Ödeme ve Menkul Kıymet Mutabakat Sistemleri, Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para Kuruluşları Hakkında Kanun ("Kanun") uyarınca ödeme hizmeti sağlanması ve elektronik para (e-para) ihracı için resmi izin alınması ve mevzuata uygun şekilde faaliyet gösterilmesi gerekmektedir.

Kanun'un 12. maddesinde, sadece ödeme aracını çıkaranın iş yerinde, sınırlı bir hizmet sağlayıcı ağında ya da sınırlı bir mal veya hizmet çeşidi için ödeme aracını ihraç eden ile yapılan ticari bir anlaşma çerçevesinde gerçekleştirilen mal veya hizmet alımında kullanılabilen araçlara ilişkin işlemler ödeme hizmeti kapsamı dışında değerlendirilmiştir. Kanun'un 18. maddesinde, e-para çıkarma izni verilen e-para kuruluşları dışındaki kişilerin e-para ihracı faaliyetinde bulunması yasaklanmış ancak e-parayı ihraç eden kuruluşun sadece kendi mağaza ağında, sadece belirli bir mal veya hizmet grubunun satın alınmasında veya yapılan bir anlaşma sonucunda sadece belirli bir hizmet ağında kullanılabilen ön ödemeli araçların, Kanun kapsamı dışında olduğu düzenlenmiştir.

22.11.2019 tarihli 30956 sayılı resmi gazetede yayınlanan 7192 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikler uyarınca, 1 Ocak 2020 tarihinden itibaren ödeme hizmetleri, ödeme hizmeti sağlayıcıları ile e-para kuruluşlarının düzenlenmesi, lisanslanması ve denetlenmesinden T.C. Merkez Bankası A.Ş. ("TCMB") sorumlu kılınmıştır. Ancak TCMB konuyu yeni devraldığı için bu konuda henüz ayrıntılı bir çalışma yapılmamış olup, şu aşamada daha önce mevcut maddelerin yorumlanmasıyla ilgili BDDK'nın uygulamasının dikkate almamız uygun olacaktır.

BDDK, kurumsal web sitesinde konuya dair yol gösterici değerlendirmeler yapmıştır. BDDK'ya sorulan sorularda; üyelerin kredi kartı veya banka kartı ile online hesaplarına para yükleyerek, aldıkları malın bedelini bu online hesaplardan malı satan üyenin online hesabına gönderdiği, online hesap bazlı işleyen 5.000 üyeli bir iş modelinde, bu işlemler sadece "üyeler arasında" gerçekleştirildiğinden "ön ödemeli aracın sadece belirli bir hizmet ağında kullanılması" şeklinde değerlendirilip değerlendirilmeyeceği danışılmıştır. BDDK, ön ödemeli aracın "sadece belirli bir hizmet ağında" kullanıldığının söylenebilmesi için, hizmet ağının sınırlarının belirli olması gerektiğini; üye sayısının sürekli artması ve kapsamının belli olmamasından dolayı, belirli hizmet ağında kullanılan araç olarak değerlendirilmeyeceğini belirtmiştir. Yine başka bir örnekte, bir "tatil köyünün" içinde yapılan alışverişlerde ve tatil köyü restoranında yenilen yemek bedellerini ödemede kullanılmak üzere çıkarılan ön ödemeli kartın kullanım koşulları içerisinde sadece bu hizmet ağında kullanılabileceğinin açıkça belirtilmesi ve bu hizmet ağı dışında kullanılmasının teknik olarak engellenmiş olması şartıyla, "belirli bir hizmet ağında" kullanıldığı yorumunun yapılabileceği; "e-para ihracı" kapsamına girmeyeceği belirtilmiştir. Son olarak, sadece ulaşımda kullanılan bir ön ödemeli kartın "belirli bir hizmet grubunun satın alınmasında" kullanıldığı ve Kanun kapsamı dışında olduğu yorumu yapılabileceğine değinilmiştir.

Neticeten, bir ön ödemeli aracın "sadece belirli bir hizmet ağında" kullanıldığının ileri sürülmesi için bakılması gereken en önemli kriterlerin başında hizmet ağının belirli ve sınırlı olması şartı bulunmaktadır. Bu anlamda örneğin, ödeme aracını kullanacak üye sayısının/ çevrenin değişiklik göstermesi ve kapsamının belirli olmaması, aranan belirlilik kriterini aşmaktadır. Bununla beraber, bu konuda görevi BDDK'dan yeni devralan TCMB'nin uygulamada nasıl yorum yapacağı belirli olmayıp, her bir iş modelinin Kanun karşısındaki durumuna ilişkin değerlendirmenin ilgili iş modelinin kendi işleyişine dair esaslar dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.

Tüm açıklamalar ışığında, belirli kriterleri sağlayan ön ödeme araçları (ikram kartları, mağaza kartları, taşıma kartları, üyelik/loyalty kartları, kontörler, sınırlı hizmet kavramına yönelen araçlar, kuponlar, mobil uygulamalar vb. ürünler) Kanun'da belirtilen istisnalar kapsamında değerlendirilebilir. Ancak Kanun'da TCMB'ye, yapılan işlemlerin toplam büyüklük ve etki alanı açısından TCMB tarafından belirlenecek seviyeye ulaşması durumunda, bu işlemlerin Kanun kapsamında değerlendirilmesine karar verebileceği yönünde geniş bir yetki tanındığından, her halükarda bu tür bir yapı kurmadan önce TCMB'den görüş alınarak nihai iş modeline karar verilmesi önem arz edecektir.

The content of this article is intended to provide a general guide to the subject matter. Specialist advice should be sought about your specific circumstances.