerinin araç niteliklerine uygun nitelikte olması sağlanmak istenmiştir. Dağıtıcı Akaryakıt Şirketi tarafından sağlanan tüm faaliyetler, akaryakıt dolum hizmeti esnasında yanlışlıkların önlenmesi amacına hizmet etmekteyken, bayi çalışanı ve dolayısıyla bayi hizmeti nedeniyle gerçekleşen yanlış yakıt ikmali hadisesinde akaryakıt tedarikçisinden kaynaklanmayan hizmet nedenlerle yanlış dolum gerçekleştirilmiş olacaktır.

Bu durumda akaryakıt tedarikçisi, hukuken sorumlu olduğu her mükellefiyeti yerine getirmesine karşılık, bayi çalışanı tarafından -ki bu sebeple sorumluluk bayi üzerinde doğacaktır- söz konusu "HİZMET" ayıplı ifa edilmiş olacaktır.

Zira daha detaylı açıklamak gerekirse:

2.1 AYIPLI HİZMET DURUMUNDA HUSUMET VE TARAF SIFATI BAKIMINDAN

Yalnızca tedarikçi sıfatına haiz akaryakıt şirketinin olayda taraf sıfatı bulunmamaktadır. Nitekim, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun'un 14.maddesi gereği "AYIPLI HİZMET" ten doğan sorumluluk HİZMET SAĞLAYICISININ KENDİSİNE yüklenmektedir:

II. Ayıplı hizmetten sorumluluk

MADDE 14- Sağlayıcı, hizmeti sözleşmeye uygun olarak ifa etmekle yükümlüdür. Sağlayıcı, kendisinden kaynaklanmayan reklam yoluyla yapılan açıklamalardan haberdar olmadığını ve haberdar olmasının da kendisinden beklenemeyeceğini veya yapılan açıklamanın içeriğinin hizmet sözleşmesinin kurulduğu tarihte düzeltilmiş olduğunu veya hizmet sözleşmesinin kurulması kararının bu açıklama ile nedensellik bağı içermediğini ispatladığı takdirde açıklamanın içeriği ile bağlı olmaz.

İlgili kanunun 3.maddesinde ise Hizmet Sağlayıcısının tanımı şu şekildedir: "ı) Sağlayıcı: Kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye hizmet sunan ya da hizmet sunanın adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi ....... İfade eder."

Dolayısıyla, tedarikçi bu bağlamda sadece malı bayiye satan kişi olarak mal sağlayıcısı olup bir hizmet sağlayıcısı asla değildir. Nitekim, araca akaryakıt ikmali sırasında verilen hizmetin diğer tarafı yalnızca bayinin kendisidir ve tedarikçi bu ilişkide 3.taraftır. Başka deyişle, olayın gerçekleştiği akaryakıt istasyonu, tedarikçi markası altında bahsedilen ve fakat tedarikçiden bağımsız tüzel kişi tarafından işletilmektedir. Tedarikçi firma ile bayi arasındaki tek hukuki ilişkinin ise "bayilik sözleşmesi"nden ibaret olduğu aşikardır. Taraflar arasındaki ilişkiye göre, bayi; tedarikçiden akaryakıt ürünlerini satın almayı taahhüt ederek bu taahhüdün yanında kendi menfaatine tedarikçi markasının kullanım hakkını elde etmektedir. Bu sebepledir ki, bayi ile tedarikçi arasındaki ilişki, birbirinin eylem ve haksız fiilinden sorumlu olmayı gerektiren bir hukuki ilişki oluşturmamaktadır.

Yargıtay'ın yerleşik kararları da bayi ile tedarikçi şirket arasındaki ilişki nedeniyle ayıplı akaryakıt satımından doğan zararlardan tedarikçi şirketin sorumlu tutulamayacağı yönündedir. Yargıtay 19. Hukuk Dairesi'nin 2014/13086 E. ve 2014/17014 K. Sayılı ilamına göre, ortaya çıkan hasardan dolayı açılan tazminat davasında akaryakıtın bizzat ......... A.Ş.'den değil bayiden alınmış olması nedeniyle ............A.Ş.'nin "SATIM İLİŞKİSİNİN TARAFI OLMADIĞI"na ve davanın .............A.Ş. yönünden husumetten reddine hükmeden mahkeme kararı onanmıştır.

2.2. UYGUN İLLİYET (NEDENSELLİK) BAĞI BAKIMINDAN

Bununla birlikte, yanlış akaryakıt ikmali olayı ile tedarikçi firmanın eylemi arasında herhangi bir illiyet bağı da bulunmadığından haksız fiilden kaynaklı zararın tanzimi amaçlı tedarikçiye başvurulması mümkün olmayacaktır.

