A) COVID-19 NEDENİYLE YAŞANAN SÜREÇ

İlk kez Aralık ayında Çin'in Vuhan kentinde ortaya çıkan ve Covid-19 adı verilen virüs, Antartika dışında tüm dünyayı etkisi altına almış ve küresel bir salgın haline gelmiştir. Tüm dünyayı tehdit etmeye devam eden ve Dünya Sağlık Örgütü tarafından pandemi olarak nitelendirilen Covid-19 salgınının Türkiye'deki etkisinin de artışıyla beraber, hükümet salgının durdurulması için bir takım tedbirler almıştır.

Salgının yayılımını önlemek amacıyla eğitim alanını ilgilendiren ilk önemli karar 12 Mart'ta açıklanmıştır.

Bu karar ile Nisan tatili 16 Mart'tan 23 Mart'a kadar gerçekleşmiş ve sonrasında da eğitim kurumlarının 23 Mart tarihi itibariyle tatil edildiği ve uzaktan eğitime geçildiği açıklanmıştır.

Uzaktan eğitime geçilmesi, beraberinde, okul yemek ve servis ücretlerinin ödenip ödenmeyeceği ve eğer bu ödemeler yapılmışsa da bu ödemelerin iade edilip edilmeyeceği sorununu beraberinde getirmiştir.

B) YEMEK VE SERVİS SÖZLEŞMELERİNİN HUKUKİ NİTELİĞİ

Tam iki tarafa borç yükleyen sözleşmelerden olan okul yemek ve servis sözleşmelerinde, hem hizmet sağlayıcı kurumların hem de öğrenci veli ya da vasilerinin sözleşme gereği birbirlerine karşı bir takım borç ve yükümlülükleri bulunmaktadır. Hizmet sağlayıcı kurumlar, söz konusu sözleşmeler doğrultusunda sözleşme ile taahhüt edilen yemek ve servis hizmeti gibi edimlerini öğrenciye karşı ifa edecek, sözleşme tarafı öğrenci veli ya da vasisi de, bu hizmetlerin karşılığı olan ücreti hizmet veren kurumlara ödeyecektir. Karşılıklı olan bu borçlar işbu sözleşmelerin asli unsurlarıdır.

Uygulamada okullar, öğrenciler için hizmet alınacak yemek ve servis firmalarını belirlemekte, verilen hizmet karşılığı bedeller, ya okullara ödenen ücrete dahil edilerek okullar tarafından tahsil edilmekte ya da ücretler, veliler tarafından doğrudan yemek ve servis firmalarına ödenmektedir. Ödemeler eğitim yılı başlamadan önce peşin ya da taksitlendirerek ödenmekte, hizmet sağlayıcı kurumlar da işin niteliği gereği sözleşmeye konu bu hizmetleri ilgili öğretim yılı içerisinde düzenli olarak ifa etmektedir. Bu hizmetlere ilişkin ödemelerin okullara yapıldığı durumda, okullar da kurulan sözleşme ilişkisinde veli ve vasilerin doğrudan muhatabı haline gelmektedir.

C) COVID 19'UN BU SÖZLEŞMELERE ETKİSİ ÜZERİNE HUKUKİ TESPİTLER

Küresel salgın ile mücadelede, salgının yayılımını önlemek amacıyla okulda eğitime geçici bir süre ile ara verilmiş ve eğitimin uzaktan yürütülmesine karar verilmiştir. Alınan bu tedbir ile öğrenciler bilfiil okula gitmediklerinden bu durum, hizmet sağlayıcı kurumların da yemek ve servis sözleşmelerinden doğan borçlarını ifa edememesi sonucunu doğurmaktadır. Bu durumun ortaya çıkmasında hizmet sağlayıcı kurumların herhangi bir kusuru bulunmamaktadır.

