Türkiye Cumhuriyeti Anayasa Mahkemesi (“AYM”); 2019/40991 başvuru numaralı ve 23.03.2023 tarihli kararı ile merkez, şube ve tesis niteliğindeki iş yerlerinde Rekabet Kurumu'nun Rekabetin Korunması Hakkında Kanun ("Rekabet Kanunu")'un 15. maddesi kapsamında sahip olduğu yerinde inceleme yapma yetkisinin, hakim kararı olmaksızın kullanılmasının Anayasa'nın 21. maddesinde güvence altına alınan "konut dokunulmazlığı" hakkını ihlal ettiğine karar vermiştir.

Başvuru Konusu Olay ve Olgular

Bireysel başvuruya konu olan olayda, Rekabet Kurumu tarafından başvurucunun da aralarında bulunduğu otomotiv sektöründe faaliyet gösteren firmaların, Rekabet Kanunu'nun 4. maddesini ihlal edip etmedikleri hususunda soruşturma açılıp açılmasına gerek olmadığının belirlenmesi adına ön araştırma yapılmasına karar verilmiştir. Ön araştırma kapsamında başvurucunun iş yeri adresinde yerinde inceleme faaliyetleri yapılmıştır. Bu inceleme sonucu elde edilen bilgi ve belgeler kapsamında, Rekabet Kurulu tarafından söz konusu firmaların eylemlerinin Rekabet Kanunu'nun 4. maddesini ihlal eder nitelikte olduğu değerlendirilmiş ve ilgili teşebbüsler hakkında soruşturma yapılması kararı verilmiş olup, teşebbüslere idari para cezası verilmiştir. Başvurucu karara karşı idari yargı yoluna başvurmuş, son olarak Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu da kararı uygun bulmuştur. Bunun üzerine başvurucu, Rekabet Kurumu tarafından yapılan yerinde incelemenin konut dokunulmazlığı hakkını ihlal ettiği iddiasıyla Anayasa Mahkemesi'ne başvurmuştur.

AYM'nin Hukuki Değerlendirmesi

AYM müdahalenin varlığı konusunda yaptığı değerlendirmesinde;

  • Konut kavramının iş yerlerini de kapsadığını ve bu doğrultuda şirketlerin faaliyetlerini yürüttüğü merkezlerinin, şubelerinin ve diğer iş yerlerinin konut kavramı içerisinde değerlendirileceğini fakat iş yerlerinin mahrem unsur içermeyen herkese açık alanlarının bu kavram içerisinde görülmeyeceğini,
  • Bu doğrultuda yerinde incelemenin, inceleme yapılan teşebbüsün yönetim işlerinin yürütüldüğü kısımlar ile çalışma odaları gibi herkesin serbestçe giremediği alanlarda yapıldığını göz önüne alarak bu alanların konut olarak sayıldığını,
  • Ayrıca yerinde inceleme kapsamında şirket yetkililerinin bilgisayarlarından belge temin edildiğini de göz önünde bulundurarak, iş yerinde yapılan yerinde incelemenin Anayasa ile güvence altına alınan konut dokunulmazlığı hakkına müdahale teşkil ettiğini

tespit etmiştir.

AYM yapılan bu müdahalenin ihlal oluşturup oluşturmadığına dair değerlendirmesinde ise;

  • Rekabet Kanunu'nun 15. maddesindeki yerinde inceleme yetkisinin kullanılması bakımından kural olarak bir hakim kararı aranmadığını, ancak yerinde incelemenin engellenmesi veya engellenme olasılığının bulunduğu hallerde arandığını,
  • Yerinde incelemelerin, çoğunlukla müteşebbislerin herkese açık olan tesislerinde değil Anayasa'nın 21. maddesi uyarınca konut kapsamında değerlendirilen merkez, şube ve tesislerde yapılan bir faaliyet olduğunu,
  • Bununla birlikte Anayasa'nın 21. maddesi kapsamında usulüne uygun olarak verilmiş bir hakim kararı olmadıkça kimsenin konutuna girilemeyeceği, konutunda arama yapılamayacağı ve buradaki eşyalara el konulamayacağı belirtilerek konut dokunulmazlığı hakkını güvence altına alındığını,
  • Anayasada öngörülen bu güvencenin kamu görevlilerinin kişilerin konutlarına rızaları dışında girmek istediği her durumu kapsadığı belirtilerek, somut olay nezdinde Rekabet Kurumu uzmanlarınca hakim kararı olmaksızın yapılan yerinde incelemenin konut dokunulmazlığı hakkını ihlal ettiğini

tespit etmiştir.

Bununla birlikte AYM tarafından somut olayda başvurucu hakkında ikinci ön araştırmanın başlatıldığı 2009 yılı ile idari yargı sürecinin kesinleştiği 2019 yılı arasında geçen sürenin makul olmadığı sonucuna varılarak Anayasa'nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ayrıca karar verilmiştir.

Sonuç

AYM'nin kararında Rekabet Kanunu'ndaki yerinde inceleme düzenlemelerinin Anayasa'ya uygun hale getirilmesi ve yapısal sorunların çözümü adına durumun TBMM'ye bildirilmesi gerektiği sonucuna ulaştığını da göz önünde bulundurarak; halihazırda uygulamada da oldukça tartışılan yerinde inceleme yetkisinin kullanılması bakımından hem kanunsal düzlemde hem de uygulamada ne gibi değişikliklerin olacağı merak uyandıracaktır.

The content of this article is intended to provide a general guide to the subject matter. Specialist advice should be sought about your specific circumstances.