Bilindiği üzere; haksız fiilden kaynaklı zararın tazmin edilebilmesi için: "(i) hukuka aykırı bir fiilin/davranışın varlığı, (ii) haksız fiile neden olan davranışın kusurlu olarak yapılması, (iii) gerçekleştirilen kusurlu davranış neticesinde zararın ortaya çıkması ve en önemlisi (iv) kusurlu davranış ile ortaya çıkan zarar arasında uygun illiyet bağının var olması ve bunun ispatı" gerekmektedir.

Uygun illiyet bağı, olayların olağan akışına ve hayat tecrübesine göre sebebin, meydana gelen sonucu yaratmaya elverişli olması halidir. Başka bir deyişle, hayatın olağan akışı ve hayat tecrübesi bakımından öngörülemez zararlar uygun illiyet bağı kapsamında sorumluluğu doğurmayacaktır. Bu bağlamda olayda yanlış akaryakıt ikmali gerçekleşmiş olup burada tedarikçinin herhangi bir müdahalesinin bulunmadığı açıktır. Bu sebeple de tedarikçi sıfatına haiz akaryakıt şirketinin ortaya çıkan zararı tazmin etme yükümlülüğü söz konusu olmamaktadır.

Yanlış yakıt ikmali hadisesinin oluş şekli de düşünüldüğünde; bayi çalışanı tarafından gerçekleştirilen eylem neticesinde araca yanlış yakıt konmuş olmasında hizmetin bayi tarafından sunulması ve bayi çalışanının eyleminden kaynaklanması sebebpleriyle bayinin yegane sorumlu olacağı ortadadır. Nitekim bayilerin, görevin gerektirdiği vasıf ve eğitime sahip personel istihdam etmesi gerekmekte olup, çalışanlarına gerekli eğitimleri vermekle mükelleftirler.

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi E. 2009/250 K. 2010/6100 31.05.2010 tarihli kararında da açıkça belirtildiği üzere akaryakıt işleticisi basiretli bir tacir olmasından bahisle yeterli liyakata sahip kişileri çalıştırması gerektiği sonucuna ulaşılacaktır. "davalı akaryakıt işleticisinin basiretli bir tacir olarak hangi aracın ne tür yakıtla çalıştığını bilebilecek personel istihdam etmesi" gerekmektedir. Bu nedenle yanlış yakıt dolumu faaliyetini gerçekleştiren çalışanın ve dolayısıyla hizmeti sunan akaryakıt istasyonunun eylemden sorumlu olması gerekmektedir.

2.3. KUSURSUZ SORUMLULUK HALLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ BAKIMINDAN

Son olarak, tedarikçinin sorumluluğuna 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu uyarınca kusursuz sorumluluk üzerinden de başvurulması mümkün gözükmemektedir. Zira bu hallere gidilmesi için kanunda yalnızca 3 istinai yol sunulmuş olup bunlar; madde 65 uyarınca "Hakkaniyet Sorumluluğu", madde 66 vd uyarınca "Özen Sorumluluğu" ve son olarak madde 71  uyarınca "Tehlike Sorumluluğu" ile sınırlı sayıdadır:

B. Kusursuz sorumluluk

I. Hakkaniyet sorumluluğu

MADDE 65- Hakkaniyet gerektiriyorsa; hâkim, ayırt etme gücü bulunmayan kişinin verdiği zararın, tamamen veya kısmen giderilmesine karar verir.

II. Özen sorumluluğu

1. Adam çalıştıranın sorumluluğu MADDE 66- Adam çalıştıran, çalışanın, kendisine verilen işin yapılması sırasında başkalarına verdiği zararı gidermekle yükümlüdür. Adam çalıştıran, çalışanını seçerken, işiyle ilgili talimat verirken, gözetim ve denetimde bulunurken, zararın doğmasını engellemek için gerekli özeni gösterdiğini ispat ederse, sorumlu olmaz. Bir işletmede adam çalıştıran, işletmenin çalışma düzeninin zararın doğmasını önlemeye elverişli olduğunu ispat etmedikçe, o işletmenin faaliyetleri dolayısıyla sebep olunan zararı gidermekle yükümlüdür. Adam çalıştıran, ödediği tazminat için, zarar veren çalışana, ancak onun bizzat sorumlu olduğu ölçüde rücu hakkına sahiptir.

