31 Temmuz 2020 tarihinde Resmî Gazete'de yayımlanan 7253 sayılı kanunla, 5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun'da ("5651 sayılı Kanun") çeşitli değişiklikler yapılmıştır. Yapılan bu değişikliklere ilişkin bazı hükümler yayım tarihinde yürürlüğe girerken, 2. maddenin 1. fıkrasının (s) bendinin, ek madde 4 ve geçici madde 5'in 01 Ekim 2020 tarihinde yürürlüğe gireceği düzenlenmiştir. 01 Ekim 2020 tarihinde yürürlüğe giren Ek Madde 4/10 gereği Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu ("BTK"), 02 Ekim 2020 tarihinde Resmî Gazete'de yayımlanan Kararı ile "Sosyal Ağ Sağlayıcılar Hakkında Usul ve Esasları" ("Usul ve Esaslar") belirlemiştir.

Söz konusu düzenleme ile sosyal ağ sağlayıcılara yönelik birçok yükümlülük getirilmiştir. Bunlardan biri de yabancı sosyal ağ sağlayıcılara yönelik olarak Ek Madde 4 ile getirilen temsilci atama yükümlülüğüdür. Türkiye'den günlük erişim sayısı 1 milyondan fazla olan yurtdışı merkezli sosyal ağ sağlayıcıların, en az bir kişiyi Türkiye'de yetkili temsilci olarak atama zorunluluğu vardır. Temsilci, tüzel kişi ise Türkiye'de kurulmuş ve Türk mevzuatına göre tüzel kişiliğini kazanmış olması; gerçek kişi ise Türk vatandaşı olması gerekmektedir. Bu yükümlülük, Ek Madde 4'ün 01 Ekim 2020 tarihinde yürürlüğe girmesiyle birlikte sosyal ağ sağlayıcılar açısından uygulanabilir hale gelmiştir.

Bu kapsamda, Facebook, Twitter, Youtube, TikTok gibi sosyal etkileşim amaçlı kurulan sosyal ağ sağlayıcılara 01 Ekim 2020 tarihinde temsilci atamalarına ilişkin yükümlülük bildirilmiş ve 30 gün içerisinde bu yükümlülüklerini yerine getirmemeleri üzerine 5651 sayılı Kanun uyarınca 10.000.000 TL idari para cezası kesilmiştir. Bu idari para cezası, temsilci atamayan yabancı sosyal ağ sağlayıcılara 5651 sayılı Kanun ile getirilen 5 kademeli yaptırım sisteminin ilk aşaması olarak uygulanmış olmakla birlikte, sosyal ağ sağlayıcıların yükümlülüklerini yerine getirmemeleri durumunda cezalar aşağıdaki tabloda belirtilen sıralamaya uygun olarak artırılacaktır.

1004534a.jpg

Uygulamada gelinen noktada ise temsilci atanması hususunda BTK'ya yapılacak bildirimlerde izlenecek yola ilişkin belirsizlik bulunmaktadır. Bu durumun sosyal ağ sağlayıcı tarafından yapılacak başvuru esnasında ya da BTK tarafından yapılan bildirim sonrasındaki süreçte netleşeceği düşünülmektedir.

Ek olarak, Usul ve Esaslar ile sosyal ağ sağlayıcı tanımının kapsamı, sosyal ağ sağlayıcıların raporlama yükümlülüğü, temsilci atama yükümlülüğü, bireylerin sosyal ağ sağlayıcılarına yapacağı başvurular ve Türkiye'deki kullanıcılara ait verilerin yurt içinde tutulmasına ilişkin ayrıntılı düzenlemeler yapılmıştır. Sosyal ağ sağlayıcı tanımının kapsamına ilişkin olarak Usul ve Esaslar'da bulunan düzenlemeler önemli hususlar içermektedir. Usul ve Esaslar ile birlikte; (i) İnternet ortamındaki yayının sadece belirli bir kısmında sosyal etkileşim amaçlı içeriğe yer verenler ve; (ii) Sosyal etkileşim amaçlı içeriğin yalnızca esas hizmete göre ikincil ve yan bir hizmet olarak sunulduğu platformlar (örneğin; kişisel internet siteleri, elektronik ticaret siteleri ve haber siteleri) kapsam dışına çıkarılmışlardır. Ayrıca, sosyal ağ sağlayıcının Türkiye'den günlük erişiminin düzenli olarak 1 milyondan az olması halinde kapsam dışı olarak sınıflandırılmak üzere BTK'ya talepte bulunulabileceği belirtilmiştir. BTK'nın, yapacağı teknik değerlendirme sonucunda bu talebi uygun bulması halinde bunu sosyal ağ sağlayıcıya bildireceği; sosyal ağ sağlayıcının Türkiye'den günlük erişim sayılarının artması halinde ise sosyal ağ sağlayıcıyı kapsam dahilinde kabul ederek bu durumu bildireceği düzenlenmiştir.

Her ne kadar düzenleme bu şekilde olsa da henüz uygulamada istisna tutulma taleplerinin BTK tarafından değerlendirmeye alınmaya başlandığına dair bir bilgi bulunmamaktadır. Temsilci atanması yükümlülüğüne ilişkin BTK tarafından bildirimde bulunulması dışında; sosyal ağ sağlayıcılara getirilen diğer yükümlülüklere ilişkin uygulamada bulunan belirsizlikler devam etmektedir. BTK kararları ve ileride çıkarılabilecek daha ayrıntılı düzenlemeler ile 5651 sayılı Kanun'un uygulanma sürecinin netleşeceği ve belirsizliklerin ortadan kalkacağı düşünülmektedir.

Sonuç olarak, sosyal ağ sağlayıcıların idari yaptırımlarla karşılaşmamak adına 5651 sayılı Kanun'da yapılan değişiklik ve Usul ve Esaslar uyarınca düzenlenen yükümlülüklere uyması önem arz etmektedir.

The content of this article is intended to provide a general guide to the subject matter. Specialist advice should be sought about your specific circumstances.