6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun "İfa İmkansızlığı" başlıklı 136. Maddesine göre borcun ifası borçlunun sorumlu tutulamayacağı sebeplerle imkansızlaşırsa, borcun sona ereceği düzenlenmiştir. Buna karşılık borcun geçici bir süreliğine imkansızlaştığı somut durumlara ilişkin kanunda açık bir düzenleme bulunmamaktadır. Ancak bu gibi geçicilik arz eden imkansızlık hallerinde Yargıtay'ın yerleşik içtihatlarına göre ifa tarihinin, ifa imkansızlığının ortadan kalktığı tarihe kadar ertelenmesi söz konusu olacağı kabul edilmektedir.1

Alınan tedbirler kapsamında yüz yüze eğitimin geçici süreyle kesintiye uğradığı tarih itibariyle ilgili hizmet sağlayıcı kurumlar, öğrencilere yemek ve servis hizmeti sunamayacaklarından ötürü öğrenci veli ya da vasilerinden de karşı edimi yani ücret ödemesini talep edemeyecekleri söylenebilecektir.

Salgın ile mücadelede her ne kadar yüz yüze okulda verilen eğitime geçici süre ile ara verilmiş ise de, geçicilik arz edeceği şüphesiz olan bu süreyi şimdiden kestirebilmek mümkün olmadığı gibi; yüz yüze

eğitimin birebir telafi edilerek aynı sürede ilave okula gidilerek başka bir döneme kaydırılıp kaydırılmayacağını da şimdiden kestirebilmek mümkün değildir.

Söz konusu salgın nedeniyle yüz yüze eğitime verilen ara başka bir döneme kaydırılıp telafi edilmez ise ilgili hizmet sağlayıcı kurumun borcunun ifasının kesin olarak imkansız hale geldiğinin kabulü gerekecektir. Bu durumda da hizmet sağlayıcı kurum yemek ve servis hizmeti gibi sözleşme ile yerine getirmeyi taahhüt ettiği borçlarından tamamen kurtulmuş sayılacaktır. Bununla birlikte, borcun ifasının imkansız hale gelmesinden dolayı edimini yerine getirmeyen hizmet sağlayıcı kurum, sözleşmenin karşı tarafından, yani öğrenci veli ya da vasisinden, bu sözleşme gereği almış olduğu edimi sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca geri vermekle yükümlü olacaktır. Diğer bir ifade ile öğrenci veli ya da vasilerin, salgın nedeniyle ara verilen yüz yüze eğitim döneminin bir başka döneme ertelenerek telafi edilmemesi halinde, hizmet sağlayıcı kurumlardan hizmet alamadıkları döneme dair olarak yaptıkları ödemelerinin iadesini talep edebilecekleri kabul edilmelidir. Bu döneme ilişkin ödeme yapmayan öğrenci veli ya da vasileri de o dönem için ödeyecekleri miktarla sınırlı olarak borçlarından kurtulacaklardır.

D) SORUNUN ÇÖZÜMÜNE İLİŞKİN İDARE TARAFINDAN YAPILAN ÇALIŞMALAR

Konu ile ilgili olarak Milli Eğitim Bakanlığı ve sivil toplum kuruluşları tarafından da adımlar atılmaktadır. Basında çıkan haberlerden de takip edilebildiği kadarıyla, hem Milli Eğitim Bakanı tarafından bu sürecin telafi edileceği belirtilmiş hem de Özel Öğretim Kurumları Dernekleri2 temsilcileri tarafından 24 Mart 2020 tarihinde düzenlenen basın toplantısında, yüzyüze eğitime verilen aradaki kayıpların telafi edileceği, özellikle okul ve servis ücretleri bakımından hiçbir öğrenci ve velinin hak kaybı olmayacağı, telafi için eğitim-öğretim sürecinin arkasına eklenen sürede artık servis ve yemek için ayrıca ücret talep edilmeyeceği ifade edilmiştir.