2. Hayvan bulunduranın sorumluluğu

a. Giderim yükümlülüğü MADDE 67- Bir hayvanın bakımını ve yönetimini sürekli veya geçici olarak üstlenen kişi, hayvanın verdiği zararı gidermekle yükümlüdür. Hayvan bulunduran, bu zararın doğmasını engellemek için gerekli özeni gösterdiğini ispat ederse sorumlu olmaz. Hayvan, bir başkası veya bir başkasına ait hayvan tarafından ürkütülmüş olursa, hayvanı bulunduranın, bu kişilere rücu hakkı saklıdır.

b. Alıkoyma hakkı MADDE 68- Bir kişinin hayvanı, başkasının taşınmazı üzerinde bir zarar verdiği takdirde, taşınmazın zilyedi, o hayvanı yakalayabilir, zararı giderilinceye kadar alıkoyabilir; hatta durum ve koşullar haklı gösteriyorsa hayvanı diğer yollarla etkisiz hâle getirebilir. Bu durumda, taşınmazın zilyedi derhâl hayvan sahibine bilgi vermek ve sahibini bilmiyorsa, onun bulunması için gerekli girişimleri yapmak zorundadır. 10768

3. Yapı malikinin sorumluluğu

a. Giderim yükümlülüğü MADDE 69- Bir binanın veya diğer yapı eserlerinin maliki, bunların yapımındaki bozukluklardan veya bakımındaki eksikliklerden doğan zararı gidermekle yükümlüdür. İntifa ve oturma hakkı sahipleri de, binanın bakımındaki eksikliklerden doğan zararlardan, malikle birlikte müteselsilen sorumludurlar. Sorumluların, bu sebeplerle kendilerine karşı sorumlu olan diğer kişilere rücu hakkı saklıdır.

b. Zarar tehlikesini önleme MADDE 70- Bir başkasına ait bina veya diğer yapı eserlerinden zarar görme tehlikesiyle karşılaşan kişi, bu tehlikenin giderilmesi için gerekli önlemlerin alınmasını hak sahiplerinden isteyebilir. Kişilerin ve malların korunması hakkındaki kamu hukuku kuralları saklıdır.

 III. Tehlike sorumluluğu ve denkleştirme

MADDE 71- Önemli ölçüde tehlike arzeden bir işletmenin faaliyetinden zarar doğduğu takdirde, bu zarardan işletme sahibi ve varsa işleten müteselsilen sorumludur. Bir işletmenin, mahiyeti veya faaliyette kullanılan malzeme, araçlar ya da güçler göz önünde tutulduğunda, bu işlerde uzman bir kişiden beklenen tüm özenin gösterilmesi durumunda bile sıkça veya ağır zararlar doğurmaya elverişli olduğu sonucuna varılırsa, bunun önemli ölçüde tehlike arzeden bir işletme olduğu kabul edilir. Özellikle, herhangi bir kanunda benzeri tehlikeler arzeden işletmeler için özel bir tehlike sorumluluğu öngörülmüşse, bu işletme de önemli ölçüde tehlike arzeden işletme sayılır. Belirli bir tehlike hâli için öngörülen özel sorumluluk hükümleri saklıdır. Önemli ölçüde tehlike arzeden bir işletmenin bu tür faaliyetine hukuk düzenince izin verilmiş olsa bile, zarar görenler, bu işletmenin faaliyetinin sebep olduğu zararlarının uygun bir bedelle denkleştirilmesini isteyebilirler.

Ancak olayın, açıkça görüldüğü üzere bu başlıklar altında değerlendirilmesi mümkün değildir. Zira, akaryakıt tedarikçisi bakımından Özen Sorumluluğu'nun alt başlığı sayılan Adam Çalıştırma Yükümlülüğüne de başvurulamayacak olup yanlış akaryakıt ikmali eylemini gerçekleştiren şahıs yalnızca bayi ile iş sözleşmesi akdeden bayi çalışanıdır ve akaryakıt tedarikçisinin bayilik ile alt işverenlik vb. bir ilişkisi de bulunmamaktadır.

  1. SONUÇ

Tüm bunlar göz önünde tutulursa, akaryakıt tedarikçisi akaryakıtın yanlış ikmali gibi hizmet sunulması sırasında gerçekleşen eylemlerden sorumlu tutulamayacak olup; yalnızca kendi akdi ve hukuki yükümlülüğü çerçevesinde sözleşme konusu mal olan tedarik ettiği akaryakıtın uygun tesliminden sorumludur. Bu teslim gerçekleştikten sonra ise, tedarikçi akaryakıt firmasının sorumluluğu ortadan kalkacak olup artık ayıplı olmadığı zaten Uygunluk ve Analiz Raporlarınca da tescil edilmiş akaryakıtın mülkiyetini elinde tutan ve "hizmet sağlayıcısı" sıfatıyla akaryakıt dolumunu gerçekleştirecek olan istasyon ve bayilik başlıca ve tek başına sorumlu –ve fakat tabiki çalışan personeli ile- sorumlu olacaktır.

The content of this article is intended to provide a general guide to the subject matter. Specialist advice should be sought about your specific circumstances.