Anayasa Mahkemesi, Basvurucunun tasinmazinin tapu kaydina düsülen ihtiyati tedbir serhinin konulduktan 19 yil sonra kaldirilmasinin mülkiyet hakkinin ihlalini olusturduguna karar vermistir. 

Basvuru, miras birakana karsi açilan ve mirasçilarin taraf olmaya devam ettigi davada konulan ihtiyati tedbirin makul olmayan bir süre boyunca devam etmesinin mülkiyet hakkini ihlal ettigi iddiasina iliskindir.

Somut olayda,

  • Uyusmazlik konusu tasinmazin eski malikleri tarafindan basvurucunun miras birakanina karsi 21 Ocak 1998 tarihinde tapu iptal ve tescil davasi açilmistir.
  • Davacilarin talebi üzerine mahkeme tarafindan uyusmazlik konusu tasinmazin tapu kaydina 20 Mayis 1998 tarihinde ihtiyati tedbir serhi konulmasina karar verilmistir.
  • Miras birakan malik, dava devam ederken vefat etmis, mirasçilar davaya taraf olmustur.
  • 2006 yilinda davanin reddine karar verilmistir; ancak bu kararda ihtiyati tedbire iliskin herhangi bir hükme yer verilmemistir.
  • Daha sonra temyiz edilen karar Yargitay tarafindan bozulmustur. Bozmaya uyularak yapilan yargilamada davanin reddine karar verilmis olmasina ragmen kararda yine ihtiyati tedbir kararina iliskin bir hükme yer verilmemistir. Temyiz edilen bu karar Yargitay'in ilgili dairesi tarafindan onanmis olup bunu takiben yapilan karar düzeltme istemi 18 Nisan 2017 tarihinde reddedilmis ve karar kesinlesmistir. Ihtiyati tedbir de ancak 18 Mayis 2017 tarihinde kaldirilmistir.
  • Bunun üzerine basvurucu Anayasa Mahkemesi'ne bireysel basvuruda bulunmustur. Anayasa Mahkemesi, kararinin gerekçesinde mülkiyet hakkini sinirlandiran tedbirlerin makul olmayan bir süre boyunca devam etmesinin mülkiyet hakkina ölçüsüz bir müdahale teskil edecegine isaret etmistir. Somut basvurunun miras birakanin sagliginda baslamis ve mirasçilar tarafindan devam edilen bir  yargilamada verilen ihtiyati tedbire iliskin olmasi sebebiyle, sürenin uzunlugu degerlendirilirken tasinmazin miras birakana ait oldugu dönemin de dikkate alinmasi gerektigi de belirtilmistir. Kararda ayrica mülkiyet hakkinin etkili sekilde korunabilmesi için devletin müdahaleden kaçinma yani negatif yükümlülüklerinin yaninda belirli tedbirleri alma yani pozitif yükümlülüklerinin de olduguna deginilmistir. Bu noktada yargi sürecinin hizli islememesinin basvurucu nezdinde yarattigi olumsuz sonuçlarin devletin pozitif yükümlülügünün ihlali anlamina geldigi tespitinde bulunmustur. 
  • Sonuç olarak, Anayasa Mahkemesi, bahsi geçen ihtiyati tedbirin mülkiyet hakkina yapilan ölçüsüz bir müdahale oldugu gerekçesiyle ihlal yarattigina karar vermis ve basvurucu lehine net 6.000 TL manevi tazminata hükmetmistir.

10 Eylül 2020 tarihli 31240 sayili Resmî Gazete'de yayimlanan 23 Temmuz 2020 tarih ve 2017/26532 basvuru numarali Anayasa Mahkemesi kararinin tam metnine bu baglantidan ulasabilirsiniz.

Yazi ilk olarak, Moroglu Arseven'in iki haftada bir yayimlanan bülteni MA | Gazette'de yer almistir.

The content of this article is intended to provide a general guide to the subject matter. Specialist advice should be sought about your specific circumstances.