17.04.2020 tarihli ve 31102 sayılı resmi gazetede ilan edilerek yürürlüğe girmiş olan Yükseköğretim Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile Milli Eğitim Temel Kanununa eklenen 50/A maddesi kapsamında ilçe, il veya ülke genelinde genel hayatı etkileyen salgın hastalık, doğal afet, elverişsiz hava koşuları gibi nedenlerle eğitim öğretim faaliyetinin iki haftadan fazla süreyle yapılamaması halinde uygulanacak telafi programlarının ders yılı içerisinde tamamlanamadığı durumlarda, yaz tatilinde yapılacak eğitim öğretim faaliyetleri nedeniyle öğretmenlerin izinlerinin kısaltılabileceği düzenlemiştir. Bu kapsamda öğretmenlerin izin süresinde yasal düzenlemeye gidilerek dolaylı olarak yazın okullarda eğitim verilmesinin de önü açılmıştır. Bu düzenleme kapsamında salgının el verdiği ölçüde, idare tarafından yazın okullarda eğitime devam edilmesi planlandığı çeşitli kesimlerce varsayılmaktadır.

SONUÇ

Küresel Covid-19 virüs salgınının, öğrenci veli ya da vasileri ile eğitim-öğretim hizmetlerinin yan hizmetleri olan yemek ve servis hizmeti sağlayıcı kurumlar arasındaki okul yemek ve servis sözleşmelerini (doğrudan veli ile akdedilmiş olup olmadığına bakılmaksızın) etkilediği ve bu hukuki ilişkide karşılıklı bazı taleplere sebep olacağı kaçınılmaz bir durumdur.

  1. Bu doğrultuda hizmet ilişkisinin tarafları olan okullar, veliler ve hizmet sağlayıcı kurum temsilcilerinin bir araya gelerek, konuyu tarafların mağdur olmayacağı bir çözüme ulaştırmaları ilk tercih edilen yol olmalıdır.
  2. Öğrenci veli ve/veya vasilerinin, servis ve yemek ücretlerini peşin olarak ödemiş olmaları halinde; Milli Eğitim Bakanlığı tarafından alınacak tedbir ve çözüm sürecinin takip edilerek, konu çözüme kavuşturulmadığı, yüz yüze eğitime ara verilen sürenin tamamını kapsayacak şekilde bir telafi yapılarak servis ve yemek hizmetlerinin verilmemesi halinde yukarıda açıklandığı şekilde sebepsiz zenginleşme hükümleri doğrultusunda hizmet alınmayan döneme tekabül eden servis ve yemek ödemelerinin iadesinin, ödemenin yapıldığı okul ve/veya kurumlardan talep edebileceği kabul edilmelidir.
  3. Geçici olarak hizmet verilmeyen döneme tekabül eden ve henüz ödenmemiş servis ve yemek ücretleri bakımından ise, yukarıda izah ettiğimiz ifa imkansızlığına dair yasa düzenlemesi ve Yargıtay içtihatları uyarınca edimin ifasının imkansız hale gelmiş olması nedeniyle artık sözleşme bedelinin de talep edilemeyeceği düşünülerek, hizmetler tekrar başlayıncaya kadar ödemelerin durdurulabileceği kabul edilmelidir. Bu döneme ilişkin ödeme yapılması tercih edilecek ise yapılacak ödemelerin ihtirazi kayıt konularak yapılması ileride üzerinde talep hakkını saklı tutmak için önemlidir. Bu halde salgın nedeniyle hizmetlerin yerine getirilmesi kesin olarak imkansız hale geldiği takdirde yukarıda belirtmiş olduğumuz gibi hizmet verilemeyen süreye dair ödemelerin sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre iadesi, okul ve/veya ilgili kurumdan istenebilecektir.

Footnotes

1 Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 28.04.2010 gün ve 2010/15-193- 235 sayılı ilamı

Basın toplantısını düzenleyen Özel Öğretim Kurumları Dernekleri: Türkiye Özel Okullar Derneği (TÖZOK), Özel Eğitim Öğretim Derneği (ÖZDEBİR), Özel Öğretim Derneği (ÖZDER), Tüm Özel Öğretim Kurumları Derneği (TÖDER) ve Özel Öğretim Kurumları Birliği (ÖZKURBİR)

The content of this article is intended to provide a general guide to the subject matter. Specialist advice should be sought about your specific circumstances.